Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının tarımsal faaliyeti nedeniyle 01.01.1987 tarihinde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, ancak aralıklı olarak 506 sayılı Yasa'ya tabi zorunlu sigortalı olarak çalışmaya başladığı, bu nedenle davalı Kurumca Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptal edildiği ve davacının prim ödemesinin olduğu 19.08.2003 tarihini takip eden aybaşı olan 01.09.2003 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalılığının başlatıldığı anlaşılmaktadır. Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri, Tarım Bağ-Kur sigortalısının kısa süreli olarak 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmasının tarım faaliyetinin devamına engel olmayacağı ve dolayısıyla bu hizmetler dışında tarım faaliyetinin kanıtlanması durumunda sigortalılığın devam ettiğinin kabulü gerekeceği yönündedir....
Dava, kur farkı alacağının alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunması veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olmasına bağlıdır (Y. 19.H.D. 2016/17240 E., 2018/1950 K). Taraflar arasında kur farkı alacaklarının talep edilebileceğine yönelik olarak herhangi bir sözleşme sunulmamış, davacı bu hususta davalı ile aralarında bir sözleşme bulunduğunu ispat edememiştir. Hatta, dava dilekçesinde kur farkına yönelik aralarında sözleşme bulunduğu davacı tarafından vakıa olarak dahi ileri sürülmemiştir. Diğer taraftan; cari hesaptan kaynaklanan kur farkı alacağı istenilmesine rağmen; hangi tarihteki ve hangi miktarlı faturalar yönünden kur farkı istendiği dava dilekçesinde gösterilmediğinden davacının kur farkını isteyemeyeceği açıktır (Y. 11.H.D. 2020/4918 E., 2021/1703 K)....
Noterliği 09.02.2017 tarih ve 2817 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 53.283,61 TL alacağın ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin Bursa 19.Noterliği 01.03.2017 tarih ve 2632 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının ihtarına cevap verdiğini ve ihtarname ekinde 08.02.2017 düzenleme tarihli A 007795 seri nolu 48.951,00 TL bedelli faturayı (kur farkı faturası) davacı tarafa gönderdiğini, kur farkı faturasının USD ticari satışlar gereği ortaya çıkan kur farkının sonucu olduğunu, sunulan teklif formlarında verilen siparişlerin kaç metre olduğunu ve birim fiyatının net şekilde belirlendiğini, yabancı para üzerinden düzenlenen 15/12/2016tarihli faturanın davacı ile müvekkilinin kur farklı olarak çalıştığını ortaya koyduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı incelemeye dayandığını, müvekkilinin vadeli ödemeli TL çeki kabul etmesinin hak kaybına neden olmayacağını, davacı tarafın kötüniyetli olduğunu, kur farkını ödeyeceğini söyleyerek müvekkilini oyaladığını ve kur farkı faturasınnı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 27/071992-01/05/2002 tarihleri arasındaki bağ-kur sigortalılığının iptali ile aynı tarihler arasındaki SSK sigortalılığının geçerli olduğuna ve bu sürelerde sehven ödenen bağ-Kur primlerinin ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının 27.07.1992-01.05.2002 tarihleri arasında 506 sayılı yasa kapsamında geçen zorunlu sigortalı çalışmaları ile çakışan Bağ-Kur (4/b) sigortalılığının iptali ile çakışan bu sürelerde 506 sayılı yasa kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespitine ve sehven ödenen Bağ-Kur primlerinin iadesi istemine ilişkindir....
Davalı vekili, taraflar arasında akdedilen sözleşmeyle kur farkı talep edilemeyeceğinin açıkça düzenlendiğini, mutabakat mektubu altındaki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, müvekkilinin kur farkı faturasını sehven ticari defterlerine kaydettiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kur farkına ilişkin fatura davalının ticari defterlerinde kayıtlı olsa da davalının bu faturanın defterlere sehven işlendiğini savunduğu ve savunmasını ispat için taraflar arasındaki sözleşmeye dayandığı, sözleşmede; "dolar satışlarımızda kur farkı faturası tarafımızdan kesilmez ve sizden istenmez" şeklinde kayıt bulunduğu, davalının anılan sözleşme hükmüyle savunmasını ispat ettiği, bu nedenle kur farkı faturasının alacağın tespitinde dikkate alınmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 12.825,52 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....
Vade Farkı, Kur Farkı ve Matrahta Değişikliğe Yol Açan İşlemlerde Katma Değer Vergisi Oranı'' başlığı altında düzenlenen ''1.2.2. Kur Farkları'' alt başlığında yer alan "Teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle katma değer vergisi hesaplanır....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı ve davalı arasında faktoring sözleşmesi imzalandığı, davacının bu sözleşme kapsamında davalıya 50.000 Euroluk çek verdiği, çek bedelinin davalı tarafından tahsil edildiği, davacının kur artışı nedeniyle kur farkından dolayı davalıdan alacaklı olduğunu belirterek eldeki davayı açtığı, faktoring sözleşmesinin II.26. maddesinde müşterinin kur farkı nedeni ile meydana gelebilecek zararlar dahil kur farkı gibi nedenlerle faktörden talep hakkının bulunmadığı, ayrıca davacı tarafından imzalanan 24.01.2018 tarihli taahhütname ile de davacının kur farkından dolayı herhangi bir alacak talep etmeyeceğini kabul ettiği gözetilerek davacının imzaladığı faktoring sözleşmesi ve taahhütname ile kur farkı talep etmeyeceğini kabul ettiği ve davacının temlik suretiyle devrettiği çek nedeniyle herhangi bir talep hakkının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiş, davacının kötü niyeti ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin...
Mahkemenin davacının fazladan ödediği primlerin iadesine ilişkin kararına gelince ;İhtilaflı dönemde yürürlükte bulunan 2926 sayılı yasanın 6/b maddesi uyarınca davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığı esnaf bağ-Kur sigortalılığının başladığı 22.8.2001 tarihinden 1 gün önce sona ermiş ve davacı 22.8.2001 tarihinden itibaren Esnaf bağ-kur sigortalısı olmuştur.Davacının bu tarihten itibaren geçerli sigortalılığı 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılık tır.Bu nedenle 2006 yılına kadar tarım Bağ-kur sigortalılığından ödediği primlerin iadesi gerekirken esnaf Bağ-Kur sigortalılığının iptali sonucunu doğuracak şekilde önceden başlayıp devam eden sigortalılığı tarım Bağ-Kur sigortalılık sayarak bu sigortalılığa üstünlük tanıyan yanılgılı bilirkişi raporu esas alınarak davacının esnaf Bağ-Kur sigortalılığından ödediği primlerin iadesine karar verilmesi doğru değildir....
Davacı takibin dayanağı olarak 14 adet kur farkı faturasını göstermiştir. Davalı cevabında davacının taraflar arasında kur farkının ödeneceği idiiasının doğru olmadığını, kur farkı doğuran bir borcunun olmadığını belirtmiştir.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde takip dayanağı 14 adet kur farkı faturasının 11 adedinin her iki tarafın defterinde kayıtlı olduğu ve davacı kayıtlarına göre bunların ödendiği saptanmıştır. Takip dayanağı üç adet ve toplamda 28.110,27 TL tutarındaki üç adet kur farkı faturası davacı defterinde kayıtlı olmakla beraber davalı defterinde kayıtlı değildir....
Davada öncelikle çözülmesi gereken hukuksal sorun; tescil ya da tevkifata dayalı olarak başlayan Tarım Bağ-Kur sigortalılığının devamı sürecinde devreye giren ve bir yıl ve daha fazla süreyle davam eden başka bir zorunlu sigortalılık nedeniyle, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona erip ermeyeceği, başka bir anlatımla; Tarım Bağ-Kur sigortalılığı devam eden kişinin 506 veya 1479 sayılı Kanunlar kapsamında zorunlu sigortalı olması ve bu sigortalılığının bir yıl ve daha fazla sürmesi halinde, yeniden tescil başvurusu yapmayan, prim ödemesi ya da ürün teslimatı nedeniyle tevkifatta bulunmayan boşlukta geçen dönemde devam eden tarımsal faaliyete rağmen Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılamayacağı noktasında toplanmaktadır....