Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesine göre üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile eşler ve ikinci dereceye kadar ‘bu derece dahil) sıhri (kayın)hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerektiğinden , davalı ... satış tarihinde borçlunun eşi olduğundan ve aynı yasanın 30.madde kapsamında davalı üçüncü kişinin borçlunun mali durumu ve mal kaçırma amacını bilebilecek durumda olması nedeni ile tasarrufların iptali gerekecektir. Ancak bu davalının taşınmazı ellerinden çıkarması halinde ise 6183 sayılı yasanın 31.maddesine göre davada üçüncü kişilerin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve o tarihteki kamu borcu miktarı ile sınırlı olarak bedelden sorumlu tutulması gerekir. Bu maddenin uygulanması için davacının talepte bulunmasına gerek olmayıp mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir....

    Ancak 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davaları sonucunda iptal koşullarının oluşması nedeniyle iptal kararı verilmesi halinde 3. kişi adına oluşturulan tapu kaydının düzeltilmesine gerek olmadan dava konusu taşınmazın alacaklı davacının alacak ve ferileri ile sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi tanınmak üzere tasarrufun iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, mülkiyetin intikali sonucunu doğuracak biçimde “davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı kamu borçlusu ... hakkında 6183 sayılı Yasa gereğince takip yapıldığını, alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazlarını 20.08.2007 tarihinde davalı kardeşi ...'e devrettiğinden, davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, satışın gerçek olduğunu bedel karşılığında alındığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır....

        Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Anılan yasanın 26.maddesinde İİK 284. maddesine parelel biçimde kamu alacağından dolayı açılan tasarrufun iptali davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılması öngörülmüştür. Anılan dava açma süresi hakdüşürücü süre niteliğinde olduğundan mahkemece davanın süresinde açılıp açılmadığının res'en incelenmesi gereklidir. Somut olayda dava dışı borçlu ile davalı ... arasındaki tasarruf 7.5.1998 tarihinde, davalı ... ile dava dışı 4.kişi arasındaki tasarruf 27.6.2000 tarihinde yapılmış olup eldeki dava 5 yıllık hakdüşürücü süre geçirilerek 10.1.2008 tarihinde açılmıştır. O halde mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....

          un Şirketteki sermaye hissesi ve konumunun yukarıdaki yasal düzenlemeler gereğince tespiti, davacı idareden 2.6.2004 tasarruf tarihine kadar olan borç miktarı ile yapılan ödemeler sorulduktan sonra toplanan ve toplanacak delillere göre dava konusu tasarrufun 6183 Sayılı AATUHK'nun 24,27,28,29,30 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir”. Yapılan yargılama neticesinde hiçbir gerekçe yazılmaksızın davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi içinde borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir....

            Bu durumda mahkemece 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerinde üç grup altında 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 2-6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

              Bu durumda mahkemece 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerinde üç grup altında 27, 28, 29 ve 30. maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 2-6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

                Mahkemece, kurucu ortak olan davalı ...’ın kendi hissesini davalılardan ... (...) ... devrettiği ve bu devrin 08/04/2004 tarihli ve 6025 sayılı ticaret sicili gazetesinde ilan edildiği, davanın ise 25/04/2013 tarihinde açıldığı, 6183 sayılı Yasa’nın 26. maddesindeki 5 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden tasarrufun iptali davasının koşulları oluşmadığı bu nedenle hak düşürücü süre gerçekleştiğinden davanın reddine; davalı ...’ın gizli ortaklığının tesbiti talebi yönünden ise, davalı ...'...

                  Birleşen dava 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı ... ......

                    Dava 6183 sayılı AATUHK.nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 506 ....nun 80.maddesinin 4.fıkrasında " Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı AATUHK.nun hükümleri uygulanır. "Aynı maddenin 6.fıkrasında da " Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir."denilmektedir. Somut olayda daha önce iş mahkemesi sıfatıyla verilen karar Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 4.6.2007 tarih 2006/19988-2007/9206 Ek Karar sayılı ilamı ile görev yönünden bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de; görev kamu düzenine ilişkin olduğundan ve kamu düzeni ile ilgili hususlarda usule ilişkin kazanılmış hak oluşmayacağından (HGK.nun 29.3.1995 tarih 14/855-242 Ek kararı) hükmün görev yönünden bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu