Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının cari alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup davalı tarafından ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin bilirkişi incelemesine sunulamaması nedeni ile sadece tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır....

    olduğu, binanın drenaj sisteminin kusurlu olduğu, dairelerde eksik ve ayıplı ifaların bulunduğu, ortak alanlardaki toplam ayıplı eksik ifa bedelinin 65,550,00 TL olduğu, 1,5,8,9,12 nolu dairelerde toplam 7.278,00 TL eksik ve ayıplı ifanın bulunduğu, taşınmazda davacılarla birlikte davalıya ait ayrı ayrı bağımsız bölümlerin bulunduğu, buna göre davacıların taşınmazdaki hisselerine göre tazminat haklarının bulunduğu, davacılar T2 T3 T1 T4 ve Hamdi Saltık'ın taşınmazın tamamındaki pay oranlarının 1/14 olduğu, ortak alanlardaki toplam ayıplı ifadan kaynaklı tazminat taleplerinin ancak pay oranları dikkate alındığında ayrı ayrı 4.682,14 TL olduğu, 1 nolu ters dubleksteki ayıplı ifa ve su basmasından kaynaklı zararın 5.243,00 TL olduğu, 5 nolu dairedeki ayıplı ifa bedelinin 470,00 TL olduğu, 8 nolu dairede ayıplı ifadan kaynaklı bedelin 360,00 TL olduğu, 9 nolu dairede ayıplı ifadan kaynaklı bedelin 360,00 TL olduğu ve 12 nolu dairede ayıplı ifadan kaynaklı bedelin 845,00 TL olduğu anlaşılmakla...

    Arızanın mantaj kaynaklı olmasından kaynaklı olarak iş makinasının ayıplı olduğu ve arızasının giderildikten sonra ayıbın ortadan kalktığını gösterdiğini belirterek, ----------- makinasının ----- tarihli arıza nedeniyle ayıplı olduğu ve arızasının --------------- tarihinde yapılarak ayıbın ortadan kalktığı kanaati oluştuğunu bildirmiştir....

      Hukuk Dairesi Başkanlığının 2022/412- 4945 E.K sayılı benzer olaya ilişkin kararında da belirtildiği üzere "taşınmazdaki ayıplara ilişkin akidine gidebileceği " yönündeki içtihadına göre satış sözleşmelerinin tarafı olmayan davalı yükleniciye husumet yöneltmek sureti ile eksik ve ayıplı işlerin bedelini talep etmesi mümkün olmadığı ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu kabul edilmiştir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu, davacının talep ettiği tazminat miktarının delil dosyası ile belirlenmiş olması nedeniyle belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, bu hususun mahkemece değerlendirilmediğini, davacının satın alma tarihinden itibaren dairede ikamet etmeye başladığını, mahkemenin taşınmazdaki beklenen konforu sağlamadığı şeklindeki hukuka aykırı ibaresi ile taşınmazın ayıplı olduğu belirtilmiş ise de taşınmazın ayıplı olmadığını, bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı olup hükme esas alınamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

      Davalı vekili, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre haddeleme sonrasında oluşabilecek hataların kütük kaynaklı olduğunun tespiti halinde malzemelerin iade alınacağı kabul edildiğinden, davacının ayıplı olduğunu belirttiği malzemelerin geri alındığını, ancak anlaşmaya göre malların haddeleme ücretini ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, kaldı ki davacının söz konusu malları incelemeden haddeleme için doğrudan dava dışı şirkete sevkini talep ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

        Sayfalarında siparişlerin geciktiğinin belirtildiğini, ayrıca kumaşların bozuk olduğu ve iade edildiği, yeniden yapılanlarında ayıplı olduğu, yine geç teslim edildiğinin ispat edildiğini ve davacı tarafından da geç ve ayıplı teslimin kabul edildiğini, kanunen eser sözleşmeleri karşılıklı taahhütleri içeren ve iki tarafa borç yükleyen akitlerden olduğundan sözleşmede hüküm bulunmasa dahi B.K.'nın 106/1. Maddesine göre temerrüt halinde diğer tarafın ifayı bekleyerek gecikmeden kaynaklı zararlarını talep edebileceğini, B.K.'nın 107/1....

          Davacının tüfek satımına konu --------- faturadan kaynaklı alacağı ıslah tarihi itibari ile 10 yıllık satım sözleşmesinde uygulanan zamanaşımı süresi dolmadığından, bu cihetteki zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir. Davalı Yanın Ayıba İlişkin Savunmaları ve Takas ve Mahusbun Değerlendirilmesi; Davalı yan, satışa konu ----------- adet tüfeklerin çatal kolunun kısa olmasından kaynaklı sorun yaşandığını, mekanizmalarının gövde arkasına çarptığından kaynaklı sorun yaşandığını, davacının ürettiği tüfeklerin kilitlenmeden patladığından kaynaklı sorun yaşandığını belirterek ayıplı teslim sebebiyle mahsup talebinde bulunmuştur. Davalı vekilince, ------------- adet ürünlere ait bilgiler---------- firmasından davalı şirkete verilen bilgiler kadar dava dosyasına sunulduğu belirtilmiş, ürünlerin kaç tanesinde belirtilen ayıpların söz konusu olduğu açıkça belirtilmemiş ve adet adet fotoğraf yahutta fiili olarak silahlar mahkemenin incelemesine sunulmamıştır....

            İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, ayıplı mal iddiasına dayanılarak satıcı tarafından başlatılan takipten kaynaklı, davacının borçlu olmadığının tespiti, takibin iptali, ayrıca ürünlerdeki ayıbın tespiti ile ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılması ve varsa fazla ödenen bedelin iadesi taleplerini içermektedir. Yapılan yargılamada, her iki tarafın da kabulünde olan beyan gereğince, ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin davacıya 2014 yılının Mayıs ayında teslim edildiği, ancak gününün belli olmadığı, taraflar arasındaki sözleşme tarihi 4077 sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu tarihte yapılmış ve sözleşmenin üstüne de teslimatın 2014 yılının Nisan ayında yapılacağının yazıldığı anlaşılmıştır....

            Davalı, anne adının tapu kaydında yer alması gereken zorunlu unsurlardan olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar Dairece "...mahkemece 7528 ada 17 parsel sayılı taşınmazdaki paydaşın ana adının düzeltilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı, ancak gerekli araştırma ve incelemeler yapılarak anılan taşınmazdaki paydaş "..." ile "...TC. nolu,) Dudu oğlu ..."ın aynı şahıs olduğu yönünde tam bir kanaat oluştuğu taktirde "çoğun içerisinde az da vardır" kuralı gereğince davanın tespit davası olarak değerlendirilerek aynı şahıs olduklarının tespitine karar verilmesi gerektiği..." hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddianın sabit olduğu gerekçesiyle tespit kararı verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı....

              UYAP Entegrasyonu