Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM, ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, paydaşı olduğu 18 parsel sayılı taşınmaza, komşu 17 parsel malikine ait binanın taşkın olduğunu ileri sürerek, Elatmanın önlenmesi, yıkım, Ecrimisil ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı, binayı kaba inşaat halinde satın aldığını ve iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalıya ait binanın taşkın olduğunun keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü....

    Mahkemece, asıl davanın kabulü ile elatmanın önlenmesine, 20.84 m2 taşkın olan bahçe duvarı 67,68 m2 ile taşkın betonarma evin kal'ine, davacı tarafından depo edilen 20.896.80.TL asgari levazım bedelinin davalıya ödenmesine, birleşen davanının ise reddine karar verilmiştir. Hükmü, asıl davanın davacısı temyiz etmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacı, maliki olduğu 347 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafından taşkın yapılan bina nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istemiştir. 26.01.2010 tarihli bilirkişi raporunda binanın kal'inin fahiş zarar doğruacağı belirtilmiştir. Davacı 28.04.2010 tarihli celsede 26.01.2010 tarihli bilirkişi raporuyla belirlenen binanın asgari levazım bedeli olan 20.896.80TL'yi depo etmek suretiyle binanın kendisine bırakılmasını istemiştir. Davacı bu bedeli 11.05.2010 tarihinde depo etmiş olup mahkemece bedelin davalıya ödenmesine karar verildiği halde ayrıca kal kararı verilmesi doğru olmamıştır. Hükmün açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir....

      Müdürlüğünün yaptığı ihale sonucu davalılardan Hayri Dinler İnşaat tarafından yol yapımı sırasında dinamit patlatılması nedeniyle davacıların taşınmazındaki fıstık ağaçlarının zarar gördüğü iddiasıyla tazminat isteğine ilişkindir. Bu haliyle uyuşmazlık, mülkiyet hakkının taşkın kullanımı nedeniyle komşuluk hukukuna değil, haksız fiil sorumluluğuna dayanmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 2 parsel sayılı taşınmaza, davalıların taşkın inşaat yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, kayden davacıya ait çaplı taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşkın bina yapmak suretiyle elattıkları saptanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalıların temyiz itirazı yerinde değildir....

          Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı/davalı vekili tarafından, davalı/davacı aleyhine 17.07.2008 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal birleşen dava ile taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi ve kal isteminin kabulüne, tapu iptali ve tescil isteminin reddine dair verilen 16.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar/davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, 07.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir. TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir....

                İyiniyetle ilgili genel durum yukarıda söylendiği gibi ise de, somut olayda yine az yukarıda sözü edildiği üzere taşkın yapı sahibi davalı ve karşı davacı öncesi 150 ve 151 parsel olarak bir bütün olan taşınmazları tapuda 04.10.1951 tarihinde satın almış, taşan kısım da dahil olmak üzere yapıları 1952-1954 yılları arasında ve mülkiyetin bütünüyle kendisine ait olduğu dönemde meydana getirmiştir. 150 ve 151 parsellerin maliki olan davacının Türk Medeni Kanununun 683. maddesinin malike tanıdığı yetkiden yararlanarak yaptığı tasarruflarında kötü niyetli olduğu düşünülemez. Kısacası taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteminde aranan iyi niyet koşulu olayda gerçekleşmiştir. Bu tür davalarda üzerinde önemle durulması gereken diğer bir koşulda halin icabından taşkın inşaatın yıkılması gerekip gerekmediğinin saptanmasıdır....

                  Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2- Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.02.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal, maddi ve manevi tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 13.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, kal, maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu