Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

'nin masraf ve vekalet ücreti talep etmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, e-Maddi tazminat yönünden vekalet ücreti : f-Davalı ... vekili tarafından vekaletnamenin davacı vekilinin davadan feragat dilekçesinden sonra sunulmuş olmasından dolayı davalı ... lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, g-Dahili davalı Sosyal Güvenlik Kurumu duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddeleri uyarınca 250,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ... ve dahili davalı Sosyal Güvenlik Kurumu'na verilmesine, h-Dahili davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan 51,40-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile dahili davalı Sosyal Güvenlik Kurumu'na verilmesine karar verilmiş, verilen karara karşı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....

    HUKUK DAİRESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık; vekil ile vekil eden arasındaki vekalet ücreti alacağından değil, tacirler arasındaki ticari krediden kaynaklı borcun tasfiyesine ilişkin protokol hükümlerinden kaynaklanan alacağa ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 19/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: O yer Cumhuriyet savcısının 10/10/2013 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden vazgeçtiği gözetilerek katılan vekilinin temyiziyle sınırlı olarak yapılan incelemede; Sanıkların, katılanın vekili olarak açtıkları kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davası sonucunda hükmedilen tazminat, vekalet ücreti, yargılama gideri ve işlemiş faiz olarak toplam 93.217,83 TL'nin tahsili amacıyla ...5. İcra Müdürlüğünün 2010/6360 Esas sayılı dosyasında ilamlı icra yolu ile başlattıkları takibin kesinleştiği, icra dosyasına 29/11/2010-04/03/2011 tarihleri arasında yatan toplam 52.924,41 TL'nin sanıklarca tahsil edilmesine rağmen katılanın bu durumdan haberdar edilmediği, sonradan öğrenmesi üzerine de ... 1....

        Dava ölümlü/yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. Yargılama devam ederken; Davacı vekili Av......'ın Uyap üzerinden gönderdiği 27/12/2021 tarihli dilekçesinde davalı ile sulh olduklarını mahkememize bildirmiş, dosyaya sunulan vekaletnamenin feragat ve sulh yetkisini içerdiği görülmüştür. Davalı vekili Av. .....'ın da Uyap üzerinden gönderdiği 23/12/2021 tarihli dilekçesinde davacı ile sulh olduklarını , davacı tarafa ödeme yapıldığını, davanın ödeme ile konusuz kaldığını, karşı taraftan vekalet ücreti, yargılama gideri talep etmediklerini beyan etmiştir. Bu dilekçe ile davalı taraf vekalet ücreti alacağından feragat etmiş olup, dosyaya sunulan vekaletnamenin feragat ve sulh yetkisini içerdiği görülmüştür. Taraflarca sulh sözleşmesinin sunulması dikkate alındığında sulhün mahkeme içi sulh olarak değerlendirmek gerekmiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA) TARİHİ : 14/01/2016 NUMARASI : 2012/462-2016/18 Taraflar arasındaki dava, vekalet ücreti alacağından kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 09/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece, davalı lehine reddedilen kısım için vekalet ücreti takdir edilmişse de, reddin fazla çalışma alacağından yapılan hakkaniyet indiriminden kaynaklandığı, yukarıdaki ilkelere göre bu tür indirimlerden kaynaklanan ret sebebiyle vekalet ücreti verilmesinin adaletsizliğe neden olduğu anlaşıldığından reddine karar verilen miktar için vekalet ücreti takdir edilmesi hatalı olup hükmün bozulması gerekmiştir. 3- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 184 gün izin kullandığı tespit edilerek bu miktarın yıllık izin süresinden düşüldüğü görülmüştür....

              Mahkemece karara esas bilirkişi raporunda,Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin üçüncü kısmına göre toplam 24.047.72 YTL YTL ücreti vekalet hesaplanmıştır.Taraflar arasında ücreti vekalet sözleşmesi bulunmadığından ve davacı avukatın yaptığı işin niteliği gereği AAÜT’nin ikinci kısım birinci bölüm gereğince vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 1.60 TL. kalan harcın davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, 17.6.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Diğer yandan dava dilekçesi ve ıslah dilekçesindeki talepler ile bilirkişi raporunda hesaplanan alacak miktarı birlikte değerlendirildiğinde toplam talebe göre reddedilen miktar ubgt alacağından kaynaklanan 33,33 TL olup bu miktar üzerinden takdir edilen red vekalet ücreti ve yargılama giderinde bir hatanın bulunmadığı anlaşılmakla davacının bu hususa ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Ancak; davalılar TOKİ ve TOBAŞ'ın sorumluluğu sadece son 3 aylık ücret alacağı ile sınırlı olup dosyada hesaplanan ücret alacağından sorumlu tutulmakla artık bu davalılar yönünden husumetten reddin sözkonusu olmadığı, ayrıca husumetten red nedeniyle red vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla davacının istinaf talebi yerinde görülmüştür....

                Dava, 29.12.2004 tarihli trafik-iş kazasından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir. Kurumun kanundan doğan basit rücu hakkı nedeniyle, kural olarak ilk peşin değerin altında bir rücu alacağına hükmolunamaz. Ancak sorumluların kusur oranı nedeniyle bir indirim yapılabilir. Böyle olunca hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebilecekleri tazminat miktarının (tavanın) hesaplanmasına, keza tazmin sorumlularının hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından düşülmesine gerek yoktur....

                  Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/128 esas sayılı davası devam ederken sigorta şirketinden tazminat bedeli olarak haricen 144.000 TL tahsil etmesine rağmen müvekkili olan katılana 113.000 TL tahsil ettiğine dair gerçeğe aykırı bilgi vererek katılana 95.000 TL teslim ettiği, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164/2 maddesine aykırı olarak tahsil edilen miktarın %25'ini aşacak şekilde parayı uhdesinde tuttuğu ve kalan kısmı katılana vermeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan olayda; sanığın tüm aşamalarda suçlamaları reddettiği istikrarlı savunması, katılan beyanı, tanık anlatımları, bilirkişi raporu, katılan tarafından imzalanmış olan okudum yazılı ve imzalı belge ile tüm dosya kapsamından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın vekalet ücreti alacağından kaynaklanan hukuki ihtilaf mahiyetinde kaldığı, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından, netice itibariyle mahkemenin beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu