Davacı kurumun bahçe bakımı, temizlik ve çay ocaklarının servis işlerini yürüten müteahhit … 'nun vergi borçları nedeniyle davacı kurum adına düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrine karşıaçılan davayı; dosyanın incelenmesinden, davacı kurumun müteahhitlik işlerini yürüten kişinin vergi borçlarının tahsil edilememesi üzerine,davacı kurum tarafından müteahhite yapılacak istihhak ödemelerinden sözkonusu borcun tahsili amacıyla davacı kurum adına muhtelif tarihlerde gönderilen 7 adet haciz ihbarına karşı davacı kurumca müteahhidin doğmuş istihhakı bulunmadığı 7 günlük yasal süre içinde bildirildiği halde, amme alacağının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin düzenlenerek tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 79.maddesi uyarınca kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen 3.şahıs durumunda bulunan davacı kurumun, haciz bildirilerinin tebliğ edilmesi üzerine tahsil dairesine müracaat ederek yazılı beyanda bulunduğu ihtilafsız...
nin 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğunu ileri sürerek sanıkların cezalandırılması ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ettiği, mahkemece, sanıkların beraatlerine ve tazminat talebinin reddine karar verildiği, anılan kararın Yargıtay 16....
Dosyasından 16.06.2022 tarihinde ihtiyati haciz kararı alınmış ve akabinde hemen ... 28. İcra dairesi... E. Numaralı dosyadan hacize gelinmiştir. Haciz esnasında müvekkil defalarca borcunun 500.000 olmadığını 223.000 lirasını ödediğini söylese de haciz işlemlerine 500.000 tl üzerinden devam edilmiştir. Müvekkil ...'de kuyumculuk yapan ve herkesçe bilinen saygın bir esnaftır. Haciz tehditi altında ilk gün 100.000 tl kısmi ödeme yaparak icra işlemlerini durdurmuştur. Daha sonra devam eden hacizler ve telefonla aramalar neticesinde müvekkil kısa süre içerisinde 277.000 tl olan borcunu faiz ve ferileriyle beraber 640.000 e yakın bir ödeme ile borcunu kapatmıştır. Müvekkil davalı yanın geçmişten gelen samimi dostlukları vardır ve müvekkil her fırsatta davalı yana maddi manevi olarak yardımda bulunmuş ve bu durum davalı yanın eşinin müvekkile attığı mesajlarda da açık bir şekilde bellidir. Müvekkil ödeme zorluğuna düştüğü bir vakitte davalı yan ...'...
İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre inceleyip sonuçlandırmakla görevlidir. İİK'nun 89.maddesinde 3. kişiler aleyhine itirazın iptali isteminde bulunulacağına dair bir hüküm yer almadığından alacaklı, üçüncü kişinin 89/1 ihbarına yaptığı itirazın iptalini icra mahkemesinden isteyemez. Diğer yandan, dava dilekçesinde istenen tazminat miktarı da belirtilmediğinden, İİK'nun 89/4. maddesine uygun olarak açılmış bir tazminat davasının bulunmadığının kabulü gerekir. O halde; mahkemece, başvurunun yukarıda açıklanan nedenlerle reddi yerine yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; sanık baştan beri hazır olup haciz işlemi sırasında kendisini M.....
Yatırım Holding Anonim Şirketi’nin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu, şirketin borcu nedeniyle başlatılan icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle haciz işlemi için şirkete giden icra memuruna sanık tarafından şirketin bir ay önce ... isimli kişiye devredildiğinin belirtildiği, bu beyanın haciz tutanağına yazılarak haciz işlemine son verildiği ancak sanığın şirketi devretmemesine rağmen haciz işleminden kurtulmak amacıyla şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazısı ile sabit olduğu haliyle, sanığın şirketi devretmediği ancak 5237 sayılı TCK’nın 164. maddesi gereğince suç oluşabilmesi için, kamuya yapılan beyanlarda veya genel kurula sunulan raporlarda gerçeğe aykırı bilgi verilmesi gerektiği, “kamuya yapılan beyanlardan” maksat, madde gerekçesinde açıklandığı haliyle, basın ve yayın yoluyla veya postayla prospektüsler gönderilerek belirli olmayan kişilere...
Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Bilindiği üzere; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi gereğince kasten başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Kişilik hakkı hukuka aykırı bir şekilde zedelenen kişinin Aynı Kanunun 58. maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....
Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2018/768 Esas sayılı dosyasında tanık olarak ifade verdiği, davalı Cemal Yavuz'un davacının yalan tanıklık yaptığından dolayı hakkında şikayette bulunduğu ve davacının yalan tanıklık yaptığına dair delil bulunmadığı gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davacının yalan tanıklık suçuna maruz kaldığı için rencide olduğu ve duyduğu üzüntü ile yaşadığı zor süreçten dolayı 10.000- TL manevi tazminat ve mahkemeye gidip gelme masrafı olarak da 100- TL maddi tazminat talep ettiği, davacının Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2018/768 Esas sayılı dosyasında yargılamaya konu olay hakkında davalı aleyhine tanık olarak ifade verdiği, davalının da davacı hakkında yalan tanıklıktan dolayı suç duyurusunda bulunduğu, yargılamaya konu olayın 26/10/2018 tarihinde gerçekleştiği, davalı tarafından yalan tanıklık iddiası yönünden şikayet dilekçesinin 18/04/2019 tarihinde verildiği, Samsun 4....
Bu durumda, şikayetçi bankanın 89. madde uyarınca gönderilen birinci haciz ihbarnamesine karşı, takip borçlusunun kendisinden olan alacağı üzerinde rehin hakkı bulunduğuna dair beyanı, haciz ihbarına yapılan itiraz niteliğinde olmakla, icra müdürlüğünce, borçlu hesabında haczedilen paranın -bankanın muaccel olan rehin ve risk bedelleri dışında kalan kısmının- icra dosyasına gönderilmesi için üçüncü kişiye müzekkere yazılması yasaya aykırı olup, mahkemece şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde, dosya içindeki bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davalı tarafın haciz ihbarnamesine karşı sunduğu beyanlarının gerçeğe aykırı olduğu gerekçesiyle tazminat isteminin yöntemince ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır. Davacı vekili defter ve muhasebe kayıtları üzerinde inceleme yapılarak karar verildiğini, taraflar arasındaki sözleşmelerin dikkate alınmadığını belirtmiş ise de, davanın mahiyeti itibariyle defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmelerin de değerlendirildiği anlaşılmakla, bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekili tarafından, icra inkar tazminatı yönünden istinafa başvurulmuş ise de, İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca açılacak tazminat davalarında davanın reddi halinde tazminat verileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığından, davalının istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir....