Tüm bu nedenlerden ve davaya konu ihtilaf hukuki değerlendirme yapmak dışında başka bir inceleme yapılmasını gerektirmediğinden taraflar arasında düzenlenmiş olan 25/01/2019 tarihli sözleşmenin 5 ve 6. maddelerinin 6098 sayılı TBK m.237 kapsamında şekil şartına aykırı olması nedeniyle geçersizliğinin tespitine karar vermek gerekmiştir....
Maddesi ile düzenlenen fesih şartına uyarak taşınmazın tahliyesi istemiş, mahkemece; TBK 347/2 uyarınca tahliye kararı verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi belirli süreli olup, TBK 347/2 uyarınca tahliye kararı verilemeyeceği gibi, sözleşmenin bitiş tarihinden itibaren de 10 yıllık uzama süresi dolmamış olup, TBK 347/1 uyarınca da tahliye koşulları oluşmamıştır....
karşılığı davacının da davalıya sözleşme süresince karşılıklı edim ifa yükümlülüğü bulunduğu, davacının, davalıya herhangi bir iş sağlamaması nedeniyle davalının iş akdini feshi haklı ise de; TBK 123. maddesi gereğince davacıya edimlerini yerine getirmesi için uygun bir süre vermeden sözleşmenin sözlü olarak feshinin davacıya karşı hüküm ifade etmediği, ancak davacı da sözleşmenin yürürlükte olduğu sürece davalıya menajerlik hizmetleri kapsamında gerektiği şekilde hizmet vermemesi nedeniyle kusurlu olduğundan davalının kendi imkanlarıyla bulmuş olduğu iş için sözleşmeyle öngörülen komisyon ücretinin tamamını talep etmesi hakkaniyete ve sözleşme dengesine aykırı olduğundan TBK 51 ve 52. maddesi gereğince tazminatlarından indirim yapılması gerektiği gibi, TBK 182. maddesi gereğince de davacının edimleriyle orantısız olan cezai şarttan indirim yapılması gerektiği, davacı davalının daha önce ... olduğu komisyon ücretleri için KDV ve stopaj istemiş ise de TBK 104. maddesine göre faiz veya kira...
Ticari mümessil, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya yetkili olup açıkça yetkili kılınmadıkça, taşınmazları devredemez veya bir hak ile sınırlandıramaz (BK 450; TBK 548). Ticari mümessillik ticaret siciline tescil olunur. Ancak işletme sahibi tescilden önce de temsilcinin yaptığı işlemden sorumludur (BK. 449/2; TBK. 542/2). Ticari mümessil, işletme sahibini temsile yetkili bir kişi olmanın yanı sıra, aynı zamanda ticari işletmenin belirli yetkilere sahip idarecisi niteliğini de taşır. Örneğin bir bankanın genel müdürü, hukuki bakımdan bankanın ticari mümessilidir; ancak idari bakımdan da, yürütme organının bir parçasıdır. Nitekim, ticari mümessilliğin bu yönü, ticari mümessili tarif eden BK 449/l'de "...işlerini idare ..." ibaresiyle vurgulanmıştır....
Müteselsil sorumluluk gereği; a) Davalılar, davacının yolcu ve kusursuz olması nedeniyle sorumluların zarar görene karşı sorumlulukları borç bitinceye kadar devam eder ve zararın tamamından sorumludurlar (TBK 163/2) b) Davacı zararlarının tamamını sorumluların hepsinden yada bir kısmından veyahut sadece birinden talep etme hakkı bulunduğundan davacı da davalılardan zararın tamamını talep hakları bulunmaktadır. (TBK 163/1) c) Zarar görenlerin zararın tamamının tazmin edilmesini talep etmesi karşısında davalı sorumlular kusurları oranında zararı tazmin etme yada talebin diğer sorumlulara yöneltilmesi gerektiği savunmasında bulunamaz (TBK 164). .....
Davanın mevcut hali ile menfi tespit davası olması ve dayanılan hukuki sebep itibariyle BK 31 ve TBK 39. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması gerektiğinden, sebepsiz zenginleşmeye uygulanması gereken TBK 82. maddenin uygulama yeri bulunmadığından, davacılar vekilinin TBK 82. maddesindeki; "zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf, istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan kaçınabilir" hükmü kapsamında, sebepsiz zenginleşmeye bağlı zamanaşımı süresinin def'i olarak ileri sürülmemesi, boşanma davası gibi diğer davalar sebebiyle zamanaşımı süresinin kesilmesi vb. sebeplerle talebin sebepsiz zebginleşme açısından zamanaşımına uğramadığının kabulü gerektiği yönündeki istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Yoksa ayıptan doğan seçimlik hakkı kullanmasıyla muhatabın ortaya çıkan borçları, TBK m.231'in öngördüğü zamanaşımına değil, on yıllık genel zamanaşımına tabidir (TBK m. 146)Ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, malın teslim tarihinden itibaren başlar....
Zira bu konuda yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk başlığını taşıyan TBK 116/1. maddede; borçlunun, borcun ifasını veya bir borç ilişkisinden doğan hakkın kullanılmasını, birlikte yaşadığı kişiler ya da yanında çalışanlar gibi yardımcılarına kanuna uygun surette bırakmış olsa bile, onların işi yürüttükleri sırada diğer tarafa verdikleri zararı gidermekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. TBK 116. madde hükmü ile adam çalıştıranın sorumluluğuyla ilgili TBK 66. madde hükmü benzer sonuçları ortaya çıkarabilir ise de koşullarında farklılıklar olan ve farklı hukuki ilişkilere ilişkin hükümlerdir. Zira, TBK 116. madde sözleşme ilişkisi bulunan hallerde sorumlulukla ilgili iken TBK 66. madde haksız fiil sorumluluğuyla ilgilidir. Sözleşmeye dayanan tazminat taleplerinde TBK 66. madde hükmü değil TBK 116. madde hükmü uygulama alanı bulacaktır....
'ye temlik edildiğini, yapılan temlikin TBK 596/2 maddesi ile TBK 127/2 maddesine aykırı olması nedeniyle Temlik Sözleşmesi ile davalılar arasında yapılan Tasarruf İşleminin davacı yönünden iptalini, Birleşen ... Ticaret Mahkemesinin .... sayılı dosyasında 7.9.2020 tarihli 2. Temlik Sözleşmesi ile ...'e Temlik edilen 112.000,00 Tl nin ... 'e temlik edildiğini ileri sürerek yapılan 2.Temlikin TBK 596/2 maddesi ile TBK 127/2 maddesine aykırı olması nedeniyle 2. Temlik Sözleşmesi ile davalılar arasında yapılan Tasarruf İşleminin davacı yönünden iptalini, talep etmiştir. Davalı ......
Olayımıza gelince; Davacı 10.01.1994 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayanarak TBK.347.md.si gereğince sözleşmenin sona ermesi nedeniyle tahliye isteminde bulunmuştur.Yargılamaya gelen davalı vekili kira sözleşmesinin varlığına, kira sözleşmesinin başlangıç tarihine karşı çıkmamış,kira sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunu ileri sürmüştür. O halde uyuşmazlığın TBK md.347/2'de düzenlenen belirsiz süreli kira sözleşmesinin sona ermesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Yukarıda açıklanan ilke kararı gereğince ihtarnamenin tebliğ tarihi de dosyaya getirtilerek TBK'nun 347/2.md.sine göre fesih bildiriminin süresinde yapılıp yapılmadığı denetlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....