WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlar Kanunu’nun 530. ( TBK 630) maddesinde düzenlendiği üzere, adi ortaklık sözleşmesinde bir hüküm mevcut olmadıkça, adi ortaklığı idare eden ortak ile diğer ortaklar arasındaki ilişkiler, vekâlet hükümlerine tâbidir. Özel bir yetkiyi haiz olmadıkça vekilin, önemli işlemlerden olan davayı açamayacağı BK’nın 388. (TBK 504.) maddesi hükmü gereğidir. Adi ortaklık, iştirak halinde mülkiyet kurallarına tâbi olduğu için, davaların, Türk Medeni Kanunu’nun 702. ve BK’nın 534. ( TBK 638.) maddeleri gereğince bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adi ortaklığın davacı olduğu hallerde adi ortaklığı oluşturan ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, davanın ortaklar tarafından birlikte açılması, sadece biri tarafından açılan davanın hemen reddedilmemesi, diğer ortağın HMK'nın 59. ve 60. madde hükümleri gözetilerek, davaya dahil edilmesi için davacı yana önel verilerek taraf teşkili sağlanması gerekir....

    Kusursuz sorumluluk hallerinde de tazminat tayin edilirken aksi belirtilmedikçe Borçlar Kanunu'nun kusura dayanan sorumluluk (TBK 49-76. md.) hükümleri uygulanır. Bu nedenle tazminatta indirime sebep olabilen TBK 51-52.maddeleri kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi olabilecektir. Nitekim KTK'nın 86/2 maddesinde de işletenin sorumluluğuna bağlı olarak tazminat taktir edilirken zarar görenin kusurunun indirim sebebi olarak nazara alınacağı hükme bağlanmıştır. Destek tazminatı, destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp bağımsız bir talep ise de bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan daha farklı bir hukuki durum yaratılamayacağından desteğin fiil ve davranışları, TBK 51 ve 52.maddeleri gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından gözönünde bulundurulmalıdır....

      Ödemeler tenzil edilirken TBK 100. maddesi hükmü gözönüne alınmalıdır. Ne var ki mahkemece hükme esas alınan 19/02/2018 tarihli kök raporda, TBK 100. maddesi dikkate alınmaksızın hesaplama yapılmış ve davacının icra vekalet ücreti hariç 78.71 TL fazla ödeme yaptığı açıklanmıştır. Aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 27/06/2018 tarihli ek raporda ise, TBK 100. maddesine uygun olarak ödemelerin önce faizden indirilmesi sonucu davalı bankanın asıl alacak ve faiz alacağının sona erdiği ancak 2.802,81 TL icra masrafları da eklendiğinde bankanın bu kez 797,76 TL alacaklı olduğu ifade edilmiştir. Bu durumda esasen her iki raporda da dosya borcunun kapanmadığı sonucuna ulaşıldığı görülmektedir. Zira mahkemece itibar edilen raporda 78,71 TL fazla ödeme tespitinde icra vekalet ücretinin hariç tutulduğu açıkça belirtilmiştir....

      Dolayısıyla davacının faturanın davalıya tebliğine ilişkin yazı ancak davalı ile olan sözleşme kapsamına göre kendi üzerine düşen edimin ifa edildiğinin ihbarına ilişkin olup TBK m.90 kapsamında kalan davacı alacağını muaccel hale getirme niteliğini haizdir. Bu yazı TBK m. 117'deki temerrüt şartlarını oluşturmak için yeterli unsurları taşımamaktadır. Davacının bu bildirimi sonrasında TBK m.117 kapsamında davalıyı temerrüde düşüren talep davaya konu olan İzmir 17. İcra müdürlüğünün 2016/15243 E. takip sayılı dosya ile yapılan ilamsız icra takibinde düzenlenen ve tebliği yapılan ödeme emridir....

        Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin 02/11/2015 tarihinden beri devam ettiğini, işverenin haklı sebebe dayanmaksızın 31/07/2016 tarihinde sözleşmeyi fesh ettiğini, herhangi bir disiplin cezası almadığını, feshe ilişkin açık bildirim yapılmadığını, müvekkilinin TBK 'ya göre kendisinden beklenen özen, sadakat ve itaat yükümlülüklerine yerine getirdiğini, herhangi bir olumsuz sonuç getirecek bir durumunun olmadığını, TBK. 438 md. göreye haksız fesih sebebiyle, fesih bildirim süresine ait ücretin işçi tarafından talep edilebileceği, TBK. 434. Maddesinde fesih hakkının kötüye kullanması niteliğinde olması halinde fesih bildirim süresinin 3 katı kadar kötü niyet tazminatı ödenmesi gerektiğini, ayrıca TBK. 438....

        uygulanan -------- talep edildiğini, davacının talebi değerlendirildiğinde davacı alıcının olumsuz (menfi) zarar talebinin, ayıptan sorumluluk hükümleri kapsamında TBK m. 227/1, b.l hükmü uyarınca sözleşmeden dönme üzerine TBK m. 229/1,b5.3 hükmüne dayandığı kanaatine varılabil doktrinde, TBK m. 229/1,b.3 "Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi" şeklindeki hüküm ile kusursuz sorumluluğun düzenlendiğini, hükümde sadece olumsuz (menfi) zararların istenebileceğinin düzenlendiğini, alıcının sözleşmeden dönmesi halinde doğrudan zarar kapsamında olumsuz (menfi) zararın --------- tazmininin talep edilebileceğinin kabul edildiğini, davacı tarafından---- davalıya ------- tarihinde gönderilen ihtarnamede ---- olumsuz (menfi) zararın tebliğden itibaren 3 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiş olup ihtarname, davalıya ---- tarihinde tebliğ edildiğinden davalının, TBK m. 92/1,b.1, TBK m. 93/1 ve TBK m. 117/1l hükmünce ------- tarihinde temerrüde düştüğü kanaatine varılabileceğini, davacının,...

          (TBK 49. Mad.) Hakim tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle de kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. (TBK 50. 51. Mad.) Zarar gören zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında yada artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. TBK' nın 474. Maddesine göre, "iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıplar varsa bunu uygun süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri giderini karşılayarak eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucunun bir raporla belirlenmesini isteyebilir."...

            (OĞUZMAN/ÖZ, Borçlar Genel, Cilt-2, s. 145) İşletenin, organizasyon sorumluluğundan sıyrılması, TBK m. 66/II yanında, TBK m. 66/III'te düzenlenen özen yükümlülüğü gerekliliğinin yerine getirdiğinin ispat etmesinden ileri gelmez. İşleten bakımından, öngörülen kurtuluş kanıtı, sadece TBK m. 66/III uyarınca organizasyona özen göstermiş olduğunun ispatına bağlıdır. İşletenin, çalışanın seçiminde, talimatlandırılmasında, gözetim ve denetiminde özen göstermesi gereği, söz konusu alanlardaki özenin, organizasyona özen kapsamında olmasının bir sonucudur. Söz konusu durum, adam çalıştıranın sorumluluğunun ve organizasyon sorumluluğunun TBK m. 66 hükmü içerisinde iki ayrı fıkra halinde birbirinden bağımsız sorumluluk hükümleri olarak düzenlenmesinden kaynaklanır. Bu bakımdan, sorumluluktan kurtulabilmek için işleten, TBK m. 66/II ile 66/III uyarınca özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat etmez; sadece TBK m. 66/III uyarınca organizasyona özen gösterdiğini ispat eder....

              İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/ esas, 2022/ karar sayılı kararında:" -Davaya konu tasarrufa dair İİK m277 vd hükümleri ile TBK m19 hükmü çerçevesinde yapılan incelemede, ödemeye ilişkin sunulan dekont, tarafları arasında gerek ticari ve gerekse de akrabalık bağının bulunmadığı hususları ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında yapılan satış işleminin "alacaklılara zarar verme kastı " ile ve " muvazalı" olarak yapıldığının davacı tarafça ispat edilememesi sebebiyle, 1- Davanın REDDİNE," karar verilmiştir....

              ise bu ivazın da yerine getirilmesi gerektiği, verme, yapma ya da yapmama şeklinde ki her türlü edimin ivaz olduğu, ön sözleşmenin yapılmasından sonra şartların değişmesi ve böylece tarafların ön sözleşmeye başvurularındaki amacın boşa çıkması halinde TBK m. 138 uyarınca sözleşmenin uyarlanması mümkün değilse sözleşmeden dönmenin söz konusu olabileceği, TBK m. 29 hükmünün uygulanması gerektiği görüşü benimsenirse TBK m. 138 de ki dönmeye ilişkin hükümlerin uygulanabileceği, ön sözleşmenin ivazlı olması veya kurulması taahhüt edilen asıl sözleşmenin tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliği taşıması halinde ön sözleşmeden doğan asıl sözleşmeyi kurma borcunda temerrüt üzerine alacaklının TBK m. 125 de ki haklarını kullanabileceği, buna göre alacaklının borçlunun temerrüdüne düşmesi nedeniyle ifadan vazgeçerek olumlu zararını tazmin edilmesini isteme veya ön sözleşmeden dönerek olumsuz zararın giderilmesini talep edebileceği, somut uyuşmazlıkta 22.04.2021 tarihli protokolün geciktirici...

                UYAP Entegrasyonu