WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

E. sayılı dosyasının 26.12.2013 tarihli celsesinde haberdar olduklarını, anılan tasfiye sürecinde şirket ile aralarında iş kazasından kaynaklanan tazminat davasının devam etmekte olduğunu, buna karşın taraflarına tasfiyeye ilişkin herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, derdest bir dava varken hileli bir yolla şirketin tasfiyesinin gerçekleştirildiğini, şirketten alacaklı olan müvekkillerinin zarara uğradığını, davalıların verdiği işbu zararın tazmini için iş bu sorumluluk davasını açmak zorunda kaldıklarını, TTK'nın 541. maddesi uyarınca "alacaklı oldukları şirket defterinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yeri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, bilgilendirilirler ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılırlar." düzenlemesinin bulunduğunu, yine aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince "Şirketin henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda paranın notere depo edilmesi" gerektiğini, TTK'nın 553/1. maddesinin ise "Kurucular...

    Madde kapsamında incelem yapılması gerektiği, her ne kadar salt TTK Geçici 7. madde incelemesi yapılması gerekmekte ise de taleple bağlılık ilkesi ihlal edilip TTK 547. madde kapsamında inceleme yapılması halinde bile söz konusu şirketin ihyasına karar verilebilmesi için şirketin terkin işlemlerinde hukuka aykırı bir eylem bulunması gerekmekte olduğu, ancak söz konusu şirketin terkin işlemi tasfiye memurları tarafından usulüne uygun şekilde yapılığından bahisle, işbu davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, söz konusu tasfiyenin usulüne uygun yapılmış olması sebebeiyle davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı-----vekili cevap dilekçesinde özetle; -----TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığı, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirkettasfiye memuru”nda olduğu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurlarının kusurundan...

      , tasfiye memurlarının, bu hükme aykırı hareketleri nedeniyle TTK m. 553 uyarınca bu borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, tasfiye memuru olan davalıların aynı zamanda şirket ortağı olduğunu, şirketi tasfiye edip müvekkilinin alacağının tahsil kabiliyetini kaybettirilmesini amaçlandığını, öte yandan müvekkilinin alacağının doğumuna sebep olan ticari sözleşmeleri diğer şirketleri olan Medya Pano isimli şirketleri üzerinden devam ettirdiklerini, şirketin ortağı olan tasfiye memurlarının, tasfiye sürecine girmiş şirket ile ilgili tüm tasfiye sürecini, devam eden mahkemeye bildirmeleri ve devam eden mahkeme süreciyle ilgili bilgi ve belgeleri de Ticaret Sicil Müdürlüğü ile paylaşmaları gerektiğini, bu bilgiyi mahkemeye bildirmek zorunluluğunda olmalarına karşın devam eden dava sebebiyle, tasfiye sürecinin duracağını düşünerek bunu bilerek gizlediklerini, tasfiye memurlarının sorumluluğu hakkında TTK'nın anonim şirketlerde sorumluluğa ilişkin mad. 553’e yollamada bulunduğunu...

        , tasfiye memurlarının, bu hükme aykırı hareketleri nedeniyle TTK m. 553 uyarınca bu borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, tasfiye memuru olan davalıların aynı zamanda şirket ortağı olduğunu, şirketi tasfiye edip müvekkilinin alacağının tahsil kabiliyetini kaybettirilmesini amaçlandığını, öte yandan müvekkilinin alacağının doğumuna sebep olan ticari sözleşmeleri diğer şirketleri olan Medya Pano isimli şirketleri üzerinden devam ettirdiklerini, şirketin ortağı olan tasfiye memurlarının, tasfiye sürecine girmiş şirket ile ilgili tüm tasfiye sürecini, devam eden mahkemeye bildirmeleri ve devam eden mahkeme süreciyle ilgili bilgi ve belgeleri de Ticaret Sicil Müdürlüğü ile paylaşmaları gerektiğini, bu bilgiyi mahkemeye bildirmek zorunluluğunda olmalarına karşın devam eden dava sebebiyle, tasfiye sürecinin duracağını düşünerek bunu bilerek gizlediklerini, tasfiye memurlarının sorumluluğu hakkında TTK'nın anonim şirketlerde sorumluluğa ilişkin mad. 553’e yollamada bulunduğunu...

          Yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verildiğini, aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddettiğini, Tasfiye sürecinde yetkinin ve sorumluluğun şirkettasfiye memuru”nda olduğunu, tasfiye edilen şirkete kayıtlı bir araç söz konusu iken; şirketin pay sahibi, yetkilisi ve tasfiye memuru olan ... tarafından anılan malvarlığı tasfiyeye dâhil edilmeden şirket ticaret sicilinden terkin ettirildiğini, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili ...' nün tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olup, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağını, tasfiye memurlarının, kanundan ve esas...

            CEVAP: Davalı ------- cevap dilekçesinde özetle; --------çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini müvekkili -------- tespit etmesinin mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere müvekkili ---------- tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yaptığını, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesi kanuna aykırı olacağını, tasfiye memurlarının kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğunun düzenlendiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun/memurlarının kusurundan dolayı ------ sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını...

              CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicili Müdürlüğünün, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki taleplerinin, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, Sicili Müdürlüğünün tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yaptığını, tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını...

                mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkilinin tespit etmesinin mümkün olmadığını, Mahkememizce davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkilinin uyacağını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olduğunu, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağını, nitekim tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğunun düzenlendiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun...

                  Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, davacıların açmış olduğu tazminat dosyalarının, incelenmesinde; ihyası istenen kooperatifin de davalı olarak gösterildiği, davacılar bakımından kooperatif ihyasında hukuki yararın bulunduğu gözetilerek; davanın kabulüne, davaya konu kooperatifin terkin kaydının iptali ile yeniden ihyasına, bu hususun tescil ve ilanına, son tasfiye memurlarının yeniden tasfiye memuru olarak atanmalarına karar verilmiştir. Kararı, davalı tasfiye memurları temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı tasfiye memurlarının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

                    CEVAP / Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, Tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunda olduğunu, tasfiye memurları alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, Henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanmasının gerektiğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtıldığını ve şirket kayıtlarının sicilden terkin edildiğini, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, Müvekkil Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesi mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de...

                      UYAP Entegrasyonu