WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davalının iptal edilen 2 yıl 11 ay 2 gün Bağ Kur sigortalılığı ile yaşlılık aylığı gün hesabında kabul edilen Bağ-Kur tescil tarihi öncesi 2 yıl 5 ay 27 gün SSK sigortalılığı dikkate alınarak davalının Bağ-Kur tescil tarihi olan 22.03.1985 tarihi itibariyle ilk basamağının tespit edilerek, basamak farkı oluşması halinde tahsis tarihi itibariyle Bağ-Kur prim borcu bulunup bulunmadığı tespit edilmeden, davalının tahsis şartları oluştuğu kabul edilerek 01.09.1998 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı alması gerektiğinden bahisle davanın reddine dair kurulan hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır....

    Mahkemece, taraflar arasında mal alım satımına dair sözleşmenin bulunduğu, davalının faturaların bedelini USD üzerinden ödediği, ancak davacının davalı ile arasında kur farkı ödeneceğine ilişkin sözleşme veya teamül bulunduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişkiden kaynaklanan kur farkı alacağının tahsili için icra takibi başlatmış, itiraz üzerine iş bu dava açılmıştır. Mahkeme, kur farkı alacağına ilişkin yazılı sözleşme olmadığından bahisle davanın reddine karar vermiştir. Kur farkı istenebilmesi için ticari satımın yabancı para ile yapılmış olması, taraflar arasında kur farkı istenebileceğine ilişkin yazılı bir sözleşme veye teamül bulunması gerekir. Davacı, davalı şirketin de kaşesi ve yetkili temsilcisinin imzasını taşıdığını ileri sürdüğü 14.08.2008 tarihli kur farkı istenebileceğine ilişkin belge sunmuştur....

      - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında faktoring sözleşmesi imzalandığını ve 3 adet bono toplamı 191.382,62 USD'lik faktoring işlemi yapıldığını, bonoların davalı tarafından tahsil edildiğini, kur artışı ile kur farkından dolayı müvekkilinin alacaklı hale geldiğini belirterek 35.922 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslahla talebini 38.327,46 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında yapılan görüşmelerde kurun sabitlenmesi konusunda mutabık kalındığını, sözleşmedeki hüküm nedeniyle kur artışında dahi bu kur farkının ödenmesinin gerekmediğini, müvekkili tarafından faktoring işleminin fonlanması için DEK kredisi kullanılmış olması nedeniyle herhangi bir kur farkı kazancının da oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

        edilen çekler) hesaplanan kur farkının 110.986,77 TL olduğu, davalı tarafından davacı şirkete yapılan tüm ödemelere göre (davalı tarafından keşide edilen çekler hariç) hesaplanan kur farkının 56.291,99 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir....

          Bağ-Kur sicil numaralarının ve bu sicil numaralarındaki hizmetlerin birleştirilmesini, 23.01.1986 - 03.07.1995 tarihleri arasındaki 1479 sayılı Kanuna tabi Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile 01.01.1996 tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanuna tabi Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine dair karar verilmesini talep etmiştir. II-CEVAP Davalı SGK Başkanlığı vekili; tevkifat primine istinaden davacının 01.07.1998 - 31.12.1998, 01.06.2000 - 31.12.2001 ve 01.05.2003 tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının belirlendiğini, 5510 sayılı Kanunun Geçici 17. Maddesine istinaden sigortalılık süresinin tescil tarihi itibariyle durdurulduğunu ve 01.05.2008 tarihi itibariyle yeniden başlatıldığını, davacının, talebi halinde durdurulan sigortalılık sürelerini ihya edebileceğini beyan etmek suretiyle; davanın reddini talep etmiştir....

            '"kur farkları" başlıklı bölümünde yapıldığını, Tebliğde kur farklarına ilişkin olarak; bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirmesi gerektiğini, bu nedenlerle tebliğ hükmünde de açıklandığı üzere bedelin sonradan ödenmesi durumunda alıcı ve satıcının lehine kur farkı oluşması durumunda fatura düzenlenmesi, ve işlemin geçerli olduğu oranda KDV uygulanması gerektiğini, burada lehine kur farkı oluşan firmanın karşı tarafa kur farkının içinden iç yüzde ile KDV hesaplamak suretiyle toplamda kur farkı kadar fatura düzenlemesi gerektiğini,bildirerek davanın reddine, Yargılama harç ve masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              Sayılı ve 07/03/2016 tarihli ilamında özetle; "...davacının kur farkı talebinde bulunamayacağı, davacı tarafın tahsilatı yaptığında kur farkından doğan fazlaya ilişkin alacağını saklı tuttuğunu bildirmediği, ayrıca altı sene boyunca yapılan müteaddit satımlardan sonra geriye dönük olarak toplu bir şekilde ve tüm münferit satımları kapsar şekilde kur farkı talep etmesinin dürüstlük kuralına uygun olmadığı..." ifade edilmiştir. Dolayısı ile taraflar arasında kur farkı uygulanacağına ilişkin bir sözleşme olmadığı ve aynı zamanda sözleşme olmamasına rağmen kur farkı uygulanmasına yönelik ticari defterlerde de bir uygulama olmadığı ve bu durumda geriye dönük olarak toplu bir şekilde ve tüm münferit satımları kapsar şekilde kur farkı talep edilmesinin dürüstlük kuralına uygun olmadı kanaatine varılmıştır. Davalı taraf davacı aleyhine %20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

                '"kur farkları" başlıklı bölümünde yapıldığını, Tebliğde kur farklarına ilişkin olarak; bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirmesi gerektiğini, bu nedenlerle tebliğ hükmünde de açıklandığı üzere bedelin sonradan ödenmesi durumunda alıcı ve satıcının lehine kur farkı oluşması durumunda fatura düzenlenmesi, ve işlemin geçerli olduğu oranda KDV uygulanması gerektiğini, burada lehine kur farkı oluşan firmanın karşı tarafa kur farkının içinden iç yüzde ile KDV hesaplamak suretiyle toplamda kur farkı kadar fatura düzenlemesi gerektiğini,bildirerek davanın reddine, Yargılama harç ve masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                Davalı vekili, davalının, davacıdan fatura karşılığı mal satın aldığını ve malların bedelini ödediğini, taraflar arasında kur farkı ödeneceğine ilişkin yazılı bir anlaşma veya teamül bulunmadığını, davacının fatura bedellerini tahsil ederken, kur farkı alacağı olduğuna dair ihtirazi kayıt koymadığından, sonradan kur farkı talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından gönderilen kur farkı faturalarını, davalının ihtarname ekinde iade ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                  , müvekkilinin süresinde kur farkı faturasına itiraz ederek faturayı iade ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu