Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fakat, kar kaybı isteyen taraf kusurlu fesih yüzünden mal varlığındaki ilerde meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalmıştır. Bu açıklamalara göre bir tanımlama yapmak gerekirse “kar kaybı”, bir tarafın edimini tam olarak ifa etmemesi halinde, karşı tarafın mal varlığının olması gereken durum ile eylemli durum arasındaki maddi değer kaybıdır. Bu niteliği gereği de kar kaybı, farazi bir hesaplamaya dayanır. Mamelekin, istikbaldeki çoğalması ihtimali burada nazara alınır; fesih hadisesi bu çoğalmaya engel olmuştur. Kar kaybı hesabı bir varsayımla yapıldığından, hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın kesinlik gösteremez. Asıl davada talep edilen kar kaybı zararının hesaplanmasında, burada da Borçlar Kanununun 325.maddesinin kıyas yöntemiyle uygulanması gerekmektedir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; 1- Dava konusu Afyonkarahisar Zafer Mah. 133 Ada 13 Parsel Sayılı bağımsız bölüm 2 de bulunan taşınmaza ilişkin davanın KABULÜ İLE; 67.571,13 TL katılma alacağı ile 20.910,00 TL değer artış payı alacağının karar tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte, T.C. Nolu, davalı T3 tarafından T.C. Nolu, davacı Rahime EVCİMEN'e ödenmesine, 2- Dava konusu Ecomar Mermer maden ticaret LTD şirketinde davacının 312.174,06 TL katılma alacağı bulunduğuna, bu alacağın karar tarihi itibariyle işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı tarafından davacıya ödenmesine, 3- Dava konusu 34 XX 881 plaka sayılı araçta davacının katkı ve katılma alacağı talebinin reddine, 4- Katkı payı alacağı talebinin REDDİNE karar verilmiştir....

    payına düşen kar bedeli olan 13.243,00 TL nazara alınarak, sözleşme tarihi ile ortaklıktan çıkma tarihi arasında geçen süre için yıllara sari kat sayılarının ilave edilerek güncellenme suretiyle kar payı ile, b-Yargılamanın bitim tarihinden itibaren ortaklığın sonlandırılması olduğu, Yargıtay 3....

    payına düşen kar bedeli olan 13.243,00 TL nazara alınarak, sözleşme tarihi ile ortaklıktan çıkma tarihi arasında geçen süre için yıllara sari kat sayılarının ilave edilerek güncellenme suretiyle kar payı ile, b-Yargılamanın bitim tarihinden itibaren ortaklığın sonlandırılması olduğu, Yargıtay 3....

    a yerleşerek şirketin faaliyet gösterdiği ofisi kiraladığını ve ev sahibi ile kira sözleşmesi yaptığını; ancak, ortaklığın resmiyet kazanmaması nedeniyle tartışma çıktığını, şirketten ayrıldığı; davacı müvekkilinin, şirkete yaptığı katkılar ve koyduğu sermayenin karşılığı olarak 50.000 TL, şirket ortaklığı sıfatıyla çalıştığı dönemlere ait toplam 100000 TL kar payı alacağının, çalıştığı şirkete kazandırdığı değer alacağı ve buna dayalı başka işlerden uğradığı zarar nedeniyle 100.000 TL ve gelecekteki beklentilerinden dolayı 100.000 TL alacağının bulunduğunu; şimdilik, sermaye olarak 25000 TL ile kar payı alacağı 3000 TL ve şirket ortağı olacağı inancıyla gelecekteki kar kaybından doğan müsbet ve menfi zaarları nedeniyle 2000 TL, başka işlerden uğradığı zarar karşılığı 5000 TL olmak üzere toplam: 35000 TL alacağın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      (dava dilekçesindeki detay mizana göre) olmak üzere toplam 276.307,15 TL tutarında olduğunu, müvekkilinin, hissesine tekabül eden vergi borcu tutarı(159.453,11 TL) düşüldüğünde 116.854,04 TL alacaklı olmasına rağmen bu hususların tespit edilmediğini, protokolün 5.maddesinde müvekkilin 240.000 TL mal karşılığında yapılandırılan vergi ve sigorta borçlarının ödeneceğinin hüküm altına alındığını, kar payı talep edilebilmesi için bu yönde karar alınmasıınn zorunlu olmadığını, davalı firmanın kar payı dağıtımından kaynaklı stopajdan kaçınmak amacıyla kar payı dağıtımı yönünde karar almadığını, bu karar alınmasa dahi hisselerden kaynaklı müvekkilinin devir tarihi itibariyle bu durumdan menfaati bulunmadığını, yapılan protokollerde dağıtılmamış kar payı alacağından vazgeçildiğini gösteren herhangi bir hüküm olmadığını, bir kimse hakkından açıkça feragat etmediği sürece o hakkını talep edebilmesinde herhangi bir hukuki engel olmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar...

