İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; bilirkişi raporunda da anlaşıldığı üzere tasfiye memurunun görevini yasaya uygun ve tam olarak yerine getirmediği, ancak tasfiye memurunun sorumlu tutulabilmesi için tasfiye sırasında tasfiye edilen şirketin davacı alacağını karşılayacak mal varlığının olması gerektiği, davacı tarafça davalı şirketin kendi alacağını karşılayacak mal varlığı olduğunun iddia ve ispat edilemediği, bu nedenle davanın reddi, kaldı ki bu aşamada bile davalı şirketin tasfiye edilmemiş bir mal varlığı olduğu anlaşıldığında ihya edilen şirkete icra yoluyla başvurarak alacağın tahsil edilebileceği, ayrıca davacının zararı dolaylı zarar olup, davalı tasfiye memurunun sorumluluğuna hükmedilmesi halinde hükmedilecek paranın davalı şirkete ödenmesinin talep edilmesi gerektiği halde davacı kendisine ödenmesini talep ettiğinden bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir....
İş Mahkemesi'nin 2009/517 esas sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, dava sırasında şirketin tasfiyeye girdiğini ve şirket kurucularından ...'ın tasfiye memuru olarak atandığını, davanın kabul edildiğini ve Yargıtay onayından geçerek kararın kesinleştiğini, ancak şirketin 02/12/2014 tarihi itibariyle sicilden terkin edildiğini belirterek Tasfiye Halinde ... Malzemeleri Ltd. Şti.'nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ...; davada hukuki yararı olmadığından reddini talep etmiştir. Davalı sicil müdürlüğü; davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Karar sayılı) verilecek hükmün Tasfiye Halinde ...’ne rücu edileceği ve bu dava sonucunda şirketin sorumlu olabileceğini ihbar olunan olarak ... ve tasfiye memurunun ön görmesi gerektiğinden tasfiye gerçekleşerek bu davadan önce şirketin sicilden silinmesi sonucunu doğuracak işlem yapılması nedeniyle tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu olmasına karar vermek gerekmiştir. Yine diğer davalı olarak Tasfiye Halinde ... ne karşı husumet yöneltilmiş ise de bu şirketin sicilden silindiği, tüzel kişiliğinin ortadan kalktığı, davalı sıfatının bulunmadığı tespit edilmiş olmakla bu davalı yönünden açılan davanın reddi gerekmiştir. Davalı İzmir Ticaret Sicil Memurluğu yasal hasım olduğundan yargılama gideri, vekâlet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu tutulmamasına karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Sebeplerle; Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; A-) İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün Merkez-... Sicil sırasında kayıtlı Tasfiye Halinde ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 10.11.2021 tarihli ek karar ile tasfiye memurunun istifa yolu ile görevine son verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin tasfiye memurunun istifa talebinin reddine ilişkin ek kararı tasfiye memuru tarafından istinaf konusu edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm davalıların velayeti altındaki küçüğün işlemiş olduğu haksız fiil nedeniyle, ev başkanının sorumluğundan (TMK.md.369) kaynaklanan tazminata ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 07.10.2013 (Pzt.)...
üzerine atfedilecek bir kusur ve ihmalinin bulunamaması karşısında, davalı ------ yargılama giderleriyle sorumlu tutulamayacağı, yine davalı tasfiye memurunun, tasfiye sırasında belirsiz alacak ve rücuen tazminat davası varken bu konuda bilgi sahibi olduğunun kanıtlanamadığı, bu nedenle tasfiyeyi sonlandırmasında ve bu davanın açılmasına sebebiyet verilmesi noktasında kusurlu olduğu kanıtlanamadığından yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğü'nün ... ve ... sayılı icra dosyalarına yönelik olarak açılması nedeniyle ihyanın ve ek tasfiye işlemlerinin yalnız icra dosyaları ile sınırlı tutulmasına, davaya konu ek tasfiye işlemlerini yerine getirmek üzere davalı tasfiye memuru ...'ün ek tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memurunun tasfiyeyi usul ve yasaya aykırı olarak tamamlamış olması ve tasfiye edilen şirketin yetkilisi olması nedeniyle tasfiye memuruna ek tasfiye için ücret verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf talebinde bulunan davalı tasfiye memuru tarafından, şirketin yasal prosedüre uyularak tasfiye edildiğini, şirketin ihya talebinde bulunan davacının hukuki yararının bulunmadığını, tasfiye memurunun kalmadığı, tasfiye memurunun da belirlenmediği ileri sürülerek kararın kaldırılması talep edildiği anlaşılmıştır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, şirketin ihyası davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....
Davacı bankanın 20.09.2017 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın takibi amacıyla başlattığı icra takiplerinin devam ettiği, tasfiye memurunun tasfiye öncesinde şirketin tüm borçlarını tespit ederek tasfiyeyi tamamlaması gerektiği de gözetildiğinde usulünce yapılmış tasfiyeden söz edilemeyeceği, TTK'nın 547/2 maddesi uyarınca ek tasfiye işlemleri için şirketin ihyası koşullarının oluştuğu, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle işbu ihya davasının açılmasına şirketin sebep olması ve tasfiye sırasında tasfiyenin gereği gibi yapılmamasından tasfiye memurunun sorumlu olması karşısında, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, tasfiye memurunun istinaf itirazları yerinde görülmemiştir....
Tasfiye memurunun şirket yönetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açabileceğine ilişkin 6102 sayılı Kanunda açık bir düzenleme yoksa da tasfiyenin yapılabilmesi için zorunlu olan şirketin aktif ve pasifine ilişkin işlemlerin tasfiye memurlarınca yapılabileceği şirketin tüm alacaklarının tahsilinin tasfiye memurunun görevleri arasında olması, aksi halin tasfiye memurunun sorumluluğunu doğurabileceği nazara alındığında davanın da davalı yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin olması ve zararın da tasfiye halindeki şirkete ilişkin olduğu ve davacının da tasfiye halindeki anonim şirket olduğu gözetilerek tasfiye halindeki davacı şirketi temsilen tasfiye memurunun sorumluluk davası açabilmesi mümkündür....