Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davalıya ait taşınır ve taşınmaz malların değerleri bilirkişilerce hesaplattırılarak, üzerlerindeki hacizler dikkate alındığında davacı alacaklının alacağını karşılamaya yetmediği, aciz durumunun gerçekleştiği, bununla birlikte dava konusu taşınmazların anlaşmalı boşanma sırasında nafaka ödememe karşılığında davalı 3.kişiye ve çocuklarına verildiği boşanmadan sonra tarafların ayrı yaşadıkları, boşanmanın danışıklı olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277.vd.maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı, 20.4.2006 keşide tarihli bonolardan dolayı 8.1.2009 tarihinde icra takiplerinde bulunmuş, takiplerin kesinleşmesi üzerine de 28.1.2009 tarihinde tasarrufun iptaline yönelik olarak eldeki bu davayı açmıştır....

    Davalı borçlu vekili, aciz belgesi sunulmadığını, tarafların 2002 yılından beri ayrı yaşadıklarını ve 8.3.2006 tarihinde boşandıklarını, müvekkilinin yeniden evlendiğini, dava konusu taşınmazların tazminat karşılığı ve mahkeme kararı gereğince davalıya devredildiğini, davacının devirleri bilerek alacağı 3.6.2008 tarihinde temlik aldığından dava hakkı bulunmadığını, davacı şirket yabancı ortaklardan oluştuğundan teminat göstermesi gerektiğini belirterek davanın reddini %40 tazminatın davacıdan tahsilini savunmuştur. Davalı ..., dava konusu taşınmazların boşanma tazminatı olarak kendisine mahkeme kararı ile verildiğini, dava konusu villanın 1/2 hissesinin başlangıçtan itibaren kendisine ait olduğunu, boşanmadan önce beş yıl ayrı yaşadıklarını, boşanmanın gerçek olduğunu davalının şuan üçüncü evliliğini yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın davalı ...'...

      Aile Mahkemesinin 2019/193 esas, 2020/479 karar ve 02.11.2020 tarihli kararı uyarınca tarafların TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşanmalarına, gerekçeli kararın hüküm kısmının 2 no’lu kısmında "Tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak ziynet eşyası, ev eşyası, kişisel eşya mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak manevi tazminat, yoksulluk nafakası, tedbir nafakası, iştirak nafakası vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına" karar verildiği söz konusu kararın ise 29.12.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle anlaşmalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin kendisine verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 22/02/2019 tarihli dilekçesinde ise, davalının anlaşmalı boşanmadan vazgeçtiğini belirterek, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilerek çocuklar lehine aylık 500,00'er TL tedbir/iştirak nafakasının her yıl TEFE-TÜFE-ÜFE oranında artış yapılarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Eldeki davada taraflar TMK.nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Taraflar mahkemede hakim huzurunda bizzat hazır olmak suretiyle özgürce açıkladıkları beyanları neticesinde boşanmışlardır. Yargılamanın yenilenmesine talep eden davacı, iddia ettiği olayları davalının hilesi nedeniyle boşanmadan sonra ele geçirdiğini ileri sürmüş ancak davalının nasıl bir hilede bulunduğunu, söz konusu bilgileri hangi sebeple boşanma kararının kesinleşmesinden önce elde edemediğini belirtmemiştir. Kaldı ki söz konusu belge anlaşmalı boşanmanın delili olmayıp, bu belgenin anlaşmalı boşanmaya ne şekilde etki edeceği yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı tarafça ortaya konulamamıştır. Bu kapsamda ileri sürülen sebep, sınırlı olarak HMK.nun 375/1.maddesinde sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden de değildir....

      Davacı; evlilik birliğinin mahkeme kararı ile sonlandırılmasından sonra çocuğun kendisinden olmadığını iddia ederek DNA testi yaptıran davalının bu eylemi nedeniyle kişilik haklarına zarar verdiği iddiasına dayalı manevi tazminat isteğidir. Davacı kadının açtığı manevi tazminat isteği boşanmadan kaynaklı TMK.nun 174/2 maddesine dayalı manevi tazminat isteği değildir. Dava, haksız fiilden kaynaklı manevi tazminat isteği olup; Bu talep yönünden görevli mahkeme genel hükümlere göre yargılama yapan Asliye Hukuk Mahkemesidir. Hal böyle olunca mahkemece, davacı kadının bu talebinin diğer talep ve davadan tefrik edilerek genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla davayı görmesi gerekirken diğer taleplerle birlikte Aile Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Eldeki davada taraflar TMK.nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Taraflar mahkemede hakim huzurunda bizzat hazır olmak suretiyle özgürce açıkladıkları beyanları neticesinde boşanmışlardır. Yargılamanın yenilenmesine talep eden davacı, iddia ettiği olayları davalının hilesi nedeniyle boşanmadan sonra ele geçirdiğini ileri sürmüş ancak davalının nasıl bir hilede bulunduğunu, söz konusu bilgileri hangi sebeple boşanma kararının kesinleşmesinden önce elde edemediğini belirtmemiştir. Kaldı ki söz konusu belge anlaşmalı boşanmanın delili olmayıp, bu belgenin anlaşmalı boşanmaya ne şekilde etki edeceği yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı tarafça ortaya konulamamıştır. Bu kapsamda ileri sürülen sebep, sınırlı olarak HMK.nun 375/1.maddesinde sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden de değildir. Açıklanan nedenlerle yargılamanın iadesi talebinin reddine" karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Anlaşmalı Boşanma Davasından Kaynaklı Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava anlaşmalı boşanma davasından kaynaklı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, nispi harç ile görülmüştür. Anlaşmalı boşanma davalarından kaynaklı tapu iptal ve tescile ilişkin davalar maktu harca tabidir. Açıklanan sebeple davacı kadının dava açarken yatırdığı nispi harcın mahsubu ile bakiye nispi harcın davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMY. 166/3 gereği anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davalı koca tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/321 Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, 27/07/2017 tarihinde anlaşmalı olarak gerçekleştiğini ve kararın tarafların temyiz etmemeleri üzerine kesinleştiğini, davalının, davacıyı anlaşmalı boşanma konusunda gerek evde huzursuzluk çıkartarak gerek alkol alarak aile konutuna gelerek davacıyı zor durumda bırakarak anlaşmalı boşanma hususunda baskı yaptığını ve zorladığını, mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilmesi için boşanma konusunda karar verilmiş ve kararın kesinleşmiş olmasının ön şart olduğunu, davayı açmakta hukuki yararın mevcut olduğunu, ülkemizde genellikle yapıldığı gibi davalının tasfiyeye konu olacak edinilmiş malvarlığı olan 34 XX 634 plakalı Toyota Corolla marka aracı müvekkilinin haklarına kavuşmasını engellemek amacıyla ''Davacıya hakkını vereceğim.'' vaadinde bulunarak 19/06/2017'de danışıklı olarak arkadaşına devrettiğini, arkadaşının da kısa bir süre sonra davalının babasına (Mustafa Urhan) devrettiğini, fakat aracı davalının kullanmaya...

        UYAP Entegrasyonu