Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacının10/02/1987-01/05/2003 tarihleri arasında giriş çıkışlarla devam eden 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının bulunduğu ve oda kaydına dayanan 05/03/1986-10/03/2003 tarihleri arasındaki Bağ-Kur sigortalılığının ... çalışmalarına göre belirlenen giriş ve çıkışlara göre kurum tarafından kabul edildiği, 11/05/2007-17/05/2007 ve 22/10/2007-31/12/2012 tarihleri arasında vergi kaydına dayanan Bağ-Kur sigortalılığı ile 01/06/2007-21/10/2007 tarihleri arasındaki isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılığı açısından da Kurum tarafından muaraza çıkarılmadığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, davacının 02/05/2003-27/07/2006 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı kabul edilip edilmeyeceği ve buna göre hizmet süresinin tespiti noktasında toplanmaktadır. Ayrıca, mahkemece davacının hangi tarihler arasında sigortalı olduğu belirtilmeden toplam hizmet süresi belirtilmek suretiyle infaza elverişli olmayacak şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır....

    Davalı vekilinin 23/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı müvekkil şirket arasında kur farkı talep edilebileceğine ilişkin herhangi bir sözleşme olmadığını, davacı şirket tarafından kur farkı faturasına dayanak olarak gösterildiğini, iki adet faturada kur farkı talep edilebileceğine ilişkin herhangi bir şerh de bulunmadığını, bu sebeple kur farkı talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde, davacı şirket tarafından davalı müvekkil şirket adına düzenlenmiş olan: 25.02.2020 düzenleme tarihli, 26.1010,60 Euro bedelli 6,5772,-TL kur karşılığı 171.675,45-TL tutarında düzenlenmiş olan faturanın, Müvekkil Şirket tarafından 14.07.2020 tarihinde ödendiği, ödeme yapıldığı tarihte kurun 7,8072-TL olduğu ve dolayısıyla 4.018,32 Euro tutarında fark kaldığı, 25.02.2020 düzenleme tarihli, 4.732,80 Euro bedelli 6,6529,-TL kur karşılığı 31.480,19-TL tutarında düzenlenmiş olan faturanın, Müvekkil Şirket tarafından 14.07.2020 tarihinde ödendiği, ödeme yapıldığı...

      A.Ş. tarafından düzenlenen kur farkı faturalar toplamının 23.579,77-TL, döviz yükseldiğinde ... A.Ş. tarafından düzenlenen kur farkı faturalar toplamının 240.530,92-TL olduğu, ancak 2014 yılına ait ... A.Ş'nin düzenlemiş olduğu 55.082,31-TL ve 39.806,16-TL kur farkı faturalarını ... A.Ş.'...

        yüksek kur farkları oluşmuş olduğunun tespit edildiği, yukarıda yapılmış olan kur değerlemesi, hesaplama döneminden sonra davacı tarafında kur farkı faturası düzenlendiğinden ve bu fatura taraflarca kabul görüp işleme alındığından devir bakiyesi oluşmaması için, seyrek toplu ödemeler neticesinde cari hesapta biriken vadesi gelmeyen çeklerin bakiyeyi kapatacak şekilde geriye doğru çekilerek tahsil edilmiş gibi duşünüldüğü, geriye doğru çekilen çeklerle 152.620,97 USD bakiyesinin kapatılarak kur değerlemesi yapıldığı, yukarıda yapıları incelemeler ve hesaplamalar sonucunda: davalı ve davacı arasında ticari alışverişin olduğu ve 2009/6. aydan itibaren dövizli olarak çalışılmaya başlandığı, döviz düştüğünde Arsan A.Ş. tarafından düzenlenen kur farkı faturalar toplamının 23.579,77- TL, döviz yükseldiğinde Setaş A.Ş. tarafından düzenlenen kur farkı faturalar toplamının 240.530,92- TL olduğu, ancak 2014 yılına ait Setaş Kimya A.Ş'nin düzenlemiş olduğu 55.082,31- TL ve 39.806,16- TL kur farkı...

        Mahkemece; alınan bilirkişi raporuna göre tarafların defterlerinin 16.12.2008 tarihli kur farkı faturası hariç birbirini teyit ettiği, kur farkı uygulaması için taraflar arasında bu yönde teamül oluşması veya sözleşme yapılması gerektiği, 03.07.2008 tarihli sözleşmede ödemenin yapıldığı tarihteki kur üzerinden yapılacağının belirtildiği, bu durumun tahsilatın döviz üzerinden yapılacağı anlamına geldiği, döviz üzerinden ödemenin ise kur farkı uygulaması olduğu, bu şekilde taraflar arasında kur farkı uygulaması yapılacağının sözleşme ile belirlendiği, davacının kur farkı faturası tarihi itibarıyla 17.915,62 TL alacağı bulunduğu, davacı tarafından kesilen fatura bedeli ise daha düşük miktarlı olup taleple bağlılık gereği davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 17.401.74 TL asıl alacak, 4.00 TL matbu evrak gideri, icra gideri, vekalet ücreti ile 17.401,74 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle sınırlı olarak iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine,...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 01/04/1995-13/05/2002 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava,01.04.1995-13.05.2002 tarihleri arasında 2926 Sayılı Yasaya göre Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davacının 01.05.1995-13.05.2002 tarihleri arasında 2926 Sayılı Yasaya göre Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun karar verilmiş ise de, hüküm dosya kapsamındaki belgelere uygun bulunmamaktadır....

            Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan araştırması neticesinde davanın kabulü ile, davacının 01.06.1995-26.04.2011 tarihleri arasında 2926 sayılı yasa gereğince tarım bağ-kur sigortalısı olduğunun ve 6111 sayılı yasadan faydalanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Somut olayda; davacının tevkifat ve hak ediş listeleri ile toplanan delillere göre 2926 sayılı yasa kapsamında tarım bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi isabetli ise de, davalı Kurumun 29.06.2011 tarihli yazı cevabına göre davacının 21.04.2011 tarihinde tescilinin yapılmasına rağmen, mahkemece maddi hata ile 01.06.1995 tarihinden 26.04.2011 tarihine kadar tarım bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK'nın geçici 3. maddesi delaletiyle HUMK’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

              "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanunun Geçici 18 ve 5510 sayılı Kanunun Geçici 8'inci maddelerindeki düzenlemeler gereği 02.08.2003 (01.10.2008) tarihlerinden önce Bağ-Kur sigortalılık tescili bulunmayanların 04.10.2000 (01.10.2008) tarihlerinden öncesine ilişkin olarak 1479 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi) kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olmaları mümkün bulunmamaktadır....

                da yaşayan bir yeğeni için kendi adına ticari araç aldığı, bu nedenle 13/03/2011 tarihinde Bağ-Kur sigortalısı yapıldığı, bu sebeple 19/03/2011-18/10/2011 tarihleri arasında katılan kurumdan 4.742,74 TL haksız olarak maaş aldığı, bilahare aldığı maaşı faizleri ile birlikte kuruma iade ettiği, 12/10/2011 tarihinde de Bağ-Kur tescilinin terkin edildiği, sanığın olayı samimi olarak anlattığı ve günü birlik Bağ-Kur sigortalılığının ölüm aylığı almasına engel teşkil ettiğini bilmediğini savunduğu, Bağ-Kur pirimleri ile ilgili sorun çıkınca durumu fark edip katılan kuruma ihbar ederek haksız aldığı ileri sürülen paraları da iade ettiği, ayrıca Bağ-Kur sigortalılığının da terkin edildiği anlaşılmakla; sanığın aksi ispat edilemeyen savunması karşısında sonradan terkin edilen Bağ-Kur sigortalılığında herhangi bir menfaati de bulunmadığından suç işleme kastı taşımadığı gerekçesiyle verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir....

                  - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki satım sözleşmesi nedeniyle, kur farkı alacağına ilişkin fatura bedelinin davalı tarafından ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu bildirerek itirazın iptaline, takibin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kur farkı adı altında borcu bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında kur farkının tahsil edileceğine ilişkin bir sözleşme bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı USD cinsinden yapılan satım ilişkisinde vadesinde ödenmeyen faturalardan dolayı oluşan kur farkı alacağının tahsili istemiyle icra takibi başlatmış, mahkemece taraflar arasında sözleşme olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu