ödenmediğinin tespit edildiğini, ticaret mahkemesi kararı ve icra takip dosyasına göre davacının mahkeme ilamına dayalı 2018 tarihi itibariyle alacağının bulunduğu ve icra takibinde bu alacağına kavuşamadığı, bu durumda bir zararının mevcut olduğunu, tasfiye memurunun davacı zararından sorumlu olabilmesi için; A)Davalı tasfiye memurunun davacı alacağından haberdar olması, B)Davalı tasfiye memurunun kusuru ile tasfiyenin tamamlanmış olması, C)Davalı tasfiye memurunun haksız olarak ödediği paraların bulunması, D)Davalı tasfiye memurunun haksız ödemeleri yapmasa idi alacaklının alacağına kavuşmuş olması gerektiğini, Somut olayda davacının alacağını tahsil için mahkemede açtığı davada davalı tasfiye memurunun haberdar olup olmadığına dair bilginin bulunmadığını, tasfiye kapanışı için gerekli ilanların yapıldığı, ancak davacı alacağını bildiği var sayılır ise taahhütlü mektuplu bildirmesi gerektiğini, bunun yerine getirilmediğini, müflis halde olan şirketin ticaret mahkemesine iflas bildiriminde...
İlk Derece Mahkemesince, dosya kapsamına göre, mahkemece tasfiye memurunun atanması bakımından üçlü bir düzenlemenin söz konusu olduğu, ortaklığın mahkeme kararı ile sona erdirilmesi halinde TTK 536/3 maddesi uyarınca tasfiye memurunun mahkemece atanacağı, haklı sebeplerin varlığı halinde tasfiye memurunun değiştirilmesinin mahkemenin yetkisinde olduğu, TTK 536/4 maddesine göre temsile yetkili tasfiye memurlarından en az birisinin Türk Vatandaşı olması ve yerleşim yerinin Türkiye'de olmasının gerektiği, şayet bu yerine getirilmez ise TTK 537/3 maddesi gereğince mahkemenin pay sahiplerinden veya alacaklılardan birinin veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi ile söz konusu şarta uygun birini tasfiye memuru olarak atayacağı, bunların yanı sıra TTK 537/2 maddesi gereğin esas sözleşme veya genel kurul kararı ile atanmış tasfiye memurunun değiştirilmesi konusunda haklı bir sebep bulması halinde pay sahiplerinin birinin istemi ile mahkemenin de tasfiye memuru kişileri görevden alabileceği ve...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/194 Esas KARAR NO : 2023/365 DAVA : Tasfiye Memurunun İstifa Bildirimi Ve Yeni Tasfiye Memuru Tayin Edilmesi Talepli DAVA TARİHİ : 24/02/2023 KARAR TARİHİ : 17/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan tasfiye memurunun istifa bildirimi ve yeni tasfiye memuru tayin edilmesi talepli davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı, dava dilekçesinde; İzmir ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas ve ... karar sayılı dosyasında; İzmir ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii ... parseldeki taşınmazın tasfiye edilmesi ile sınırlı olarak ticaret sicilinde kayıt ve ilanına ve ek tasfiye için ticaret siciline tesciline karar verildiğini, tasfiye memuru olarak kendisinin atandığını, sağlık sorunları nedeniyle görevini yerine getiremediğinden istifa ettiğini bildirmiş, bu nedenle yerine yeni tasfiye memuru olarak ...'ın atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Dava; İzmir ......
Temsil yetkisinin kısıtlanması veya müdürlerin azil davasında husumetin azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekir. ----- BAM .HD----sayılı kararıda---- ATM'de ----- Esas sayı ile görülen davada, davacının davalıya karşı azil ve şirkete kayyım atanması talepli dava açtığı, mahkemenin önce Şirketi'nin müdürü olan davalı -----dava dışı başka bir şirkette de ortaklar kurulundan izin almadan müdür olarak görev yaptığı,------ ana sözleşmesinde de, rekabet konusunda izin verildiğine dair maddenin bulunmadığı, bu açıdan davalının dava dışı şirketteki müdürlük görevinden azli için haklı nedenin oluştuğu, ancak dava dışı şirket davalı olarak gösterilmediğinden, davanın usulden reddinin gerektiği, davanın "tasfiye memurunun azli" davası olarak kabul edilmesi halinde ise tasfiye memuru olarak davalının azlini gerektiren haklı bir nedenin tespit edilemediği anlaşıldığından, davanın usulden reddine dair karar verildiği, kararın, davacı vekilince temyiz neticesinde;Yargıtay -----....
maddesi gereğince de ortaklar karar vermedikçe tasfiye memurunun şirket mallarını toptan satamayacağını, ortaklar kurulunun şirketin tek taşınmazını satmaya yetki verebilmesi için ...’nın 388 maddesinin .... ve 4. fıkralarındaki nisapların şart olduğunu, 05/09/2011 tarihinde alınan kararların toplantının belirtilen yerde yapılmaması, çağrı usulüne uyulmaması, toplantıya davacıların katılmasının engellenmesi, tasfiye memurunun iyiniyetli olmaması gibi nedenlerle geçerli sayılamayacağını ileri sürerek, tasfiye memurunun iyiniyetli davranmayarak görevini kötüye kullanması nedeniyle tasfiye memurunun azlini, yeni bir tasfiye memuru tayin edilmesini, 05/09/2011 tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan kararlar ile şirket mevcudunun ortaklara tasfiye payı olarak dağıtılmasına ilişkin .../09/2011 tarihli kararın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket tasfiye memuru, davanın reddini istemiştir. Müdahiller vekili, davanın reddini istemiştir....
nin tasfiye memuru olarak atandığını ve bu kararın kesinleştiğini, tasfiye memuru ...’nin 26/04/2021 tarihli dilekçe ile istifa etmesi üzerine 10/05/2021 tarihli dilekçe ile tasfiye memuru atanmasını talep ettiklerini, ancak geçen süre içinde bir tasfiye memuru atanmadığını, mahkeme ile yaptıkları görüşmede mahkemenin dosyadan el çekmesi sebebiyle yeni dava açılması gerektiğinin taraflarına beyan edildiğini, bu sebeple 6102 sayılı TTK'nın 537/2. maddesi gereğince tasfiye memurunun değiştirilmesini talep etmek zorunda kaldıklarını bildirmiş, tasfiye memurunun değiştirilerek Avukat ...'in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalılar, cevap dilekçesi sunmadıkları gibi duruşmalara da katılmamışlardır. İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, TTK'nun 537. maddesine göre tasfiye memurunun değiştirilmesi istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından atanan ve atamadan sonra istifa eden tasfiye memuru ...'...
maddesi gereğince de ortaklar karar vermedikçe tasfiye memurunun şirket mallarını toptan satamayacağını, ortaklar kurulunun şirketin tek taşınmazını satmaya yetki verebilmesi için TTK’nın 388. maddesinin 3. ve 4. fıkralarındaki nisapların şart olduğunu, 05/09/2011 tarihinde alınan kararların toplantının belirtilen yerde yapılmaması, çağrı usulüne uyulmaması, toplantıya davacıların katılmasının engellenmesi, tasfiye memurunun iyiniyetli olmaması gibi nedenlerle geçerli sayılamayacağını ileri sürerek, tasfiye memurunun iyiniyetli davranmayarak görevini kötüye kullanması nedeniyle tasfiye memurunun azlini, yeni bir tasfiye memuru tayin edilmesini, 05/09/2011 tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan kararlar ile şirket mevcudunun ortaklara tasfiye payı olarak dağıtılmasına ilişkin 21/09/2011 tarihli kararın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket tasfiye memuru, davanın reddini istemiştir. Müdahiller vekili, davanın reddini istemiştir....
Şirketi'nin tasfiye memuru ...’in dava tarihinden sonra ve fakat karar tarihinden önce 22.08.2013 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması karşısında, şirkete yeni bir tasfiye memuru atanmasına ilişkin gerekli işlemler yürütülerek, atanan yeni tasfiye memuruna gerekçeli kararın yönetimince tebliğ edilmesi hususu geri çevirme kararında belirtilmişse de vefat eden tasfiye memuru ...yerine yeni tasfiye memurunun atanmasına yönelik işlemlerin yürütülmediği görülmekle, Yeni bir geri çevirme kararına mahal verilmeksizin vefat eden tasfiye memurunun yerine adı geçen Şirkete yeni bir tasfiye memurunun atanmasına yönelik işlemlerin yürütülerek atanacak tasfiye meuruna gerekçeli kararın yönetimince tebliğ edilmesi, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi uyarınca 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 10.11.2021 tarihli ek karar ile tasfiye memurunun istifa yolu ile görevine son verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin tasfiye memurunun istifa talebinin reddine ilişkin ek kararı tasfiye memuru tarafından istinaf konusu edilmiştir....
DAVA : Şirket Müdürünün Azli DAVA TARİHİ : 19/04/2024 KARAR TARİHİ : 06/06/2024 K. YAZIM TARİHİ : 06/06/2024 Mahkememizde görülmekte olan Şirket Müdürünün Azli davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili ... ile davalı ... tasfiye halindeki ... Şirketinin %50 oranında eşit ortağı ve münferiden yetkili olduklarını, müvekkili ...'ın aynı zamanda şirketin ... olduğunu, iki ortağın birlikte aldığı 12.09.2023 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiğini ve ...'ın tasfiye memuru olarak atandığını, tasfiye kararı da 13.09.2023 gün ve ... sayılı ......