Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde belirtilen "belirsiz alacak davası" mahiyetinde açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır....

Bendine göre, “dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veya tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve buna karşılık olarak açılan davalar” dava konusu şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir. Buna göre, HUMK.’nun 8.maddesi II. Bendi gereğince tahliye, akdin davaları ile birlikte açılan kira alacağı ve tazminat davaları Sulh Hukuk Mahkemesinde görülür. Sadece kira alacağı ve tazminat istemi halinde dava konusu alacağın miktarına göre görevli mahkeme belirlenir. Dava dilekçesinde dava değeri 10.000 TL olarak gösterilmiştir. Bu davalara bakma görevi genel hükümler çerçevesinde dava değerine göre Asliye Mahkemeleridir....

    O halde mahkemece, alacaklı hakkında asıl alacak miktarı üzerinden tazminat ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken maddi hataya dayalı olarak takip konusu alacak miktarı esas alınmak suretiyle yazılı şekilde tazminat ve para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kısmen kabulü ile ... 3....

      O halde mahkemece, alacaklı hakkında asıl alacak miktarı üzerinden tazminat ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken maddi hataya dayalı olarak takip konusu alacak miktarı esas alınmak suretiyle yazılı şekilde tazminat ve para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kısmen kabulü ile ... 3....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak, Maddi ve Manevi Tazminat ... ile ... aralarındaki alacak, maddi ve manevi tazminat davasında mahkemenin yetkisizliğine dair ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, boşanmadan kaynaklanan maddi-manevi tazminat ve mal rejiminin tasfiyesiyle dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlara ilişkin alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ... vekili; yetki ilk itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak davanın reddini savunmuştur....

          Mahkemece,davanın kısmen kabulü ile 13.591,00 TL'lik alacak yönünden feragat sebebiyle davanın reddine,Rapor içeriğine göre belirlenen asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı olan 36.830,35 TL bedelden davalının % 40 kusuruna isabet eden 14.732,14 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya yönelik istemin reddine karar verilmiş;hüküm,davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile davalı ile arasındaki hizmet sözleşmesi kapsamında davalının çalıştırdığı işçisinin kullandığı iş makinesi ile dava dışı şahsın ölümüne sebebiyet vermesi nedeniyle açılan manevi tazminat davası sonucu ödediği tazminat bedelinin davalıdan rücuen tahsilini istemiştir.Taraflar arasındaki sözleşmenin 10. maddesinde,”...yapı sırasında çıkabilecek kazalardan ve bu kazaların sebep olacağı idari,hukuki,mali,bilumum neticelerden...müteahhit sorumlu olacaktır...” hükmünün düzenlendiği anlaşılmaktadır.Bu düzenleme ve somut olay bakımından...

            Davacının sigorta poliçesi doğrultusunda davalı İMSS sigortacısından talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanması; Bu hesaplamanın yapılabilmesi için öncelikle, alacağın muaacel hale gelip gelmediğinin tespitine ve borçlunun temerrüde düştüğü tarihin belirlenmesine ihtiyaç vardır. Yukarıda açıklanan mevzuat ve Yargıtay kararları doğrultusunda, TTK. 1427 uyarınca TTK. 1446. maddesine göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra alacak muaccel olur. Alacak, ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olacaktır. TTK. 1427/4 fıkrası uyarınca, borç muaccel olunca, sigortacı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer. Somut olayda, davacı tarafından yapılan ilk ihbarın 01.08.2017 tarihi olduğu kabul edildiğinde, 45 gün ilavesi ile 16.09.2017 tarihinde temerrüt gerçekleşecektir. Mahkemece hükmedilen ve sigorta teminatı kapsamında yer alan 25.000,00 TL manevi tazminat, 16.09.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte talep edilebilecektir....

              Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı tarafından daha önce satın alınan fakat satış işlemi iptal edilen taşınmaz üzerinde gerçekleştirilen yapım ve dikim ile arsa bedeli ile ilgili olarak 1.200.000,00TL'nin 21/05/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya 2010/14980-2011/4929 verilmesine, faizle ilgili olarak fazlaya ilişkin taleplerin reddine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davalıya ödediği taşınmaz bedelinin iadesi kapsamında sebepsiz zenginleşme nedeniyle 1.000.000TL, uğradığı zarara ilişkin maddi tazminat olarak 200.000TL ve manevi tazminat olarak 100.000TL olmak üzere üç kalem istekte bulunmuş, mahkemece, yapım ve dikim ile arsa bedeli ile ilgili olarak 1.200.000,00TL'nin faiziyle davalıdan tahsiline,manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

                Zira, bu iddia ve gerekçeler yasal dayanağı olmayan davayı kabul edilebilir hale getirmediği gibi, açılacak alacak ve tazminat davaları ile birlikte İİK nun 264/1 maddesine göre istenecek ve mahkemece kabul edilecek ihtiyati haciz kararı ile yukarda ileri sürülen muhtemel tehlikede ortadan kaldırılabilir. Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

                  . - K A R A R - Davacı 07.08.2009 tarihinde davalı hakkında yaptığı icra takibinde 06.06.2007 tarihli faturadan bakiye alacak 6.442.53 TL asıl alacak 3.693.42 TL işlemiş faizi olmak üzere 10.135.95 TL'sinin tahsilini istemiş, davalı asıl alacak kısmını kabul ederek temerrüt oluşmadığı için işlemiş faiz kısmına itiraz etmiştir. Dava itiraz edilen işlemiş faizi alacağına yönelik itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili 06.06.2007 tarihli faturanın kısmen ödendiğini, kısmi ödeme tarihi ile alacağın muaccel olduğu, davalının temerrüde düştüğünü bu tarihten itibaren temerrüt faizi istenebileceğini itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptalini ve tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı vekili asıl alacağı kabul ettiklerini, müvekkilinin takip öncesi temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu