Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ana gayrimenkulü tehlikeye sokacak davranışlara karşı haksız elatmanın önlenmesi yönetici tarafından haksız elatana karşı açılacak davada talep edilebilir. Burada önemli olan, davalının haksız bir elatmasının var olup olmadığının tespit edilmesidir, kuşkusuz bunu ispat yükü de davacı yöneticiye düşer. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, zarar henüz doğmadığı halde, zararın doğacağı muhakkak ve pek muhtemel ise veya beklenen taşkın kullanma ile ileride telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelecekse, davalının alacağı önlemlerle zararı önleme ihtimali yoksa, zarar verme tehlikesi taşıyan eylem ve işlemler hakkında davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz....

Ana gayrimenkulü tehlikeye sokacak davranışlara karşı haksız elatmanın önlenmesi yönetici tarafından haksız elatana karşı açılacak davada talep edilebilir. Burada önemli olan, davalının haksız bir elatmasının var olup olmadığının tespit edilmesidir, kuşkusuz bunu ispat yükü de davacı yöneticiye düşer. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, zarar henüz doğmadığı halde, zararın doğacağı muhakkak ve pek muhtemel ise veya beklenen taşkın kullanma ile ileride telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelecekse, davalının alacağı önlemlerle zararı önleme ihtimali yoksa, zarar verme tehlikesi taşıyan eylem ve işlemler hakkında davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz....

Somut olayda; Karar başlığında Aile Mahkemesi yazılmış ise de maddi hata sonucu yazıldığı mahkemesinde her zaman düzeltilebileceği davacı vekilinin, 879 ada 21 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak elatmanın önlenmesi, eski hale getirilme tazminatı ve haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat davası açmış olmasına rağmen, sadece 21 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak eski hale getirme tazminatı hakkında hüküm tesis edilmesi, elatmanın önlenmesi ve manevi tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemesi 6100 sayılı HMK’nin az yukarıda açıklanan ilkelerine aykırı olup, hükmün bu yönüyle bozulması gerekmiştir....

    Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, taşkın inşaat nedeniyle elatmanın önlenmesi, kal, ecrimisil ve tazminat talebine ilişkindir....

    Dava konusu inşaata 2015 yılında başladım, 2016 yılında da bitmiş olup, inşaatı Kalfayla barışarak yaptırdım. 2015 yılındaki seçim nedeniyle İstanbul’da oy kullanmaya gitmiştim. İnşaatı verdiğim kalfa, yerin çap durumuna göre davacmm yeri ile inşaat arasında orta kapıdan sınır arasına 50 cm. ye düşmüş olup, diğer kısımlarında ise 1.30 cm.ye kadar mesafe bırakmıştır. Yapılan inşaat Noter anlaşmasına uygundur. Davacının inşaatın taşkın yapıldığına dair iddialan bu nedenlerle yersizdir. Mahkemecc yapılacak olan keşifte taşkın yapılmadığı anlaşılacaktır. Davacının davası bu sebeplerle yersiz olup reddini karar verilmesi gerekir. İLK DERECE MAHKEMESİNDE İLERİ SÜRÜLEN DELİLLER: Tapu kayıtları. Muvafakatname, keşif, bilirkişi, tanık. 03/05/2016 tarihli Belediyeye yazılan dilekçe....

    Dolayısı ile davacıya ait çap kapsamında yapılan şeyler yani inşaat arazi mülkiyeti içindedir. Gerçekten başkasına ait çap içersine yapı yapılması ile bunun mülkiyeti arazi sahibine ait olmakta ve sonuçta, yapıda kullanılan malzemenin maliki malzemesi üzerindeki hakkını kaybetmektedir. Kayıt malikinin mülkiyet hakkı kapsamındaki yere yapılan yapının yıkımını istemesi durumunda ondan istisnalar dışında tazminat talep edilemez. Türk Medeni Kanununun 718.maddesinin 2.fıkrasında "yasal sınırlamalar" olarak sözkonusu yapılan bu istisnalar ise bir kimseye ait arazideki yapıya başka bir kişinin üst hakkına dayanarak inşaat yapıp malik olması bir araziden geçen su, elektrik, gaz gibi mecraların bunların ait işletmelerin mülkiyetine tabi bulunması ve nihayet başkasının arazisine, taşkın inşaat yapılması durumunda taşan kısmın yapı malikinin mülkiyetine tabi olma imkanıdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 19.08.2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, tazminat isteminin reddine dair verilen 22.09.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir....

        Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir. Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için: 1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. 2-Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....

          Böyle bir irtifak hakkı yoksa, zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. Görüldüğü üzere taşkın yapının korunmasındaki bireysel ve kamusal yarar nedeniyle Medeni Kanunun 684, 718, 722. maddelerinde kabul edilen " üst toprağa bağlıdır " kuralına ayrıcalık getirilmiş taşkın yapı malikinin komşu taşınmazda inşaat veya irtifak hakkı gibi ayni bir hakkının bulunması halinde taşan kısım, taşılan taşınmazın değil, anayapının bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası ( mütemmim cüz'ü ) sayılmış, tecavüz edilen kısım üzerinde yapı maliki yararına irtifak hakkı tanınmıştır....

            Diğer koşular ise, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olması; taşkın yapının yıkımının fahiş zarar oluşturması ve ifrazen tescilinin mümkün olması ile taşınmaz malikine uygun bir bedel ödenmesidir. Somut olayda, tapu kayıtlarından, 1976 yılında tapulama ile tescil edilen 33.000m2 yüzölçümlü tarla niteliğindeki 1318 parsel sayılı taşınmazın tam pay olarak davacı ... adına satış nedeniyle; kat mülkiyeti kurulu 2972 parsel sayılı taşınmazdaki 23 numaralı bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Taşkın bina, davalının üyesi bulunduğu S.S.Bodrum Karaincir Yapı Kooperatifi tarafından yaptırılarak davalıya tahsis edilmiştir. Bilirkişi kurulunun 06.05.2004 günlü raporunda 2972 parsel sayılı taşınmazda bulunan 23 numaralı bağımsız bölümün 1318 sayılı taşınmaza 16,36metrekare taşkın olduğu saptanmıştır....

              UYAP Entegrasyonu