Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

alacağından olduğunu ve maddi anlamda zarara uğradığını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin iptalinden kaynaklı kaybedilen aracılık ücreti olan 56.000,00 TL maddi zararın taraflarına ödenilmesine, ticari itibarın zedelenmesi nedeniyle yaşanılan mağduriyetlerden kaynaklı 64.000,00 TL manevi zararın tarafına ödenilmesine hükmedilmesine, dava harç ve masrafların davalı taraf üzerinde bırakılmasına, avukatlık ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda davacının dava açmakta haklı olduğu hususu gözetilerek harç ve vekalet ücreti yönünden bozma ilamı dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği anlaşıldığı, birleşen dosya ile mahkeme dosyasının konusu ve dayanaklarının aynı olduğu, taktiren birleşen dosya için ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, harç ve vekalet ücreti hesaplanırken davacının tazminat alacağı ile iptali talep edilen takip miktarlarından hangisi az ise, o miktar üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, davacının maddi ve manevi tazminat alacağının 742.719,71 TL, iptali istenen takibe konu bono değerinin ise 300.000,00 TL olduğu, bu durumda davacı lehine vekalet ücreti takdir edilirken bono değeri üzerinden hesaplama yapılması gerektiği görülmekle, bozma öncesi esas yönünden; konusu kalmayan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar onanmış olduğundan, davanın esası yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına...

      Davacı vekili bilahare verdiği 03/02/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini ve davalıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, daha önce yatırılan teminatın iadesine karar verilmesini ihtiyati tedbirin kaldırılarak ihtirazi kayıtla yapılan ödemenin kendilerine iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Yine davalı vekili de 02/02/2022 havale tarihli beyan dilekçesi ile, davacı ile görüşmelerinde anlaşmaya vardıklarını, davaya konu takip alacağından feragat ettiklerini bildirmiştir. Dava konusu icra dosyası incelendiğinde de davalı alacaklı vekilinin feragatinin olduğu görülmüştür. Mahkememizce yapılan değerlendirmede: Davacının davalı alacaklı tarafça hakkındaki takip alacağından feragat etmesine bağlı olarak davasından feragat etmiş olması, karşılıklı yargılama masrafı taleplerinin olmaması karşısında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

        Taksitli ihtiyaç kredisi alacağından dolayı 775.468,86 TL, D.Tüzel kredili mevduat alacaağından dolayı 29.866,46 TL üzerinden devamına, Rotatif kredi alacağından kaynaklanan 489.251,09 TL, Taksitli kredi alacağından kaynaklanan 2.267.565,54 TL, Taksitli ihtiyaç kredisi alacağından kaynaklanan 769.281,98 TL, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %45 oranında temerrüt faizi, Tüzel kredili mevduat alacağından kaynaklanan 29.584,81 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %24 oranında temerrüt faizi ve %5 BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak taraflarca belirlenebilir mahiyette bulunan likit alacak miktarına kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden, kabul edilen toplam alacak miktarı üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Davacı vekilinin maddi tazminat talebinin 500,00 TL'lik kısmının reddedilmiş olmasına göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan 2014 yılı AAÜT'nin 12. maddesinin 2. bendi dikkate alınarak vekalet ücreti kabul veya reddilen miktarı geçemeyeceğinden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına 500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözden kaçırılması doğru olmayıp bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK'nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ : ...İŞ MAHKEMESİ DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir....

              İcra Müdürlüğünün 2018/386 E. sayılı dosyası ile ödenmek zorunda kalınan yıllık izin ücreti, yargılama gideri, ilam vekalet ücreti, icra vekalet ücreti, takip masrafları, faizler ve icra ferilerinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 6000,00 TL sinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. CEVAP DİLEKÇESİ: Davalı Vekili Cevap dilekçesinde; Davayı kabul etmediklerini, bankanın 12/12/2012 tarihli 409 sayılı kararı gereğince çalışan elemanların kıdem tazminatından davacının sorulu olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, davayı kabul etmemekle beraber, davalı tarafından Sözleşme Teknik Şartnamesinin b bölümüne istinaden dava açtığını belirtmiş ise de , söz konusu hükmün işçi için uygulanma kabiliyetinin bulunmadığını, müvekkilinin davacı şirketten işçi alacakları ile ilgili bir ödeme almadığını, teklifine de mevzuat gereğince yansıtmamıştır....

                Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, hakkaniyet indirimi nedeniyle reddedilen kısım için davalı lehine vekalet ücreti takdiri hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK.370 ve geçici 3/1 maddesi yollaması ile HUMK 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. F) Sonuç: Hüküm fıkrasının davalı yararına vekalet ücretini düzenleyen 3. bendinin tamamen silinerek yerine; "Fazla çalışma alacağından hakkaniyet indirimi nedeniyle reddedilen kısım için davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına " bendi yazılarak hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 01.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  Bu nedenle, dilekçeler aşamasının tamamlanması beklenmeden, davalının savunması tespit edilmeden, dava dilekçesinin sunulmasını müteakip evrak üzerinden görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. 2- Ayrıca, vekalet ücreti alacağından kaynaklanan dava konusu uyuşmazlığa bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, görevli mahkemenin ... Tüketici Mahkemesi olduğuna, kararın kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın ... Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmişse de; davada havayolu taşıma sözleşmesine istinaden davacıya ait uçakta bulunan davalının haksız eylemleri nedeniyle uçağın rötar yaptığı, seferin geç icrası nedeniyle dönüş uçuşunun da gecikmeli olarak ifa edildiği ileri sürülerek, gecikme nedeniyle davacının katlandığı mali külfetlerin tazmini istendiğinden, ortada vekalet ücreti alacağından kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

                    Böyle olunca hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebilecekleri tazminat miktarının (tavanın) hesaplanmasına, keza tazmin sorumlularının hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücû alacağından düşülmesine gerek yoktur....

                      UYAP Entegrasyonu