Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 21.12.2010 gün, 13873-13304 sayılı, 9.Hukuk Dairesinin 06.07.2010 gün 27713-22173 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 21.10.2010 gün 10501-13697 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, davalı idarede çalışan davalı memurların sorumluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 4.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 4. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 26.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nin ek tasfiye memuru olarak atanmasına, her ne kadar davalı tasfiye memuru vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde, davalı tasfiye memurunun ek tasfiye işlemleri ile görevlendirilmemesi talep edilmiş ise de, terkinden önceki tasfiye işlemlerinin davalı tasfiye memuru tarafından yapılmasına göre usul ekonomisi ve tasfiye işlemlerinin tek elden daha sağlıklı tamamlanması açısından önceki tasfiye memuru davalının, ek tasfiye memuru işlemleri için atanması usul ve yasaya uygun olduğu gibi davalı tasfiye memuru vekilince haklı görülebilecek hiçbir somut mazeret sebebi bildirilmemiş olması nedeniyle davalı tasfiye memurunun isteminde haklılık bulunmadığı, tasfiye memurunun terkinden önceki tasfiye işlemlerini yerine getiren kişi olup, aynı zamanda terkinden önceki şirketin ortağı ve yetkilisi olması nedeniyle tasfiye memuruna ücret verilmesine yer olmadığına, davalı müdürlüğün yasal hasım sıfatında olup, dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu...
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve her ne kadar mahkemenin gerekçeli kararında dava konusu olan ve ihyası talep edilen şirketin D.Turizm Organizasyon Danışmanlık Hizmetleri ve Ticaret Limited Şirketi olduğu ve yine ihya talebine konu tazminat alacağının görüldüğü davanın davacısının T.İletişim Hizmetleri A.Ş. olduğu şeklinde yazılmış ise de; bu hususun karar yerinde her zaman düzeltilebilecek olmasına göre, davalı tasfiye memurunun tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tasfiye memurunun tüm temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının ONANMASINA, temyiz harcı davalı tasfiye memurundan peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 16/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; tasfiye işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu ve olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan eksik, erken sonuçların tasfiye memurunun sorumluluğunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını ve müvekkil yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaate ise müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir. 2. Dahili davalı tasfiye memuru cevap dilekçesi sunmamıştır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ihyası istenen şirketin tasfiye ile sona erdiği, 16.06.2011 tarihinde tescil edilerek sicil kaydının terkin edildiği davacı SGK'nın 20....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/236 KARAR NO: 2022/76 DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 13/04/2021 KARAR TARİHİ: 09/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; ---- altında faaliyet gösteren Müvekkil ---- aşkın ---- olduğunu, müvekkilinin tasfiye edilen dava dışı --- toplamda --- alacağı bulunmakta olduğunu, dava ---- tarihinde tasfiye sürecine girdiğini, şirket tarafından tercih edilen tasfiye şekli iradi tasfiyedir ve tek imza yetkilisi tasfiye memuru olarak davalı --- atandığını, ---- tarihinde dava dışı ---- tarafından alacaklılara çağrı ilanları yapıldığını ve ---- tarihinde ise tasfiye sürecinin sona erdiğinin ilan edildiğini ve dava dışı -------- tasfiye memuru olduğunu, müvekkilinin ------ olan alacağının tahsil edilemediğini ve tasfiye sürecinin kanuni usul ve esaslara uygun olarak yerine getirilmemiş olması sebebiyle...
İbaresinin bulunduğu, maddede somut bir zarardan bahsedildiği, tasfiye memurunun yükümlülüğünü yerine getirmemesinden dolayı oluşan somut bir zararın olmasının gerektiği, davacının sırf tasfiye memurunun davranışı nedeniyle alacağına kavuşamamasının şart olduğu, oysa davacının alacağına kavuşamaması tasfiye memurunun ihmalinden değil, şirketin mal varlığının bulunmamasından kaynaklandığı, davacının ihtimaller üzerinden hareket ederek alacağına kavuşma şansının bulunduğunu düşünse de, somut bir ihtimalden bahsetmediği, ayrıca tasfiye memurunun davranışı ile davacının alacağına kavuşamaması (zarar) arasında uygun bir illiyet bağı bulunmadığı, davacı şirket alacaklısının kendisine tanınan hakları kullanmaktan (masraf vs gibi çeşitli sebeplerle) kaçınarak, zararının oluşmasında tasfiye memurunun sorumlu olduğunu iddia etmesinin iyiniyetli de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
belli olmadığı , bu nedenle davacılar adına yetkili olarak hareket ettiği iddia eden tasfiye memurunun takip ve dava açma yetkisinin bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
O halde davalı tasfiye memurunun tasfiyesini yaptığı şirket hakkında İzmir 15.İş Mahkemesinin 2015/628 E.sayılı dosyasında derdest bir davası olduğu halde bu davayı gözetmeyerek ihyası istenen şirketin tasfiye işlemlerini bitirerek 30.12.2019 tarihinde tasfiyenin sonuçlanmasına sebebiyet verdiği açıktır. Tasfiye işlemleri yapılırken davacının iş akdinden kaynaklanan alacak davası derdest olduğu halde bu davalar bitirilmeden tasfiyenin sonuçlandırılmış olmasında davalı taraf kusurludur....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin .../... esas sayılı dosyasına yönelik olarak açılması nedeniyle ihyanın yalnız görülen dava konusu ile sınırlı tutulmasına, davaya konu ek tasfiye işlemlerini yerine getirmek üzere son tasfiye memuru ...'ın ek tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memurunun usul ve yasaya aykırı olarak tasfiyeyi sonlandırmış olması nedeniyle tasfiye memuruna ek ücret verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davalı ...'nün yasal hasım olup yargılama giderlerinden sorumlu olmadığı, İzmir ......
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin .../... esas sayılı dosyasına yönelik olarak açılması nedeniyle ihyanın yalnız görülen dava konusu ile sınırlı tutulmasına, davaya konu ek tasfiye işlemlerini yerine getirmek üzere son tasfiye memuru ...'ın ek tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memurunun usul ve yasaya aykırı olarak tasfiyeyi sonlandırmış olması nedeniyle tasfiye memuruna ek ücret verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davalı ...'nün yasal hasım olup yargılama giderlerinden sorumlu olmadığı, İzmir ......