Rücu ilişkisi TBK 62. Maddesinde “Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur.” Demekle bu maddede müteselsil sorumlulardan her biri tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödediği taktirde diğer müteselsil sorumluya ve sorumlulara hangi esaslar içinde rücu edeceğini düzenlemektedir. Hemen belirtelim ki rücuda teselsül değil pay esası geçerlidir. TBK 62. Maddesinde sorumluluk hukuku yönünden rücu ilişkisini, TBK 167 sözleşmeye dayalı rücu ilişkisini ve KTK 88/2 ise araç işletenlerin sorumluluk ilişkilerini düzenlemiştir.(Prof. Dr. FİKRET EREN 6098 Sayılı TBK Göre Hazırlanmış Borçlar Hukuku Genel Hükümleri , Prof. Dr....
Öncelikle TBK 77 uyarınca haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından ya da emeğinden zenginleşen kişinin bunu geri vermekle yükümlü olduğu genel hüküm olarak düzenlenmiştir. Akabinde ise TBK 78 uyarınca borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat etmesi hâlinde geri isteyebileceği özel hüküm olarak düzenlenmiştir. Devamında ise TBK 79 uyarınca sebepsiz zenginleşenin, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Yani Kanun koyucu TBK 77 ve 78 hükümlerini ihdas etmek suretiyle; bir borcun varlığından haberdar olmasına rağmen ödeme yapan bir kimse ile hiçbir haklı sebep bulunmaksızın bir başkasının zenginleşmesi olgularını farklı usullere ve farklı neticelere bağlamıştır....
TBK 66'ya göre adam çalıştıran sıfatında olan kişi kurtuluş kanıtı getirerek sorumluluktan kurtulabilir ise de TBK 116'ya göre adamını borcun ifasında yardımcı olarak çalıştıran borçlu, aynı imkana sahip değildir. Diğer taraftan TBK 66'ya dayanan sorumlulukta zamanaşımı TBK 72. Maddedeki sürelere tabi iken, TBK116'ya dayanan sorumlulukta zamanaşımı süresi TBK 146 hükmüne tabidir. ( Prof.Dr. Kemal Oğuzman , Prof.Dr. Turgut Öz, Borçlar Hukuk Genel Hükümler, Cilt II, Vedat Kitapçılık-2013, sayfa 142) Bu bağlamda davalının sorumluluğu yardımcı kişilerin fiilinden sorumluluk olduğundan gerekçenin düzeltilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın gerekçesi düzeltilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK'nin 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca, kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Alıcının tacir sıfatına sahip olması TBK 225/2 ve TBK 221.madde hükümlerinin onlar hakkında geçerli olmadığını göstermez. Söz konusu hükümlerin uygulama alanının belirlenmesinde alıcının kimliği önem taşımamaktadır. Ayıptan doğan sorumluluk düzeninde satıcının meslekten satıcı olması nazara alınmışken alıcının meslekten alıcı ve ya tacir sıfatına sahip olup olmadığına göre farklı hukuki sonuçlar öngörülmemiştir. Ağır kusurlu satıcı ayıpların süresinde ihbar edilmediğini ileri süremez. Ayıptan doğan haklar için kanunda öngörülen kısa zamanaşımı süresinden faydalanamaz. Sorumsuzluk anlaşmasına dayanarak sorumlu olmadığını iddia edemez. TBK 225/2 ayıptan doğan sorumluluk rejiminde satıcının ağır kusurlu olmasına sonuç bağlanan tüm konularda uygulama alanına sahiptir. TBK 225/2 eşliğinde hem TBK 225/1 hem de TBK 221 hükümleri tacirler arası satışlarda da uygulanacaktır....
Yine TBK 157. Maddesine göre zamanaşımı icra takibiyle kesilmişse alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar. TBK 156. Maddesi uyarınca da; zamanaşımının kesilmesiyle yeni bir süre işlemeye başlar. 7226 sayılı Kanunun geçici 1....
Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü İl Özel İdareleri ve Belediyeler dışındaki diğer kamu kuruluşlarına ait kiralanan taşınmaz TBK. nun 339/1 maddesinde düzenlenen konut ve çatılı işyeri kirası hükümlerine tabi bir yer ise TBK.nun 339/2 maddesi hükmüne göre, kiraya verme 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununa tabi olsa da bu taşınmazlar hakkında TBK. nun konut ve çatılı işyeri kirasına ilişkin hükümleri uygulanır. Sözleşme süre sonunda TBK. nun 347. Maddesi uyarınca kiracı tarafından feshedilmedikçe aynı şartlarla bir yıl uzatılmış sayılacağından TBK. nun konut ve çatılı işyeri kirası hükümlerinde yer alan tahliye nedenlerine dayanılarak tahliyeleri sağlanabilir. Kiralanan konut ve çatılı işyeri kirası hükümlerine tabi olup da sözleşme süresiz yapılmış ise, bu durumda TBK. nun 328.329 maddelerindeki feshi ihbar sürelerine uyularak yine konut ve çatılı iş yeri kirası hükümlerinde yer alan tahliye sebeplerine dayanılmak koşuluyla tahliyeleri sağlanabilir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı TBK nın 2019 vd.maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekellüf hükümleri kapsamında bedelde indirim (TBK 227/2 m) istemine yöneliktir. Satıcının ayıptan sorumluluğunun ortaya çıkması için alıcının satılanı muayene etmesi ve iddia olunan ayıpları satıcıya ihbar etmesi gereklidir. Bunun aksine davranan alıcının ayıba karşı tekellüf hükümlerinden faydalanma olanağı yoktur. Ayıba karşı tekeffül borcuna ait TBK.'nın 219 ila 236. maddeleri arasında belirtilen koşullarının gerçekleşmesiyle, alıcı 227 ve devamı maddeleri kapsamında kendisine tanınan seçimlik haklarını satıcıya karşı kullanabilecektir....
Tüm bu açıklamalar ışığında dava dışı şirket ile banka arasındaki genel kredi sözleşmesinin ve davacının kefaletinin ayakta olduğu TBK 601 maddesinde aranan şartların yerine getirilmediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İSTİNAF BAŞVURU : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı şirket arasında karşılıklı borç doğuran taşınır satım sözleşmesi imzalandığını, satım sözleşmesinin, karşılıklı borç doğuran bir sözleşme olduğunu, taşınır satımında, satıcının ayıplardan sorumluluğunun TBK 219 vd. maddelerinde düzenlendiğini, dava konusu taşınır satım sözleşmesinde müvekkil ile davalı arasında sorumsuzluk anlaşması gündeme gelmediğini, alıcının, ayıpları satıcıya bildirme yükümlülüğünün TBK 223 vd. maddelerinde düzenlendiğini, satıcının ağır kusur - hafif kusurun tespiti ancak ve ancak söz konusu gizli ayıplı olarak müvekkile teslim edilen taşınır mallar üzerinde bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkabileceğini, müvekkilinin TBK 227.maddesindeki seçimlik hakkını usulüne uygun olarak kullandığını, davalı müvekkile 1. kalite AR - 1047- A MCK 122 1000 cinsli 7036 metre kumaşı metresi 2,90 USD birim fiyatı ile tam ve eksiksiz bir şekilde ifa etme borcu altına girdiğini, kumaşların gizli...
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı bankanın asıl alacağa faiz eklemek ve TBK 88 ve 120 maddelerine aykırı olacak şekilde faiz işletmek suretiyle alacak talebinde bulunup bulunmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kredi hesabına ait hesap hareketleri, geri ödeme planı gözetilerek davacı tarafından ödenmesi gereken tüketici kredisi asıl alacağı usulünce hesaplanmadığı gibi faiz hesabı da TBK'nun 88 ve 120 maddelerine aykırı olarak yapılmıştır. Bu bağlamda söz konusu rapor, hatalı, eksik, yetersiz, hüküm kurmaya elverişli mahiyette değildir....