Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/158 Esas KARAR NO : 2022/829 DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 11/03/2019 KARAR TARİHİ : 26/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Elatmanın Önlenmesi (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasında 22.12.2017 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre İstanbul İli, ... İlçesi .... Mahallesi ......

    Tüketici Mahkemesi' nin 21.01.2022 tarihli "ihtiyati tedbir ret" ara kararının kaldırılarak talep gibi öncelikle dava konusu taşınmaz üzerine, aksi halde davalının adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesi yolunda hüküm kurulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Tapu kaydı, Düzenleme şeklinde ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesi, Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ve ekleri, Delil listesi sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, düzenleme şeklinde ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, gecikme tazminatı, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili, kira kaybı alacağı istemine ilişkindir....

    Ancak düzenleme şeklinde yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde gecikme halinde arsa sahibine ödenecek gecikme tazminatına ilişkin bir düzenleme bulunmasa dahi rayiç kira bedeli üzerinden gecikme tazminatı istenebileceği Yargıtay'ın ve Dairemizin yerleşmiş uygulamasıdır. Mahkemece bozma ilâmı uyarınca davacı ... sahibi yararına 20.08.2006 ila 21.08.2007 tarihleri arası için A bloktan verilecek 14.62 adet daire için rayiç kira bedeli üzerinden gecikme tazminatı hesaplanması yerine, gecikme halinde daire başına her ay için 1 ton demire eşdeğer nakit bedel üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru olmamıştır. Kabule göre de, gecikme tazminatının her ay 1 ton demir fiyatına göre hesaplanması yerine, gecikilen tüm aylar için dava tarihindeki 1 ton demir fiyatına göre hesaplanması da bozma nedenidir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir....

      Dava, satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

        Davalı, çekişmeli taşınmazı, yükleniciden satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ancak tapuda devir yapılmadığını, taşınmaz için zorunlu ve faydalı giderler yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacıların kayden malik oldukları çaplı taşınmazı, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullandığı, davalının yükleniciye karşı alacak davası açma hakkının bulunduğu, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı şahsi hakkın ayni hak sahiplerine karşı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....

          Hukuk Dairesinin 22.01.2013 tarih, 2012/4964 – 2013/92 E-K sayılı kararıyla bozularak, Büyükçekmece Kadastro Mahkemesinin 2013/221 esasında derdest olduğu, bu nedenle satış vaadi sözleşmesine konu parselin ... kaydında mülkiyet hanesinde "davalı" ibaresinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı ... iptal ve tescil talepli, "...'un 4 pafta 1703 parselde kayıtlı taşınmazda mevcut hissesinin tamamının davacı ... adına tescilinin vaad ve taahhüt edildiği" konulu, ... ilçesi 4 pafta 1703 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin ihtilaflı olduğu göz önüne alındığında, Mahkemece, ... Kadastro Mahkemesinin 2013/221 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması, karar kesinleştikten sonra mülkiyet ihtilafı giderilmiş olacağından, mahkeme kararının kesinleşme şerhli onaylı örneği dosyaya getirtilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.10.2013 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil veya tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil veya tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....

              Somut olay incelendiğinde; taraflar arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesinin düzenleme şeklinde noterde yapıldığı, sözleşme içeriğinde taşınmaz bedelinin nakden ödendiğinin ifade edildiği görülmüştür. Dolayısıyla taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yasal maddi unsurları ihtiva ettiği ve geçerli olduğu noktasında bir tereddüt yoktur....

              Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

                Dava,resmi olmayan nitelikte ön ödemeli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı bedel iadesi ve yoksun kalınan kira kaybı zararının tahsili isteklerine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu