Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlığın, davalı tarafça, davacıya kullandırılan kredi karşılığında davalıya temlik edilen Euro bedelli çekin, temlik tarihindeki kur ile, tahsil tarihindeki davalı lehine gerçekleşen kur farkından kaynaklandığı, davacı tarafça kur farkından dolayı davalı Faktoring Şirketinin zenginleştiğinin ileri sürüldüğü anlaşılmışsa da; taraflar arasındaki kur farkı taahhütnamesinde, kapanış kurunun, çekin tahsil tarihindeki kur olacağının düzenlendiği, kurun çekin tahsil tarihindeki kurunun yükselmesi halinde, davacıya kur farkı ödeneceği konusunda anlaşma yahut teamül bulunduğunun iddia ve ispat edilemediği, tacir sıfatı bulunan davacının çekin tahsil tarihinde kur farkı doğabileceğini öngörmesi gerektiği, dövize endeksli çeki temlik ettikten sonra, kur farkı isteyemeyeceği, sebepsiz zenginleşme koşullarının da bulunmadığı kanaatiyle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir. H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.'...

    Maddesi uyarınca Katma Değer Vergisi Kanununun 24.maddesine "kur farkı" ibaresinin de eklendiğini, bu değişiklik ile kur farklarının da beyan edilmesi gerektiğini, söz konusu uyuşmazlıkla ilgili davalı tarafından taraflarına gönderilen TL bedelli çeklerin, ileri tarihli çekler olduğunu, her ne kadar ticari defterlerinin taraflarına gönderildiği tarihler işlenmiş olsa da çeklerin bedelleri ileri bir tarihte tahsil edildiğini, kanun değişikliği ile kur farklarına ilişkin de KDV ödenmesi gerektiğinden müvekkili şirketin bu yönde bir incelemeye tabi tutulması durumunda kur farkı alacağını tahsil edemeden bu alacağın KDV'sini ödemek durumunda kalacağını, müvekkil şirketin kur farkına ilişkin (çeklerin müvekkil şirkete verildiği tarihteki kur baz alınmıştır.) .... USD, TL ile yapılan çek ödemelerinden doğan kur farkı nedeniyle de ...USD alacaklı olduğunu, ancak ......

      , müvekkilinin süresinde kur farkı faturasına itiraz ederek faturayı iade ettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

        Diğer taraftan kur farkı talepleri kur farkı faturası düzenlenmesine bağlı değildir. Taraflar arasında yabancı para birimine endeksli bir ticari ilişkinin varlığı halinde kur farkı faturası düzenlenmeden de kur farkı alacağı talep edilebilir. Bu durumda kur farkı alacağının ödeme tarihindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması gerekir (Yargıtay 19. HD. T.11/09/2018, E.2017/3549, K.2018/4033). Somut olayda davalı tarafından düzenlenen faturalarda hem TL hem de USD karşılığına yer verilmiştir. Faturalar davacının defterlerinde kayıtlıdır.Kur farkı alacağını öngören sözleşme bulunmasada hizmetin döviz karşılığı verildiği anlaşılmaktadır.Taraflar arasında dövize endeksli ticari ilişki bulunduğundan davacı, davalının kur farkı nedeniyle oluşan cari hesap alacağından sorumludur....

          edilen maddelerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat kalemleri yer almasına karşın, kur farkının ekonomik konjonktür gereği negatif de olabileceği, dolayısıyla sadece gelir değil icabında gider de oluşturabileceği, buna göre, kur farkının Kanunun hizmetin tanımının yapıldığı 4 üncü maddesi kapsamında müstakil bir hizmet olarak kabul edilemeyeceği, 24/c maddesinde düzenlenen vade farkı ile aynı anlama gelmeyeceği ve kanun koyucunun kur farkının katma değer vergisine tabi olmasını amaçlamadığı sonucuna varıldığından davayı reddeden vergi mahkemesi kararında isabet görülmediği gerekçesiyle, kararı bozmuştur....

            Dosyaki kayıt ve belgelerden; intikal tarihi 09.05.1988 olan Bağ-Kur giriş bildirgesiyle 01.04.1983 tarihinde vergi kaydına istinaden davacının Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil olunduğu, marangozluk işi nedeniyle 01.04.1983-05.11.1984, 16.11.1987-31.05.1990 tarihleri arasında vergi kaydı, 16.06.1988-26.04.2011 tarihleri arasında esnaf sicil kaydının bulunduğu, davacının 01.04.1983-05.11.1984, 16.11.1987-15.08.2005 tarihleri arasında Esnaf Bağ-Kur sigortalısı iken çakısan SSK’lılığı nedeniyle Kurumca Esnaf Bağ-Kur sigortalılığının yeniden düzenlendiği, 1479 sayılı yasanın Geçici 17.maddesi gereğince 05.11.1984 tarihi itibariyle durdurulan sigortalılığı ile 31.08.1984-05.11.1984, 16.11.1987-31.05.1990, 01.10.1990-18.07.2003 tarihleri arasında Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 01.04.1990-30.09.1990, 19.07.2003-30.08.2003 tarihleri arası ve 23.03.2006-devam eder şekilde 506 sayılı yasaya tabi sigortalılığının bulunduğu anlaşılmaktadır....

              ı 26/12/1996-21/07/2004 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayan kurum işleminin iptali ile, davacının 01/07/1991-25/12/1996 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 02/01/1997-24/08/2006 tarihleri arasında isteğe bağlı Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, Davacı ...'...

                Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan bakiye alacağın ve kur farkı alacağının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı davalıdan cari hesap alacağı bulunduğunu ispatlayamamış olup mahkemenin davacının bakiye cari hesap alacağına ilişkin isteminin reddine dair kararı yerindedir. Davacının kur farkından kaynaklanan alacakla ilgili istemine gelince, mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyulmuşsa da bozma gereği yerine getirilmemiş, bozma ilamında belirtilen hususlarda gerekli araştırma yapılmamıştır. Dairemizin 19.12.2017 tarihli bozma ilamında davacının kur farkı alacağını talep edebilmesi için taraflar arasındaki sözleşmede açık hüküm olması gerektiği belirtilmiş olup taraflar arasında bu konuda açık bir sözleşme olmadığı anlaşılmaktadır....

                  Ayrıca taraflar arasında kur farkının ödeneceğine dair bir sözleşme olmadığı dosya kapsamından anlaşılmış, buna göre sözleşmeye dayalı olarak kur farkı ödenemeyeceği kabul edilmiştir....

                    Mahkemece, inkar edilmeyen sözleşme ile davacıya kur farkı isteme hakkı verildiği, kur farkı alacağının mevcut olduğunun benimsenen bilirkişi raporundan anlaşıldığı, alacağın sözleşmeden doğması nedeniyle kur farkı talebinin faturaya bağlanmasının zorunlu olmadığı veya kur farkı faturasının düzenlenmemesinin alacağın doğumunu engeller nitelikte bulunmadığı, alacağın ödemelerin tamamlanmasından sonra istenebileceği, sözleşmede geciken ödemelere aylık % 1.5 gecikme faizi ödeneceğinin kararlaştırıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 619.745.23.-Japon Yeni asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık % 1.5 oranında faiz yürütülerek iptaline, takibin devamına, alacak likit bulunduğundan % 40 tazminat tutarı olan 3.208.80.-YTL.nin davalıdan tahsiline, şartları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu