Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 6183 sayılı Yasa'nın 24 devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1.Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekili ile davalı ... vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2. 6183 sayılı Yasa'nın 24. ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında da borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması ve tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerekir. Somut olayda, davalı borçlu şirket hakkında yapılan takibin dayanağı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğünce verilen 10.08.2010 tarihli idare para cezasına dayanmaktadır....

    Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel sağlık Sigortası Kanunun 88/19 maddesi uyarınca kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Somut olayda davacı kurumun alacağı prim borcundan kaynaklanmaktadır. Bu durumda iş mahkemesi görevli olduğundan mahkemece davanın esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu görevsizlik kararı verilmiş olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 11.1.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davalı şirketin prim borçları nedeniyle davacı kurum tarafından başlatılan takipte davalının, davaya konu taşınmazlarını diğer davalıya devrettiği iddiasına dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın davacı ... tarafından 6183 sayılı Kanuna göre açılan tasarrufun iptali davası olduğu ve 5510 sayılı Kanunun 88/19 fıkrası uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

        Dava, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 24 vd. maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasıdır. Tasarrufun iptali davası, kamu borçlusunun alacaklısını zarara uğratmak kastıyla malvarlığından çıkarmış oluduğu mal ve hakların veya bunların yerine geçen değerlerin, tasarruftan zarar gören idare tarafından alacağını elde etmek amacıyla dava açarak tekrar borçlunun malvarlığına geçmesini sağlayan bir dava türüdür. İş bu dava borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kimselerle bunların mirasçılarına ve kötüniyet sahibi diğer üçüncü kişilere (4. kişilere) karşı açılır. Borçlunun malvarlığını azaltacak bir tasarruf işleminde bulunması gerekir. Kamu alacağı tasarruf tarihinden önce doğmuş olmalıdır ve tasarrufun iptali davası açılabilmesi için alacağın kesinleşmesi gerekir. Bu davanın şartlarından biri de borçlu hakkında icra takibi başlatılması ve takibin kesinleşmesidir....

        in müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında icra takibi yaptıklarını ancak borçlunun amme alacağının tahsilini engellemek için kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca yapılan satış işleminin iptalini talep etmiştir. Bu nedenle mahkemece davanın 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin olduğunun kabul edilerek bu yönde bir araştırma ve inceleme yapması gerekirken davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşerek muvazaa nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak görülüp sonuçlandırılması doğru olmamıştır....

          Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesi gereğince üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile, eşeler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri (kayın)hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Somut olayda üçüncü kişi ...‘ın dosya içeriğinden kamu borçlusu ...’nın kayın biraderi yani eşinin kardeşi olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde davalılar arasındaki tasarruf ivazlı veya raiç bedel üzerinden olsa bile bağış niteliğinde olup davacı alacaklıya karşı geçersizdir. Ayrıca 6183 sayılı Yasa’nın 30.maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarruflar geçersizdir....

            Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, borçlu... hakkında vergi borçlarından dolayı 6183 sayılı Yasa'ya göre takip başlattıklarını, dava konusu 8129 ada 1 parseldeki 4 ve 5 nolu bağımsız bölümleri davalı kardeşi Mustafa'ya sattığını belirterek tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar, taşınmazların konut kredisi ile alındığını ve muvazaanın olmadığını davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, borcun doğumundan sonra borçlunun dava konusu taşınmazları davalı kardeşine yaptığı satışın iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri ile 35. md. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi içinde borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesine göre kendi verdiği malın akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Yine aynı yasanın 30.maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarrufların tarihleri ne olursa olsun geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır....

                Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14/01/2016 tarihinde verilen dilekçeyle mirasın reddinin iptali talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17/07/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. KARAR Dava, 6183 sayılı Kanunun 30. maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali talebine ilişkindir....

                  Mahkemece, taşınmazların satış bedeli ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu ve satışların yakın akrabalar arasında gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı ...’nın, borçlular ...’nin kardeşlerinin karısı ve davalı ...’in de borçlular ...’nin kardeşlerinin oğlu olmasından dolayı borçluların amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadiyle hareket ettiğini bilmesi lazımgelen kimselerden olmaları nedeniyle tasarrufun iptali gerekeceğine (6183 s.K m. 30) ve Davanın 6183 s.K’nın 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olmasından dolayı Kanun’un   75. maddesine göre yapılan takip sonunda, borçlunun haczi caiz malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçlunun aciz halinde...

                    UYAP Entegrasyonu