İşbu ---- tarihli bilirkişi raporu dosyaya sunulduktan sonra, davacı vekili ---üzerinden gönderdiği --- tarihli dilekçe ile maddi tazminat talebini ----çıkardığını beyan etmiştir. Dava, belirsiz alacak davası olduğundan, davacı vekili ---- tarihli bedel artırım dilekçesiyle talebini artırmıştır. Belirsiz alacak davalarında davacının bedel artırma ve bedel artırım dilekçesi sunma hakkı bulunduğu açıktır. Mahkememizin ---numaralı ara kararı ile; ------ gereğince maddi tazminat hesabının--- ----- göre yapılması gerektiği anlaşıldığından dosyanın ----- tablosuna göre maddi tazminat hesabı yapılmak üzere ek rapor tanzimi için dosyanın yeniden aktüer bilirkişiye tevdiine karar verilmiştir. Ara karar üzerine, dosya ek rapor için aktüer bilirkişiye yeniden tevdii edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline ait araca davalının sürücüsü olduğu aracın kusurlu olarak çarpması sonucu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 900,00 TL değer kaybı ve 100,00 TL araç mahrumiyet zararı olmak üzere 1.000,00 TL' nin davalıdan tahsilini istemiş, bedel artırım dilekçesiyle talebini 3.280,00 TL'ye yükseltmiş, ıslah edilen kısım bakımından ıslah tarihinden itibaren yasal faiz talep etmiştir....
Belirsiz alacak davası olarak açılan davada harcını yatırarak bedel artırma talebinde bulunulabilir. Ayrıca bundan bağımsız olarak HMK.'nun 176. maddesi gereği ıslah yapmak hakkı da mevcuttur. O halde mahkemece; davacı tarafın 30/06/2015 tarihinde vermiş olduğu dilekçenin bedel artırım dilekçesi, 24.02.2016 tarihinde verdiği dilekçenin ise ıslah dilekçesi olduğunun kabulü ile davacının ıslah dilekçesi esas alınarak bir karar verilmesi gerekirken bedel artırım dilekçesini ıslah dilekçesi olarak kabul ederek bu dilekçedeki talep gibi karar verilmesi ve ikinci dilekçe olan ıslah dilekçesinin dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Dosyanın incelenmesinde; İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde davacı tarafça uyuşmazlık tutarının 39.990,00 TL'ye arttırıldığı belirtilmiş ise de bu miktara yönelik bedel artırım dilekçesinin ve ıslah harcının ödendiğine ilişkin ödeme belgesinin dosya içerisinde bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda; İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacı tarafın 39.990,00 TL tutarına ilişkin bedel artırım dilekçesinin ve ıslah/tamamlama harcının ödendiğine ilişkin ödeme belgesinin dosyaya eklenmesi, yargılama sırasında davacı vekiline yapılan tüm tebligatların ve varsa alınan tüm raporlara itirazlarının (itirazları yok ise bu durumun da belirtilmesi) dosyaya eklenilmesi, belirtilen eksikliklerin ikinci kez yazışmaya mahal verilmeksizin tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için doyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 23/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü -K A R A R- Davacı vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı traktörü kullanan murisin tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiğini, müvekkilinin murisin eşi olup destekten yoksun kaldığını, murisin çiftçi olduğunu, aylık asgari ücret seviyesinde gelir elde ettiğini beyanla, belirsiz alacak davası olarak 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle talebini 139.920,50 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
Noterliğince yapıldığını, davacıların 30 günlük hak düşürücü sürede kamulaştırma bedel artırım davası açmadığından davanın reddi gerektiğini, bedelin hak sahipleri adına Yapı Kredi Bankası Giresun Şubesine 1987 yılında yatırıldığını, kesin hüküm bulunmasından dolayı bedel artırım davasının reddinin gerektiğini, bu nedenle iş bu davanın kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası olarak değil bedel artırım davası olarak kabul edilmesini talep etmiştir....
Davalı zamanaşımı definde bulunmuş ise de ; 2918 s. kanunun zamanaşımını düzenleyen 109. maddesindeki zamanaşımı süresinin dava konusuna uygulanabileceğini, anılan kanunun 109. maddesinin; "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Somut olayda kaza 08/06/2016 tarihinde gerçekleşmiş, davacı eldeki davayı 24/08/2017 tarihinde açmış ve 27/12/2019 tarihinde bedel artırım talebinde bulunmuştur. Dava açılması ile zamanaşımı kesileceğinden bedel artırım tarihi itibariyle zamanaşımı söz konusu değildir....
Daha sonra bilirkişi aracılığıyla dava tarihindeki değerin belirlenip belirlenen bedel depo ettirildikten sonra davanın kabulüne karar verilmelidir. Tüm bu yönler gözetilmeden mahkemece, 2,85TL ipotek bedelinin depo ettirilmek suretiyle davanınz kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Daha sonra bilirkişi aracılığıyla dava tarihindeki değerin belirlenmesi, belirlenen bedel depo ettirildikten sonra davanın kabulüne karar verilmelidir. Tüm bu yönler gözetilmeden mahkemece, ipotek bedelinin TEFE oranlarına göre güncelleştirilerek depo ettirilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.02.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu durumda şuyulandırma sonucu oluşan tapu kayıtları ve ölçekli krokileri getirtilip, yeniden yapılacak keşifte bu kayıtlar zemine uygulanmak suretiyle kamulaştırmasız el atmanın bulunup bulunmadığı tesbit edilerek, yeni oluşan taşınmazlarda el atma söz konusu olmadığı takdirde davanın konusu kalmayacağından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile tapu kaydı kapatılmış parsel hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, 2) 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 7. fıkrası uyarınca; harç ve vekalet ücretinin bedel tespiti davalarında öngörüldüğü şekilde maktu olarak belirlenmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının açıklanan nedenle davalı idare vekilinin temyiz itirazları doğrultusunda BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 26.09.2013 gününde oybirliğiyle...