Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; anlaşmalı olarak boşandıkları tarihten bu yana tarafların ekonomik durumunda bir değişiklik olmadığı, davacının yine protokol gereğince kendisinden aldığı tazminat da gözetildiğinde ekonomik durumunda nafakanın artmasını gerektirecek bir fakirleşme olamayacağını bu sebeple hükmedilen nafakanın yüksek olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurduğu görülmüştür....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2023 NUMARASI : 2022/883 ESAS-2023/102 KARAR DAVA KONUSU : Yargılamanın Yenilenmesi KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların mahkememizin 2021/815 esas, 2021/807 karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararının kesinleşmesinden kısa bir süre sonra Ozan Atasoy isimli kişinin müvekkilinin telefonla arayarak davalının ile birlikte olduklarını anlattığını, birlikte otelde kaldıklarını, müvekkilinin aldatma durumunu boşanmadan önce öğrenmiş olsa anlaşmalı olarak boşanmayacağını, ortak malları davalıya vermeyi kabul etmeyeceğini açıklayarak Antalya 8. Aile Mahkemesinin 2021/815 esas, 2021/807 karar sayılı dosyasına ilişkin yargılamanın iadesini talep etmiştir....

Somut olayda mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, tarafların boşanmaları sırasında mevcut ekonomik ve sosyal durumlarında dava açıldığı tarih itibariyle davacının ekonomik kriz nedeniyle zorluğa düştüğü belirtilmiş ise de davacı yönünden bir değişiklik olmadığı, davalı (karşı davacının) boşanma sırasında çalıştığı, bu şekilde anlaşmalı boşanma gerçekleştiği, davacının bu durumu bildiği, davalı (karşı davacının) boşanmadan sonra emekli maaşı alması nedeniyle ekonomik durumunda değişiklik olduğu görülmektedir.Bu durum karşısında, mahkemece yapılan ekonomik ve sosyal duruma ilişkin araştırmada davalı (karşı davacının) aldığı 500 TL emekli maaşı nedeniyle edimler arasındaki dengenin olağanüstü ve kanıtlanamayacak derecede değişmediği gözetilmeksizin, yoksulluk nafakasının 4.250 TL’ye indirilmesi doğru görülmemiştir....

    Aile Mahkemesi'nin 2014/173 Esas, 2014/589 Karar sayılı dava dosyasında protokolde ve duruşmada tarafların 'katkı payı alacağı, katılma alacağı, değer artış payı alacağı, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı tazminat ve alacak taleplerinden feragat ettikleri' hükmün 6. bendinde ' katkı payı alacağı, katılma alacağı, değer artış payı alacağı, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı tazminat ve alacak taleplerinden feragat ettiklerinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına' karar verildiği, ret kararı verilmediği, kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır....

      Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/3 maddesi uyarınca boşanmalarına, dava dilekçesine ekli 24/02/2023 tarihli anlaşma protokolünün ve 03/03/2023 tarihli davalı T3 tarafından ibraz edilen dilekçenin aynen ONANMASINA, bu protokolün kararın eki sayılmasına, müşterek çocukların velayetinin anne ve babaya ortak olarak verilmesine ve çocukların fiilen anne yanında kalmasına, çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, tarafların karşılıklı olarak tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, maddi tazminat, manevi tazminat, eşya bedelinden alacak, altın, mal rejiminden kaynaklı tasfiye, yargılama gideri vekalet ücreti talepleri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, karar verilmiştir....

      Manevi tazminat talebi, boşanmaya sebep olan olaylar sebebiyle değil, boşanmadan bağımsız olarak ileri sürüldüğüne göre, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesine değil, aile hukukunun dışında haksız eyleme ilişkin genel sorumluluk hükümlerine dayanmaktadır (Yeni B.K 49. ve 58.). Haksız eyleme ilişkin genel sorumluluk sebebine dayanan manevi tazminat istekleri ise talebin dayandırıldığı maddi hadise evlilik birliği içinde meydana gelmiş olsa bile, aile mahkemelerinin değil, genel mahkemelerin görevi kapsamındadır. Bu açıklamalar uyarınca dava; Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesinden değil Borçlar Kanunu 49. ve 58. maddelerinden kaynaklı olup, davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp karara bağlanılması zorunludur. Gerçekleşen bu durum karşısında mahkemece davacının bu talebinin tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesi de doğru değildir....

        arasında 03.10.2005 tarihinde anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmiş, tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına ve anlaşmalı boşanma protokolünün tasdikine dair karar 13.10.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Tasdik edilen anlaşmalı boşanma protokolünde tarafların karşılıklı hak ve alacaklarının bulunmadığına dair beyanları, anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte tarafların mevcut hak ve alacaklarının tasfiyesine yönelik olup anlaşmalı boşanma kararından sonra doğan alacakları kapsamamaktadır. Banka kayıtları ve tetkike elverişli 18.03.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporu nazara alındığında davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacılara anlaşmalı boşanmadan sonra 49.275,00 TL borç verdiği ve bu borcun davacı-karşı davalıya geri ödenmediği anlaşılmaktadır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, tarafların birbirinden maddi-manevi tazminat, mal rejiminden kaynaklı alacak ve yoksulluk-iştirak nafakası talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuklar Furkan Hazar ile Nehir Elif'in velayetinin davacıya verilmesine, taraflarca düzenlenen 03.01.2023 tarihli protokolün şahsi ilişki tesisine ilişkin kısım hariç aynen onaylanmasına ve kararın eki sayılmasına, müşterek çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı kadın, istinaf dilekçesi ile anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma talebine ilişkindir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi; “davanın kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuk Roger SEVGİ'nin velayetinin davalı babaya verilmesine, velayeti babaya verilen çocuk ile davacı anne arasında kişisel ilişki tesisine, tarafların birbirlerinden yoksulluk-iştirak nafakası, maddi-manevi tazminat, mal rejiminden kaynaklı herhangi bir talepleri olmadığından hususta karar verilmesine yer olmadığına, 28/09/2022 tarihli protokolün kararın eki sayılmasına” hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle anlaşmalı boşanmaya ilişkin iradesinden rücu etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma talebine ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır....

          UYAP Entegrasyonu