Şirketi olan 31.10.2013 keşide tarihili 099906 çek nolu 30.000,00- TL bedelinde, 30.11.2013 keşide tarihli 099907 çek nolu 20.000,00- TL bedelinde, 31.12.2013 keşide tarihli 099908 çek nolu 20.000,00- TL bedelindeki üç adet çekin bankaya iade edildiği ve talebin konusuz kaldığı görüldüğünden bu çekler hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 4- İstirdat talebinin REDDİNE 5- Kanıtlanamayan maddi tazminat talebinin REDDİNE 6- Koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin REDDİNE 7- Menfi tespit talebi yönünden alınması gereken 1.773,64 TL karar ve ilam harcı ile, konusuz kalan çekler yönünden 59,30 TL karar ve ilam harcı , maddi tazminat davasının reddi yönünden 59,30 TL karar ve ilam harcı , istirdat davası yönünden alınması gereken 580,64 TL karar ve ilam harcı, manevi tazminat davasının reddi yönünden alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 2.532,18 TL karar ve ilam harcından davacı yanca peşin olarak yatırılan 2.484,80 TL nin mahsubu ile 47,38 TL harcın...
İş Mahkemesi 2015/234 E. sayılı menfi tespit davasında alınan bilirkişi raporuna dayanarak dosyanın hesap bilirkişisine tevdii edildiğini ve davalı şirketin %100 kusurlu kabul edilerek hesaplama yapıldığını, yeni bir kusur raporu alınıp bu doğrultuda hesaplama yapılması gerekirken söz konusu itirazının değerlendirilmediğini, davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının son derece fahiş olduğunu,faiz başlangıcı yönünden hatalı karar verildiğini, ATK raporunda, tazminat hesabına esas olan zararın 29.04.2015 tarihinde değil 23.02.2018 tarihinde başladığının belirtildiğini belirterek istinaf etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin açmış olduğu menfi tespit davasında, Gebze 5....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/933 Esas KARAR NO : 2021/550 DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 18/12/2020 KARAR TARİHİ : 04/06/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2021 Davacı vekili tarafından açılan Menfi Tespit davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkilİ ile davalı arasında hizmet sözleşmesi olduğunu, müvekkili şirkette çalışan iş kazası sonucu vefat ettiğini, bu nedenle müvekkili ve davalı aleyhine tazminat davaları açıldığını, davalı tarafın tazminat bedellerini ödeyip tamamını müvekkilin cari hesabından mahsup ettiğini, davalı tarafın sözleşme gereği işçilere yapması gereken sigortayı yapmadığı gibi 3.kişilerin kusur oranı da dikkate alınmayarak kusurun müvekkili şirkete davalı tarafından yansıtıldığını, sözleşmeye aykırılık nedeniyle 264.027,79 TL tazminat bedelinden müvekkilinin sorumlu olmadığının tespitine, mahkemece...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 04/01/2022 DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 01/07/2022 KARAR YAZIM TARİHİ: 01/07/2022 Davacı vekili; davalı ...'nin müvekkili ... adına düzenlenen sahte imzalı iki adet senede kasten icra takibi yaparak haczi işlemlerini yürütmesi, evine hacze gitmesi ve banka hesaplarına bloke koydurup menfi tespit davası sürerken döviz hesaplarına haczen tahsilde bulunmak suretiyle müvekkilinin maddi ve manevi mağduriyetine ve itibarının zedelenmesine sebep olduğunu ileri sürerek, şimdilik 1.000TL maddi, itibar kaybı ve zedelenmesi ile ruh ve beden sağlığındaki mağduriyetine nedeniyle de 50,000,00.TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava, ,idari yargı kararının uygulanmamasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada hükmedilen vekalet ücretinin icra takibine konu edilmesi dolayısıyla borçlu bulunmadığının tespitine yönelik menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 14.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın bankacılık hukukundan kaynaklanmasına ve istemin kredi sözleşmesinin haksız olarak kat edildiği iddiası ile maddi ve manevi tazminat içermesine, davanın itirazın iptali ya da menfi tespit biçiminde açılmamış olmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 30.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün, 2011/6347 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ edildiğini, davacının dava konusu takipten evine hacze gelindiğinde haberdar olduğunu, icra takibine dayanak aidat borcuna konu taşınmaz ile davacının bir bağlantısının olmadığını, ayrıca icra takibine esas borca ilişkin davalı aleyhine açılan menfi tespit davasında, davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı şirket, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin, aynı zamanda mernis adresi olduğunu, icra takibine itiraz edilmediğini, haczin haksız olmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, yapılan haciz işleminin haksız olduğu benimsenerek davacının manevi tazminat istemi kısmen kabul edilmiştir.Dosya kapsamından; davalı kooperatif tarafından, davacının oğlunun ortağı olduğu diğer borçlu... Isı Sistemleri İnş. Turz. San. ve Tic. Ltd....
-TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 16.02.2015 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 20.070,19 TL olarak artırmıştır. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, manevi tazminat talebinin kabulü ile 30.000.-TL manevi tazminatın şikayet tarihi olan 03.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, maddi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....
İcra Müdürlüğünün 2008/382 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı tarafından açılan menfi tespit davasında müvekkilinin borçlu olmadığına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini belirterek davacının maruz kaldığı icra tehdidi ve baskısı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalı taraf banka olup tüzelkişi tacir olduğu, basiretli bir tacir gibi davranıp dava dışı üçüncü kişi ile kredi sözleşmesi düzenlenirken adı yazılan davacının sözleşmeye adının yazılması ve imzasının alınması işlemlerini yaparken gerekli titizliği gösterip usulüne uygun olarak imzasının alınmasını sağlaması gerektiği, gerekirse imzanın sıhhati ve ispatı için ek belge isteme imkanını kullanarak imza konusundaki ilerde doğabilecek tereddütleri giderme imkanını kullanabileceği dolaysıyla kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Dava, menfi tespit ve tazminat istemine ilişkin olup davacı, kooperatife icra tehditi altında ödediği 2.400 TL’ nin ve manevi tazminat olarak da 4.000 TL’ nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Dava tarihi 11/8/2009 olup bu tarihte yürürlükte olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 8.maddesinin 1.fıkrasına göre, “Sulh Mahkemesi İflas davalarıyla vakfa ilişkin davalar hariç olmak üzere, mamelek hukukundan doğan değer veya miktarı beş milyar lirayı geçmeyen davaları görür.” Bu miktar dava tarihi itibarıyla 7.080 TL’ dir. Anılan hükme göre uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmekte olup ayrıca Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin E:2010/2220, K:2011/1936 sayılı ilamı ile de yargı yerinin belirlenmesine ilişkin kararla görev hususu kesinleşmiş olduğundan yazılı gerekçeyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi doğru görülmemiş olup davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....