Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

farkı faturası kesilip kesilmediği" belirtmiş olmasına, yani tespit yapıp üzerinde rapor hazırlamasını gerektiren durumun, davacı tarafından davalıya daha önceden kur farkı düzenleyip düzenlemediğinin tespit edilerek, taraflar arasında kur farkı faturasına ilişkin ticari teamül bulunup bulunmadığı olmasına rağmen, bu husus göz ardı edilerek hatalı ve eksik rapor hazırlandığı ve bilirkişi tarafından taraflar arasında kur farkı faturası kesilmesine ilişkin bir teamül oluşmadığı şeklinde görüş bildirildiğini, (Yargıtay 19....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Dava konusu faturada kur farkı uygulanacağı yönünde ibare bulunsa da taraflar arasında bu hususu düzenleyen hiçbir sözleşme olmadığını, dava konusu bu fatura davacıya iade edildiğini, Takip ve dava konusu alacağı dayanak gösterilen navlun faturalarından önce taraflar arasında kur farkına ilişkin uygulamaya rastlanmadığı hususunun 05.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda açıkca ifade edildiğini, davalının defterleri incelenmiş olsa idi dava konusu faturadan sonra dahi kur farkı ödemesi yapılmadığının görüleceğini, sadece davacının defterlerinin incelendiğini, taraflar arasında hiçbir zaman kur farkı uygulanmadığını, Her ne kadar raporda, dava tarihinden sonra bir kur farkı uygulamasının olduğu tespit edilmişse de bu kur farkı ödemesinin dava tarihinden sonraya denk gelmesi ve bir uygulama olmayacak şekilde sadece ve sadece bir kez gerçekleşmiş olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu...

    . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında satış sözleşmeleri imzalanıp davalıya mal satıldığını, sözleşmelerde ödemenin USD bazında kur riskli olarak maksimum 60 gün vadeli müşteri çekleri ile yapılmasının taahhüt edildiğini, davalının 2 adet kur farkı faturasını ödemediğini ileri sürerek toplam 8.818.86 YTL’ nin ihtarname tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcunu ödediğini, ancak kur farkından doğan bir borcunun bulunmadığını, davacının kur farkı alacağı olduğunu, iddia ederek keyfi faturalar düzenlediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur....

      Mahkemece davanın kabulü ile davacının 01.04.1996 -04.04.2011 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine ve 6111 Sayılı Yasa'dan yaralanma hakkının saklı karar verilmiştir. Somut olayda davacının 01.05.2004 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiğinden 01.05.2004-04.04.2011 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tespitinde hukuki yarar bulunmadığı halde yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 Sayılı HMK'nun 370/2 maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

        Davalı vekili, müvekkilinin davacıya mal karşılığı ya da başkaca bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında kur farkı anlaşması olmamasına rağmen davacının iki adet kur farkı faturası düzenlediğini, müvekkilince bu faturalara süresi içinde itiraz edilerek davacıya iade edildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kur farkı faturalarından kaynaklandığı, taraflar arasında kur farkı uygulamasının bulunduğu, dosyaya sunulan teklif suretlerinde kur farkı ödeneceğinin belirtildiği, bu konudaki davalı savunmalarının yerinde görülmediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, 6.694.-TL asıl alacak ve 163.65.-TL işlemiş faizin asıl alacağa takipten itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 12.01.2009 tarihli cari hesap mutabakatı olduğu anlaşılmaktadır....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan kur farkı ve temerrüt faizi alacağını tahsil etmek için yaptığı icra takibinin davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında kur farkı uygulanacağına ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacının elinde varsa kur farkı sözleşmesi aslını mahkemeye sunması gerektiğini belirterek davanın reddine, %40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece taraflar arasındaki sipariş sözleşmelerinde yer alan, siparişe ilişkin faturaların ödemesi vadesinde yapılmadığı takdirde gecikmeler için aylık %3 vade farkı tahakkuk ettirilir hükmünün faturaların Türk Lirası üzerinden düzenlendiği dikkate alındığında kur farkı uygulamasının bulunmadığının kabulü gerektiği, davacının ancak vade farkı isteyebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi TÜRK MİLLETİ ADINA Davacı, 1479 sayılı Yasaya göre 4/B kapsamında Bağ-Kur sicilinin tespitine, 1992 yılında Bağ-Kur prim borçlarının ödendiğine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava, davacının 1992 affından yararlanarak primi ödenen ve vergide kayıtlı olduğu 13.05.1983-31.12.1994 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasaya tabi bağ-kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir....

              Genel Ticari Yöntemler başlığı altında yer verilen kur farkı ve kur farkı faturasına açıklama kısmında detaylıca yer verildiğini, daha öncede yapılan ticarete ilişkin kur farkı faturası kesildiğini ve bu faturaların davalı/borçlu tarafından ödendiğini, taraflar arasında mal teslimi konusunda ihtilaf olmadığını, ihtilaf konusunun kur farkı alacağı olduğunu, anlatılan gerekçelerle ... Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosya ile başlatılan icra takibine yapılan itirazı iptalini, aylık %1 faizi ile takibin devamını, %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir....

                Kur Farkları'' alt başlığında yer alan "Teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle katma değer vergisi hesaplanır....

                  Davalı davalıdan vade ve kur farkı talep etmiş dava, davalıya vade ve kur farkı olmadığının tesbiti istemiyle açılmıştır. Davalı vekili sipariş sözleşmesi incelendiğinde satışın dolar üzerinden yapıldığını ve vade ve kur farkı alınacağının sipariş formunda yazıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savuma ve toplanan delillere göre davalının ibraz ettiği sipariş teyid formunda davacıyı bağlayan bir imza olmadığı gerekçesi ile davalının vade ve kur farkı talep edemeyeceğinden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık vade ve kur farkı talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davalı vade ve kur farkı alacağının dayanağının sipariş formu olduğunu belirtmiş ve rapora itiraz dilekçesi ekinde davacının kaşe ve imzasının bulunduğunu, bir başka anlatımla davacının teyit verdiği sipariş formunu ibraz etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu