WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TBK. nun 182/2. maddesi uyarınca yapılacak taktiri indirim hak edilen miktardan yapılmalıdır. Taktiri indirimin hak edilen miktar yerine talepten yapılması hatalıdır. Davacının fesih tarihindeki brüt maaşı 5.000,00 TL. olup, buna göre cezai şart 5.000,00 TL. X 4 = 20.000,00 TL. olup, TBK. nun 182/2. maddesi uyarınca yapılacak taktiri indirimin 20.000,TL. üzerinden yapılarak 8.000,00 TL. ye hükmedilmesi gerekirken, hak edilen yerine talepten taktiri indirim yapılarak 4.000,00 TL. ye hükmedilmesi isabetsizdir. 3-Davanın kısmen reddi taktiri indirimden kaynaklandığından ve takdiri indirime dayalı ret nedeni ile vekalet ücretine hükmedilmeyeceğinin ve davacının yaptığı harç ve yargılama masraflarının tamamının davalıya yükletilmesi gerektiğinin gözetilmemesi de isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

    Dava, TBK 347. maddesine dayalı on yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle tahliye istemine ilişkindir Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; Dava dilekçesinde ve 27.08.2014 keşide tarihli ihtarnamesinde kira süresinin 10 yılı aştığını ve TBK 347. Maddesi gereği yenilenmeyeceğini, kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki 01/03/1997 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin uzayarak günümüze kadar geldiği, dava tarihine göre uzama süreleri dikkate alındığında 10 yıllık süre itibariyle davacının iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde davanın ....... ile davalı .......' ye karşı açıldığı, ancak dava dilekçesinin diğer davalı olan ......'ye tebliğ edilmeden yargılamanın davalı ......... 'ne karşı devam ettiği anlaşılmaktadır....

      O halde, davalılar davacı şirketin ortaklığın faaliyetlerini engellediğini ve üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, bu davranışlarıyla adi ortaklığın yükümlülüğünde olan işleri yapamaz hale geldiğini savunduklarına göre, mahkemece; davalı ortakların TBK. nun 629. maddesine göre yaptıkları bu savunma üzerinde durulup, dayandıkları ihtarname ve diğer deliller incelenip, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, TBK. nun 629. maddesindeki hükümler gözardı edilerek yazılı olduğu gibi hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı adi ortaklık şirketlerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ancak iş sahibi eseri kabul etmiş olsa da ayıp kasten gizlenmişse veya gizli ayıp söz konusu ise yüklenici sorumluluktan kurtulamaz (TBK m.477/1). Borçlar Kanunumuzda muayene ve ihbar külfetleri bakımından bir süre düzenlenmemiş olup, işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz muayene edip açık ayıpları uygun bir sürede yükleniciye bildirmelidir. TBK m.477/f.3 uyarınca gizli ayıpların ise gecikmeksizin bildirilmesi gerekmektedir. İş sahibi bu bildirimi en geç teslimden başlayarak iki yıl içinde (TBK m.478) yapmalıdır. Bkz. Alper Gümüş, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 2020, s.376). Ayıp sebebiyle iş sahibi, meydana gelen eser kullanılmayacak veya hakkaniyete göre kabulü beklenemeyecek derecede ayıplı olursa sözleşmeden dönebilir (TBK m.475/I, b.1). Bu seçimlik hakkı kullanmak yerine İşsahibi bedelden indirim (TBK m.475/b.1, b.2) veya eserin ayıp oranında giderilmesi (TBK m.475/1, b.3) ve/veya tazminat (TBK m.475/f.2) talep edebilir....

          Ancak kiralanan Türk Borçlar Kanunu'nun ürün kirası hükümlerine tabi bir taşınmaz kirası olup, konut ve çatılı iş yeri kiralarına uygulanan TBK.'nun 339 ve 344. maddesi ve devamı maddeleri hükümlerinden faydalanamayacağı, kaldı ki; TBK.'...

          TBK madde 62/2, müteselsil sorumlulardan biri tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödediği takdirde diğer müteselsil sorumluya veya sorumlulara hangi esaslar içinde rücu edeceğini düzenlemektedir. Hemen belirtelim ki, rücuda teselsül değil, pay esası geçerlidir. Gerçekten de sözü geçen maddeye göre "Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen müteselsil sorumlu, bu fazla ödemesi için diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur. TBK madde 62. Sorumluluk hukuku yönünden bir rücu düzeni öngörmüştür. TBK. Madde 167 ise sözleşmeye dayalı müteselsil borçlarda rücu düzenini belirlemiştir. Aynı husus KTK madde 88/2 de de araç işletenlerin sorumluluğu yönünden düzenlenmiştir. Müteselsil sorumlulukta sorumluların birbirine karşı rücu ilişkisinde göz önünde tutulacak ilkeler TBK madde 62/1'de düzenlenmiştir....

            TBK m. 21-25 uyarınca bunların doğrudan geçersiz sayılması mümkün değildir. Şöyle ki geçersizlik sonucu sadece genel işlem koşullarının varlığına değil, bu koşulların TBK'de yer alan denetim aşamalarından geçememiş olmalarına bağlıdır. Yargıtay denetim aşamalarını, TBK m. 21, 24 ve 25 doğrultusunda, kapsamı denetimi (TBK. m. 21/1), şaşırtıcı genel işlem koşulu denetimi (TBK. m. 21/2), yorum denetimi (TBK. m. 23), değiştirme ve yeni düzenleme yapma yasağı denetimi (TBK. m. 24) ile içerik denetimi (TBK. m. 25) olarak isimlendirmektedir. Her denetimin sonucu farklı yaptırımlara bağlanmış olup kapsam, şaşırtıcı genel işlem koşulları ve değiştirme ve yeni düzenleme yapma yasağı denetiminin yaptırımı yazılmamış sayılma (doktrindeki ifadesiyle yokluk), yorum denetiminin yaptırımı aleyhe yorum ve içerik denetiminin yaptırımı ise tam veya kısmi kesin hükümsüzlüktür. Bankacılık açısından yapılan değerlendirmede, Sözleşmede öncesi bilgilendirme formu ile Taraflar arasında akdedilen GKS'nin 8....

              Son olarak da, zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise TBK 52. maddesine göre, tazminatı indirebilecek veya tamamen kaldırabilecektir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14.03.2012 2011/4-824 E., 2012/134 K.; Yine HGK 16.03.2016 Tarih 2014/1018 E., 2016/326 K.). Yani, TBK 51 ve 52. maddelere göre nihai tazminatı belirlemedeki indirimler; 1-Trafik kazasının oluşumunda zarar görenin kusuru varsa (birlikte kusur) bu oranda indirim yapılması, 2-Hatır taşıması varsa TBK 51 ve KTK 87. maddeleri uyarınca indirim yapılması, 3-Zarar görenin olayın oluşumunda etkili olmamakla beraber zararın oluşumunda veya artmasında kusuru varsa (müterafik kusur) kalan tazminattan bu sebeple indirim yapılması biçiminde olmalıdır....

                Son olarak da, zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise TBK 52. maddesine göre, tazminatı indirebilecek veya tamamen kaldırabilecektir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14.03.2012 2011/4-824 E., 2012/134 K.; Yine HGK 16.03.2016 Tarih 2014/1018 E., 2016/326 K.). Yani, TBK 51 ve 52. maddelere göre nihai tazminatı belirlemedeki indirimler; 1-Trafik kazasının oluşumunda zarar görenin kusuru varsa (birlikte kusur) bu oranda indirim yapılması, 2-Hatır taşıması varsa TBK 51 ve KTK 87. maddeleri uyarınca indirim yapılması, 3-Zarar görenin olayın oluşumunda etkili olmamakla beraber zararın oluşumunda veya artmasında kusuru varsa (müterafik kusur) kalan tazminattan bu sebeple indirim yapılması biçiminde olmalıdır....

                  Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder (TBK 163/2). Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir (TBK 163/1). Borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar, müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur (TBK 166/1). Borcun tamamı borçlulardan biri tarafından ödenirse, diğer borçlular da alacaklıya karşı borçtan kurtulur. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır (TBK 166/3). Müteselsil borçlulardan biri, kendi davranışıyla diğerinin durumunu ağırlaştıramaz (TBK 165.) Müteselsil borçlu, alacaklıyı tatmin ettiği oranda diğer müteselsil borçlulara karşı alacaklının halefi olur (TBK 168/1) ve alacaklının hakları ona geçer. Borçlu yalnızca kendi payına düşen kısmı ödemişse, diğer müteselsil borçluya rücu edemez....

                    UYAP Entegrasyonu