WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/02/2022 KARAR TARİHİ : 22/06/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, 1987 yılında iki ortaklı olarak kurulmuş olup, şirketin %50 hissedarı müteveffa ...; %50 hissedarı ise dava dışı ... olduğunu, ... vefat ettiğini ve davalılar kendisinin yasal mirasçıları olduğunu, ... ortaklık genel kurulunun 09.07.2012 tarihli kararıyla 10 yıl süre ile müvekkil şirketi temsil ve ilzama tek başına yetkili şirket müdürü olarak seçildiğini ve bu karar 18.07.2012 tarihinde ticaret siciline tescil ve ilan edildiğini, 18.07.2012 tarihinden 20.09.2019 tarihine kadar müdürlük görevi yapmış olan ... görevi süresince şirket bünyesinde gerçekleştirmiş olduğu kusurlu ve usulsüz işlemler ile şirket...

    Madde metninden de anlaşılacağı üzere tasfiye memurlarının sorumluluğu bir çeşit kusur sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. Tasfiye memurlarının sorumlu tutulabilmesi için kanundan ve esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmemiş olmaları ve bu yerine getirme olgusunun da kusurlarıyla oluşması gerekir. Tasfiye memurlarının sorumlu tutulabilmeleri için görevlerini kusurlarıyla ihlal etmeleri yeterli olmayıp aynı zamanda bu kusurlu eylem nedeniyle bir zararında doğmuş olması gereklidir. Kusur ve eyleme rağmen zarar doğmamış ise tazminattan söz edilemez. Davacının, davalı tasfiye memurundan uğradığını iddia ettiği zararı talep edebilmesi için, öncelikle dava dışı borçlu tasfiye edilen ... ... Ltd. Şti'nden alacaklı olduğunu ve var olan alacağını davalının kusuru nedeniyle borçlu şirketten tahsil edemediğini ispatlaması gereklidir. Dava dışı ... ... Ltd. Şti.'...

      Madde metninden de anlaşılacağı üzere tasfiye memurlarının sorumluluğu bir çeşit kusur sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. Tasfiye memurlarının sorumlu tutulabilmesi için kanundan ve esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmemiş olmaları ve bu yerine getirme olgusunun da kusurlarıyla oluşması gerekir. Tasfiye memurlarının sorumlu tutulabilmeleri için görevlerini kusurlarıyla ihlal etmeleri yeterli olmayıp aynı zamanda bu kusurlu eylem nedeniyle bir zararında doğmuş olması gereklidir. Kusur ve eyleme rağmen zarar doğmamış ise tazminattan söz edilemez. Davacının, davalı tasfiye memurundan uğradığını iddia ettiği zararı talep edebilmesi için, öncelikle dava dışı borçlu tasfiye edilen Özen İş ..... Ltd. Şti'nden alacaklı olduğunu ve var olan alacağını davalının kusuru nedeniyle borçlu şirketten tahsil edemediğini ispatlaması gereklidir. Dava dışı Özen İş ..... Ltd. Şti.'...

      Davalı .......... cevap dilekçesinde özetle, Ticaret Sicil Müdürlüğünün, TTK.m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Tasfiye sürecinde yetki ve sorumluğun şirkettasfiye memuru”nda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye sürecinin sonuçlandırılıp, bakiyelerin mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebildiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, davalı .........’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, davalı ........... tasfiye memurlarının...

        Tasfiye işlerine ilişkin 540. maddede tasfiye memurunun ilk envanter ve bilanço düzenleme ve genel kurulun onayına sunma, şirketin tüm mal ve kayıtlarını muhafaza atına alma görevleri; 541. maddede; alacaklıların çağrılması ve korunmasına ilişkin görevleri ve bu hükümlere aykırı hareket eden tasfiye memurlarının haksız olarak ödedikleri paralardan dolayı 553 üncü madde uyarınca sorumlu oldukları; Diğer tasfiye işleri başlıklı 542. maddede ise a) Şirketin süregelen işlemlerini tamamlamak, gereğinde pay bedellerinin henüz ödenmemiş olan kısımlarını tahsil etmek, aktifleri paraya çevirmek ve şirket borçlarının, ilk tasfiye bilançosundan ve alacaklılara yapılan çağrı sonucunda anlaşılan duruma göre, şirket varlığından fazla olmadığı saptanmışsa, bu borçları ödemekle yükümlü oldukları, b) Tasfiyenin gerektirmediği yeni bir işlem yapamayacakları, c) Şirket borçları şirket varlığından fazla olduğu takdirde durumu derhâl şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine bildirirler...

          ün tasfiye memuru olarak görev almasının kararlaştırıldığını, bu doğrultuda 26/04/2014 tarihli ve 2014/1 nolu ortaklar kurulu kararı gereği tasfiye işlemlerine başlandığını, 13/05/2014, 20/05/2014 ve 27/05/2014 tarihlerinde tasfiye ilanları yapılarak şirketten borçlu veya alacaklı olanların tasfiye memurluğuna başvuru yapmaya davet edildiğini, akabinde tasfiye kararının 22/06/2015 tarihinde tescil edilerek, üçüncü ilanın yapılmasının üzerinden bir yıllık yasal süre geçtikten sonra tasfiye işleminin sonuçlandırıldığını, tasfiye bilançosunun kabulü ve tasfiye memurlarının ibrasına ilişkin verilen karar ile 03/07/2015 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, bütün tasfiye işlemlerinin usulüne uygun olarak yapıldığını ve davacı tarafın iddialarının aksine .......

            Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun TTK.m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket/kooperatif tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektireceğini, Tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğünün tespit etmesi mümkün olmadığını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğü tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olduğunu, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesi kanuna aykırı olacağı, nitekim tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğunun düzenlendiğini,...

              Anonim Şirketlerin, tasfiye işlemleri ile ilgili hükümler 536.vd (6762 sayılı TTK 441 vd) maddelerinde düzenlenmiş olup anılan maddelerde tasfiye ile ilgili işlemleri yürütme görevi tasfiye memurlarına verilmiştir. Anılan maddelerde tasfiye işlemlerine yönelik olarak mahkemenin müdahalesine ilişkin yasal düzenleme yapılmamıştır. Sadece 546/2 maddesinde tasfiye memurlarının sorumluluğu düzenlenmiş olup, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği hususlar tasfiye memurlarının sorumluluğunu gerektiren eylemler olup, Uyaptan yapılan kontrolde davacının aynı iddialarla davalı şirket tasfiye memurları hakkında Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014/382 E. Sayılı dava açtığı, mahkemece verilen 2017/58 K. Sayılı kararın davacı tarafça istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. H.D.'nin 2018/498 - 2018/1589 E.K. Sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır....

                (Madde 3-4) Her ne kadar dava konusu şirket 21/02/2012 tarihinde tasfiye sürecine girmiş ise de tasfiyenin 05/04/2013 tarihinde tamamlandığı ve iş bu davada 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK'nın 643. ve 644. maddelerinde limited şirketlerde tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı, yine şirket tasfiye memurlarının sorumluluğuna ilişkin olarak anonim şirketlere ilişkin hükümlerin limited şirketlere de uygulanacağı belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK'nın 553. maddesinde "Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, (…) hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar....

                  a da yöneltilmesi gerektiğini bu itibarla, uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kuralları ve davacının iddiaları değerlendirilirken anılan hususların göz önünde bulundurulmasının önem arz ettiğini, Ticaret Sicili Müdürlüğü, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurları alacaklıların haklarını korumakla görevli odluğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili Sicil Müdürlüğü’nün tespit etmesinin mümkün olmadığını, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun...

                    UYAP Entegrasyonu