Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı borçlu hakkında davalı alacaklı tarafından başlatılan ilamsız icra takibinde davacı tarafça ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ıttıla tarihinin 25.03.2019 olduğu iddiası ile şikayet yoluna başvurulduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, aksine yazılı bir delil olmadıkça, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından şikayetçi borçlunun bildirdiği tarih esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

Somut olayda, borçlunun icra mahkemesinden talebi ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin olup, HMK'nın 26. maddesi gereğince hakim tarafların talebi ile bağlıdır. Buna rağmen talep aşılarak ödeme emrinin iptaline karar verilmesi anılan yasa hükmüne aykırıdır. Mahkemece borçlunun talebi ile bağlı kalınarak ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, şikayetçinin usulsüz tebliğ nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olduğundan bahisle takibin durdurulmamasına ilişkin işlemin kaldırılmasına, takibin durdurulmasına ilişkin talepte bulunduğu, ilk derece mahkemesince talep aşılmak suretiyle hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Oysa taleple bağlılık ilkesi uyarınca, hacizlerin kaldırılması talebi bulunmadığı nazara alınarak talepten fazlasına karar verilemez....

    Mahkemece davalı tarafa dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmemiş tensiben karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; muhatabın tevziat saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin araştırılmamış olması sebebiyle tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne birinci haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin 09/11/2019 olarak düzeltilmesine, şikayetçi aleyhine yapılan takip işlemlerinin iptaline karar verilmiştir. Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tebliğ işlemlerinin usule uygun olduğunu, iş bu şikayetin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, ayrıca şikayet kabul edilse dahi aleyhe yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır....

    Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; şikayet olunan dosyasının kesinleşme tarihinin 02.08.2016 olduğu, şikayetçi dosyasının kesinleşme tarihinin 10.08.2016 olduğu, şikayetçi haczinin daha sonra kesinleştiği anlaşılmakla şikayetin reddine karar verilmiştir. Karara karşı şikayetçi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11....

      Öte yandan, şikayetin, maddi vakıalara dayalı olarak ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik olması durumunda, bu iddia mahkemede her türlü delille ispat edilebilir (Yargıtay HGK. nun 2003/12- 600 E. - 2003/606 K. sayılı kararı). Bilindiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesi ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddesinin birinci fıkrasına göre, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru, tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 35/f maddeleri gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir....

      muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....

        , muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....

          , muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....

            O halde mahkemece şikayetin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 19.07.2012 olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre süresinde icra müdürlüğünde borca ve takibe itiraz edildiğinden takibin durmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

              UYAP Entegrasyonu