      almamak suretiyle hissedarlara kar dağıtımı yapmadığını, olağanüstü yedek akçeye ayrılan karların bir kısmı ya da tamamının hakim hissadarlar tarafından yönetim kurulu eliyle eşitlik ilkesi de ihlal edilerek gayri resmi olarak hakim hissedarlara dağıtılmak suretiyle haksız zenginleşmeye sebebiyet verildiğini, 1998 ve 1997 yılında kar payı dağıtımına karar verilmiş ise de, kar payı dağıtılmadığını, 1993, 1994, 1995, 1996 yıllarında yapılan olağan genel kurul toplantılarında kar dağıtımı ile ilgili karar alınmadığını, 1999, 2000, 2001, 2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 yıllarında yapılan olağan genel kurul toplantılarında ise şirket karlarının kanuni yedek akçeler ayrıldıktan sonra kalan kısmının olağanüstü yedek akçe olarak ayrılmasına karar verilmek suretiyle hissedarlara kar payı dağıtımı ile ilgili olarak bir karar alınmamak suretiyle hissedarlara kar payı dağıtımı yapılmadığını, şirketin kar payı dağıtmama konusunda direngen hale geldiğini...

      Davacı ... tarafından dağıtılmayan kar paylarının tespiti ve tahsili talep edilmiş ise de, Genel kurul tarafından, kar payı dağıtımına karar verilmediği sürece, pay sahibinin şirkete karşı ileri sürebileceği muaccel bir kar payı alacağından söz edilemeyecek olup, pay sahibi davacı ancak davalı şirket tarafından karın genel kurulda dağıtılmasına karar verildiği takdirde ve genel kurulca dağıtılmasına karar verilen kar payları dahilinde, alacak talebinde bulunabilir. Genel kurulun kar payı dağıtılması veya dağıtılmaması kararı alması ya da bu hususta karar almaması durumlarında, ortak ve şirket organlarının haklarının neler olduğu TTK.da düzenlenmiştir....

        Davalı vekili, şirketin kar payı dağıtabilmesi için kar etmesinin gerektiğini, zarar etmiş olan şirketin kar payı dağıtmasının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin ana sözleşmesine göre ortaklara kar payı dağıtılabilmesi için şirket sermayesinin en az %51'ini temsil eden ortakların kararına ihtiyaç olduğunun hüküm altına alındığı, ortaklar kurulu tarafından alınmış kar payı dağıtımına yönelik herhangi bir karar bulunmadığı, bu yönde bir karar olmadan mahkemenin ortaklar kurulu yerine geçerek ortağa kar payı vermesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

          Ancak; davacının kar payı alacağı yönünden; yukarıda açıklandığı üzere, taraflar arasında kara katılmalı bir ödünç sözleşmesi bulunduğu sabittir. Sözleşmeler uyarınca davacının zarar katılacağı kararlaştırılmadığına göre, davalı şirketin kar payı ödemesinde bulunması için kar edip etmediğinin bir önemi yoktur. Bu durumda, davacının sözleşmenin "3/g" maddesine göre fesh talebinde bulunduğu da açık olduğundan, davacının fesih tarihine kadar olan kar payı alacağının tespiti için bilirkişi incelemesi de yaptırılarak, davacının varsa alacaklı olduğu miktarın belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kar payı alacağının reddine karar verilesi doğru olmamıştır....

          UYAP Entegrasyonu