"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.07.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi kal ecrimisil ve ikinci kademede taşkın inşaat nedeniyle tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 13.11.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak gincelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.12.2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Dava konusu inşaata 2015 yılında başladım, 2016 yılında da bitmiş olup, inşaatı Kalfayla barışarak yaptırdım. 2015 yılındaki seçim nedeniyle İstanbul’da oy kullanmaya gitmiştim. İnşaatı verdiğim kalfa, yerin çap durumuna göre davacmm yeri ile inşaat arasında orta kapıdan sınır arasına 50 cm. ye düşmüş olup, diğer kısımlarında ise 1.30 cm.ye kadar mesafe bırakmıştır. Yapılan inşaat Noter anlaşmasına uygundur. Davacının inşaatın taşkın yapıldığına dair iddialan bu nedenlerle yersizdir. Mahkemecc yapılacak olan keşifte taşkın yapılmadığı anlaşılacaktır. Davacının davası bu sebeplerle yersiz olup reddini karar verilmesi gerekir. İLK DERECE MAHKEMESİNDE İLERİ SÜRÜLEN DELİLLER: Tapu kayıtları. Muvafakatname, keşif, bilirkişi, tanık. 03/05/2016 tarihli Belediyeye yazılan dilekçe....
Asıl dava tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi-kal, karşı dava ise taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece 897 parseldeki binanın 898 parsele taşan kısmının kal’ine karar verilmiştir. 898 parsel sayılı taşınmaz halen davacı-karşı davalının murisi... adına kayıtlı olup davacı dışındaki mirasçıları... ve ... davada taraf değildirler. Mahkemece, kal kararı verilebilmesi için taşınmazın üzerindeki binanın yıkımı sebebiyle hukuku etkilenecek olan taşınmazın tüm maliklerinin davada yer alması gerekir. Öncelikle 898 sayılı parselin maliki İbrahim Acar'ın davacı dışında kalan mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan işin esasının incelenerek kal kararı verilmesi, doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Dolayısı ile davacıya ait çap kapsamında yapılan şeyler yani inşaat arazi mülkiyeti içindedir. Gerçekten başkasına ait çap içersine yapı yapılması ile bunun mülkiyeti arazi sahibine ait olmakta ve sonuçta, yapıda kullanılan malzemenin maliki malzemesi üzerindeki hakkını kaybetmektedir. Kayıt malikinin mülkiyet hakkı kapsamındaki yere yapılan yapının yıkımını istemesi durumunda ondan istisnalar dışında tazminat talep edilemez. Türk Medeni Kanununun 718.maddesinin 2.fıkrasında "yasal sınırlamalar" olarak sözkonusu yapılan bu istisnalar ise bir kimseye ait arazideki yapıya başka bir kişinin üst hakkına dayanarak inşaat yapıp malik olması bir araziden geçen su, elektrik, gaz gibi mecraların bunların ait işletmelerin mülkiyetine tabi bulunması ve nihayet başkasının arazisine, taşkın inşaat yapılması durumunda taşan kısmın yapı malikinin mülkiyetine tabi olma imkanıdır....
İnşaat Tur. ve Yat. San. Tic. AŞ aleyhine 22/01/2015 gününde adli yardım talepli olarak verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebi üzerine adli yardım talebi kabul edilerek mahkemece yapılan yargılama sonunda; tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen 12/07/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekilince manevi tazminat yönünden temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 19.08.2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, tazminat isteminin reddine dair verilen 22.09.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir....
Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir. ** Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08/03/1950 tarih 22/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....
Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2-Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....
Böyle bir irtifak hakkı yoksa, zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. Görüldüğü üzere taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle Medeni Kanunun 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen " üst toprağa bağlıdır " kuralına ayrıcalık getirilmiş taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, anayapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası ( mütemmim cüz'ü ) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır....
Somut olayda; Karar başlığında Aile Mahkemesi yazılmış ise de maddi hata sonucu yazıldığı mahkemesinde her zaman düzeltilebileceği davacı vekilinin, 879 ada 21 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak elatmanın önlenmesi, eski hale getirilme tazminatı ve haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat davası açmış olmasına rağmen, sadece 21 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak eski hale getirme tazminatı hakkında hüküm tesis edilmesi, elatmanın önlenmesi ve manevi tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemesi 6100 sayılı HMK’nin az yukarıda açıklanan ilkelerine aykırı olup, hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir....