Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2020/3078 Esas sayılı dosyasında ödeme emri borçlu şirkete 12/03/2020 tarihinde "Tebligat adreste muhatabın ...Sırı... gittiğini beyan eden aynı işyerinde daimi işçisi Hatice Ustaoğlu imzasına tebliğ edildi." açıklaması ile tebliğ edilmişse de, tebliğ işlemi sırasında, şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise, bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin çalışana tebliğ edildiği, 20/05/2019 tarihli imza sirkülerine göre de Hatice Ustaoğlu'nun borçlu şirket temsilcisi olmadığı anlaşılmakla, anılan tebligat, Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddesi hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğundan, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağından, mahkemece öğrenme tarihinin tespiti ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekmektedir....

İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." hükmü yer aldığı, ödeme emrinin borçluya 01/12/2018 tarihinde tebliği için belgede muhatabın ayrıldığı yazılı olduğu, imzadan imtina etse bile haber alınan ve bırakılan komşu, yönetici veya kapıcının ad ve soyadının tebliğ evrağına yazılmasının zorunlu olduğu, bu hususun yerine getirilmediği, yapılan tebligatın geçersiz olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulü ile, Gaziosmanpaşa 6. İcra Dairesi'nin 2019/87552 esas sayılı icra takibinde borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihinin, öğrenme tarihi olan 25/03/2022 olarak düzeltilmesine karar vermiştir....

maddesine aykırı olduğu gibi, icra müdürünün yerine geçilmek suretiyle sıra cetvelinin düzenlenmesi anlamına da geldiğinden doğru olmadığı, ... olan şikayet tarihinin gerekçeli karar başlığında olarak yazılmış olması hatalı olmuş ise de, hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın .... maddesi uyarınca İcra Mahkemesi kararının "HÜKÜM" kısmının 1. bendindeki "itirazın" ibaresi çıkarılarak yerine "şikayetin" ibaresinin yazılması ve "davacının birinci sırada davalının ikinci sırada olması gerektiğinden" ibaresinin hükümden çıkartılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına, gerekçeli karar başlığındaki şikayet tarihinin düzeltilmesine karar verilmiştir. Şikayet olunan vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

    Davacı davalı aleyhine 26.06.2014 tarihinde başlatmış olduğu tahliye istekli icra takibi sebebiyle, İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen 13 örnek ödeme emrinin davalıya 13.11.2014 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, takibe konu kira borçlarının yasal sürede ödenmediğinden bahisle kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla şikayet başvurusunda bulunmuş ... 7. İcra Mahkemesi’nin 18.01.2016 gün, 2015/660 Esas-2016/64 Karar sayılı kesinleşen ilamı ile ödeme emri tebliğ tarihinin 20.11.2015 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Bu durumda, davaya dayanak yapılan icra takibindeki ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu belirlendiğinden ve davalı tarafça da süresinde icra takibine 24.11.2015 tarihinde itiraz da bulunulduğundan kesinleşen bir icra takibinden söz edilemez....

      Mahkemece;"Davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2021/23928 Esas sayılı takip dosyasından davacı borçluya yapılan ödeme emri tebliğ tarihinin 05/07/2021 tarihi olarak düzeltilmesine, diğer itirazlar takibin şekline göre İcra Müdürlüğü'ne yapılması gerektiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra takibine konu senedin adres bilgilerinin bulunduğu alanda yazan adrese yani bilinen en son adrese icra ödeme emrinin tebliğinin yapılmadığı, ilk olarak mernis adresine tebliğ yapıldığı açıkça görüleceğini, dolayısıyla 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve yargı kararları ışığında usulüne uygun tebligatın yapılmadığı bahse konu icra dosyasının bu şekilde kesinleştirilerek haciz işlemlerinin yapılması hukuka aykırı olduğunu, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmemesine yönelik şikayet olup, dava dilekçelerinde ciro silsilesine yönelik bozukluk bulunması nedeniyle iptali gerektiği yönünde yakınmalar ve talepler olsa da iki davanın aynı anda yürütülemeyeceği, mahkemece usulsüz tebliğe ilişkin davanın sonuçlanana kadar ciro silsilesinde bozukluk olması nedeniyle takibin iptali davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını, tebliğ tarihinin 26/05/2022 olarak kabulüne, icra işlemlerinin tedbiren durdurulmasına...

      DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİ İLE ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı- borçlu dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 11 İcra Müdürlüğünün 2022/14801 Esas sayılı dosyasında davalı alacaklı tarafından müvekkil hakkında takip başlatıldığını, müvekkile tebliğ edilen ödeme emri usule aykırı bir şekilde tebliğ edilmiş olup, müvekkilin takipten 25/07/2022 tarihinde malvarlığı üzerine tatbik edilen hacizler nedeni ile haberdar olduğunu, ödeme emrinde sadece TK 21/2 maddesine göre muhtara tebliğ edilmiş olduğu belirtilmiş olup, bu durumun açık bir şekilde yasaya aykırı olduğunu, muhatabın adreste sürekli mi geçici mi olarak bulunmadığına ilişkin bilgi yer almadığını beyanla; 25/07/2022 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ile usulsüz düzenlenmiş ödeme emri ve takibin iptaline, davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir....

      T1 Şirketi adına yapılan 1. haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin iptali ile 1. haciz ihbarnamesinin tebliğ ve öğrenme tarihinin 29/01/2021 olarak düzeltilmesine, 1. haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet kabul edildiğinden davacı hakkında düzenlenen 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin tebliğ işlemlerinin iptaline karar verilmesi isabetlidir. Yukarıda belirtilen nedenlerle; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin Adana 1....

      nin müvekkilinin kesin haczine iştiraki için İİK'nın 100. maddesinde sayılan belgelere dayanması gerektiği halde borçlu hakkında adi belgeye dayalı genel haciz yoluna başvurduğunu, müvekkilinin takibinin ise ilama dayalı olduğunu, müvekkilinin takip tarihinin de şikayet olunanın takibinden önceki tarihli olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, 29.06.2011 tarihli sıra cetvelinin şikayetçi tarafa 04.07.2011 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine dair verilen karar, Dairemizin ..... tarih ve .... E., .......

        Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır....

        UYAP Entegrasyonu