Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin verdiği kararda, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, önceki tarihli BAM kararının geçici hukuki koruma mahiyetinde olduğu, şirkette hali hazırda tasfiye memurunun varlığının kayyım atanmasına engel olmayacağı, tasfiye memurunun tasfiyeden kaynaklanan işlemlere bakacağa, tedbiren atanan kayyımın ise karar kesinleştiğinde görevinin son ereceği gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl davada davalı-birleşen davada davacı (tasfiye memuru) ... vekili temyiz etmiştir. 1- Asıl ve birleşen dava, davalı şirkete atanan diğer ortak tasfiye memurunun azli, yeni tasfiye memuru atanması yahut mevcut tasfiye memuru ile davalı şirket ile aralarındaki davalar nedeniyle şirkete temsil kayyımı atanması istemlerine ilişkindir. Dava şartları, karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde düzenlenmiş olup, hukuki yarar dava şartı olarak öngörülmüştür....

    San ve Tic Ltd Şti'nin 26/12/2003 yılında %50'şer paylar ile müvekkili ile ... tarafından kurulduğunu, şirketin 02/05/2019 tarihinde tasfiye sürecine girdiğini, diğer ortak ...'ın yönlendirmesi ile davalı ...'ın Orhangazi ... Noterliğinin 25/08/2020 tarih ve ... yevmiye nolu imza sirküleri kapsamında tasfiye memuru olarak atandığını, davalının tasfiye memuru olduktan sonra müvekkiline şirketin durumu hakkında bilgi vermediğini,ilk başlarda süreci takip etttiği bilgisini vermesine rağmen ilerleyen süreçte kendisine bir şey sormamasını beyan ettiğini,tarafsız olması gereken tasfiye memurunun tasfiye halindeki şirketin diğer ortağı ile beraber hareket ettiğini, şirketin zararına kendilerinin yararına olacak şekilde işlemler yaptığı,diğer ortağın kendi adına dava dışı ...Ltd. Şti. isimli bir şirket kurduğunu ve ortğın kurduğu şirkette "..." markasını kullanmaya başladığını, diğer ortağın, 26.08.2020 tarihinde Kadıköy ......

      Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davalı tasfiye memurunun şirkete zarar verdiği davacı tarafça kanıtlanamamış ise de, davalı tasfiye memurunun yasanın kendisine yüklediği görevleri tam ve gereği gibi yerine getirmediği, tasfiye işlemlerini makul sürede tamamlamadığı, böylece TTK 274.maddesi uyarınca tasfiye memurunun görevden alınması için yasal şartların oluştuğu, TTK 273.maddesi uyarınca ortaklardan birinin talebi üzerine mahkemece tasfiye memuru atanabileceği ve tasfiye memurunun mahkemece görevden alındığında, talep üzerine mahkemenin yeni tasfiye memurunu da ataması gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile HMK 353/1.b.2. maddesi uyarınca, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacıların, kanıtlanamayan maddi tazminat ve menfi tespit taleplerinin reddine, TTK 274. maddesi uyarınca tasfiye memurunun görevden alınması ve yerine yeni tasfiye memuru atanmasına karar verilmiştir....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava; mahkemece verilen ihya kararı ile şirkete tasfiye memuru olarak atanan ...'nin tasfiye memuru görevine son verilmesi talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3. Değerlendirme Dava, ihyasına karar verilen anonim şirkete atanan tasfiye memurunun azli ile yeni bir tasfiye memuru atanması talebine ilişkindir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 537 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca pay sahiplerinden birinin istemi ile ve haklı sebeplerin varlığında Mahkemece tasfiye memurunu görevden alınabilir ve yerine yenisinin atanmasına karar verilebilir. Dava konusu talebe ilişkin, şirketin ihyasına ve tasfiye memurunun atanmasına aynı mahkemece karar verilmiş olması nedeniyle pay sahipleri ek talep veya ayrı bir dava yoluyla tasfiye memurunun görevden alınmasını talep edebilirler....

          Şti'ye satıldığını, satışlardan davacının haberinin bulunduğunu, müvekkilinin dürüst ve basiretli davrandığını, tasfiye memurunun azli için haklı sebebin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, davanın kabulüne, tasfiye memuru ...'nın tasfiye memurluğu görevinden alınarak yerine yeni tasfiye memuru atanmasına, ücret takdirine, yargılama giderlerinin davalılara yüklenmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....

            Mahkemece 29/03/2023 ve 07/04/2023 tarihli ara kararlar ile; dava ve karşı davanın davalı şirketin tasfiye memurunun haklı nedenle azli ve davalı şirkette tasfiye memurunun atanması istemine ilişkin olduğu, 20/03/2023 tarihli ara karar ile tasfiye memurlarının tasfiyeye ilişkin yetkilerinin ihtiyati tedbiren kısıtlanmasına, nihai karar ile tasfiye memuru belirlenene kadar tedbiren şirketin tasfiyesinin durdurulmasına karar verildiği, şirketin tasfiye halinde olması, yönetim kurulunun görevinin sona erdiği anlamına gelmeyeceği tasfiye memurları tasfiyeyle ilgili işlemleri yaparken şirketin yönetim kurul da yönetim görevini yapabileceği, şahsına ve işlemlerine itiraz edilen şirket avukatına vekaletin şirket yönetim kurulu tarafından verildiği, davanın konusunun tasfiye memurunun azli olup, şirket yönetim kuruluyla ilgili açılmış bir dava bulunmadığından dolayısıyla mahkememiz ancak açılan dava konusu ile ilgili tedbir veya karar verebileceğinden, şirkete kayyım atanması ve vekilin temsil...

              ın gerekli işlemleri yapmadığını ileri sürerek, TTK'nın 548 maddesi gereği ortaklar kurulu kararı uygulanarak şirketin tasfiye halinin kaldırılması ile tasfiye halinin kaldırılması kararına kadar geçecek sürede telafisi mümkün olmayan zararlar doğabileceğinden tasfiye memurunun görev ve yetkilerinin tedbiren durdurulmasını talep etmiştir. Mahkemece, şirketin tasfiyesinin diğer ortak ...'in açtığı haklı nedenlerle fesih ve tasfiye davası sırasında iki ortağında şirketin feshini istemeleri üzerine yani bir anlamda %100 pay sahiplerinin oy birliğiyle aldıkları karar sonucunda fesih ve tasfiyeye karar verildiği, tasfiyenin kaldırılması için de oy birliğiyle karar alınması gerektiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Davalı vekili, 21.03.2013 tarihli dilekçesi ile, tasfiye halinin kaldırılması ve tasfiye memurunun azli talebinde bulunmuştur. Ancak bu dilekçenin esas defterine bağımsız kaydı yapılmamış ve harcı da ödenmemiştir....

                Tasfiye memurunun bilirkişi ve konkordato komiserliği listesinden hakkında yapılan şikayet ile çıkartıldığı belirtilerek tasfiye memurunun görevden azli talep edilmiş ise de; tasfiye memurunun bilirkişi listesinde ve konkordato komiser listesinde bulunma zorunluluğunun bulunmadığı, ancak mahkemelerce daha kolay ulaşılabildiği ve yeminlerinin yaptırılmış olduğu düşünülerek bilirkişi listesinden görevlendirme yapılması yoluna gidildiği, davalı tasfiye memurunun daha önceki bilirkişi listesi ve konkordato komiseri listesinde mevcut iken daha sonra bu listede yer almamasının tasfiye memurlarının görevini etkileyecek nitelikte olmadığı, bu iddianın görevden alınma talebine ilişkin haklı bir neden olarak kabul edilemeyeceği değerlendirilmiştir. Toplanan tüm deliller karşısında İzmir ... ATM'nin ... Esas ... Karar sayılı kararı ile .... Makine San ve tic aş'nin fesih ve tasfiyesine tasfiye memuru olarak ....'...

                  maddesi gereğince de ortaklar karar vermedikçe tasfiye memurunun şirket mallarını toptan satamayacağını, ortaklar kurulunun şirketin tek taşınmazını satmaya yetki verebilmesi için TTK’nın 388 maddesinin 3. ve 4. fıkralarındaki nisapların şart olduğunu, 05/09/2011 tarihinde alınan kararların toplantının belirtilen yerde yapılmaması, çağrı usulüne uyulmaması, toplantıya davacıların katılmasının engellenmesi, tasfiye memurunun iyiniyetli olmaması gibi nedenlerle geçerli sayılamayacağını ileri sürerek, tasfiye memurunun iyiniyetli davranmayarak görevini kötüye kullanması nedeniyle tasfiye memurunun azlini, yeni bir tasfiye memuru tayin edilmesini, 05/09/2011 tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan kararlar ile şirket mevcudunun ortaklara tasfiye payı olarak dağıtılmasına ilişkin 21/09/2011 tarihli kararın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket tasfiye memuru, davanın reddini istemiştir. Müdahiller vekili, davanın reddini istemiştir....

                    ne satıldığını, satışlardan davacının haberinin bulunduğunu, müvekkilinin dürüst ve basiretli davrandığını, tasfiye memurunun azli için haklı sebebin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ....'nin 06/05/2001 tarihinde yapılan ortaklar kurulu kararı ile şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiği, tasfiye memurluğuna ...'nın atandığı, tasfiye memurunun tasfiye işlemleri sırasında aynı iş yerinde .... ünvanını çağrıştıran dava dışı ....'...

                      UYAP Entegrasyonu