Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 07/06/2018 tarih 13436 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, kararlaştırılan edimlerin, bugüne kadar geçen sürede yerine getirilmemesi, inşaata başlanmaması ve sözleşmesinin ihlal edilmesi sebebiyle, eksik ve kusurlu işler bedelleri, kira ve gecikme tazminatı alacağının ve doğan tüm zararların tahsili ile sözleşmenin aynen ifası ve nama ifaya izin verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15....

Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

Hükmü, davacı temyiz etmiştir.Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706 ve Noterlik Kanununun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davası ile borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

    Mahallesi 5909 ada 13 parsel sayılı taşınmazda kain 10 numaralı bağımsız bölümün ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte tapu kayıtları ve satış akit tabloları getirtilip, davacı ...’in 10 numaralı bağımsız bölümü satış suretiyle 3. kişilere devrettiği tarih belirlenip, teslimi gereken 08.03.2006 tarihinden satış tarihine kadar bu bağımsız bölüm ile ilgili gecikme tazminatı isteyebileceği kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılıp, 10 numaralı bağımsız bölümün satış tarihinden sonraki dönem için davacının gecikme tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, gelen tapu kayıtlarına göre satış suretiyle devir yapıldığı gözden kaçırılarak 08.11.2006 tarihine kadar hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın sonuçlandırılması doğru olmamıştır....

      Mahallesi 5909 ada 13 parsel sayılı taşınmazda kain 10 numaralı bağımsız bölümün ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte tapu kayıtları ve satış akit tabloları getirtilip, davacı ...’in 10 numaralı bağımsız bölümü satış suretiyle 3. kişilere devrettiği tarih belirlenip, teslimi gereken 08.03.2006 tarihinden satış tarihine kadar bu bağımsız bölüm ile ilgili gecikme tazminatı isteyebileceği kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılıp, 10 numaralı bağımsız bölümün satış tarihinden sonraki dönem için davacının gecikme tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, gelen tapu kayıtlarına göre satış suretiyle devir yapıldığı gözden kaçırılarak 08.11.2006 tarihine kadar hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın sonuçlandırılması doğru olmamıştır....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında satın alınan bağımsız bölümün teslim edilmemesi üzerine davalı bankanın davacıya kullandırdığı kredi nedeniyle sorumlu olup olmadığına ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı maddesinin birinci fıkrası; “Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır.” şeklindedir. 2.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci maddesi (BK'nın 213 üncü) "Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmî şekilde düzenlenmesi şarttır. Taşınmaz satışı vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri, resmî şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmaz....

          Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile aralarında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlenilerek taşınmaz satın aldığını, Dava konusu taşınmaz; müvekkil tarafından bedelinin tamamı davalı şirkete ödenmek ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalanmak suretiyle satın alınmıştır. Müvekkil sözleşmeden doğan edimini gereği gibi ifa etmiş, satış bedelinin tamamı olan 320.000,00 TL' yi; tamamıyla ödediğini, dairenin sözleşmede vaadedilenden farklı metrekarelerde inşa edildiğini ve taşınmazın geç teslim edildiğini, geç teslimden kaynaklı olarak Bakırköy 1 tüketici mahkemesinde dava açıldığını, taleplerinin kabul edildiğini, kararın kesinleştiğini ve icra takibi başlattığını davalının haksız olarak itirazı ile takibin durduğunu Küçükçekmece 4 icra müdürlüğü 2018/10825 sayılı dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK.nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, davacı ile davalı arasındaki arsa payı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak (eksik ve kusurlu iş bedeli, oturma ruhsatı bedeli, gecikme tazminatı) istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...Taraflar arasında satış sözleşmesinin varlığına ve bedelin ödendiğine ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır. Dosya içinde mevcut 04/10/2013 tarihli Park Mahal Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi gereğince, Konya ili Meram İlçesi Büyük Kovanağzı Mahallesi 37360 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde yapılmakta olan Park Mahal Konutları A6 Baza kayıtlı taşınmaz, davacı tarafından, davalıdan 650.000,00 TL bedel karşılığında satın alınmıştır. Davanın dayanağı olan satış sözleşmesinde teslim tarihi 31/12/2015 olarak belirlenmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesi ile 19/09/2017 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş olan 46.008,00 TL kira alacağının tahsilini talep etmektedir. Tüm dosya kapsamı uyarınca; taraflar arasında imzalanan 04/10/2013 tarihli Park Mahal Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca davacıya satışı yapılan taşınmazın 31/12/2015 tarihinde teslimi taahhüt edilmiştir....

          edildiğini, davalılar tarafından gecikmeye ilişkin herhangi bir durum bildirilmediğini, 30/06/2018 tarihinde dolan 6 aylık ek süreyi de aşan toplamda 12 aylık bir gecikme meydana geldiğini, 6 ay sonunda teslim edilmezse satıcı her geçen ay alıcıya çevre kira oranına göre makul gecikme tazminatı ödeyeceği hükmünün uygulanması gerekeceğini, satıcı sözleşmede taahhüt ettiği geç teslimden kaynaklanan tazminat borcundan sorumlu olduğunu, davalıların satış sözleşmesi kapsamında doğan bu borçlarını ödememesi üzerine İstanbul 26.İcra Müdürlüğünün 2019/10722 esas sayılı dosyası ile icra takibe girildiğini, ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu vekili tarafından alacaklı ile müvekkil şirketler arasında sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borç - alacak olmadığını, takibe konu gecikme tazminatları da doğmadığını, müvekkil şirketlerden kaynaklı herhangi bir gecikme olmadığını bildirerek takibe itiraz ettiklerini bildirerek; davacının davalılardan 33.049,79- TL alacaklı olduğunun tespitine, İstanbul...

          UYAP Entegrasyonu