Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacıya hangi tarihe kadar Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tespit istediği sorularak, talep edilen dönemde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği takdirde istemin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi, Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilmediği takdirde ise verilen cevaba göre işin esası incelenerek bir karar vermek gerekirken ve infazda tereddüt yaratacak biçimde sigortalılığın sona erdiği tarihin hükümde gösterilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, davacının 01.01.1985- 20.06.1990,20.12.1994- 14.06.1996,01.08.1997- 26.04.1999, 16.09.1999- 31.07.2008 tarihleri arasında Bağ-Kur zorunlu sigortalısı olduğunun ve Bağ-Kur zorunlu sigortalılığı ile çakışmayan 15.06.1996- 30.07.1997, 27.05.1999- 15.09.1999 tarihleri arasında ise SSK isteğe bağlı sigortalı olduğunun tesbitine,fazla talebin reddine karar verilmiştir. Dava ,açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanır,dava tarihinden sonra doğacak haklar için (o davada) karar verilmesi mümkün değildir. Mahkemece davacının vergi kaydı nedeniyle Esnaf Bağ-Kur sigortalılığı devam etmekle birlikte 19.10.2007 dava tarihine kadar Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesi gerekirken,dava tarihi aşılmak suretiyle 31.07.2008 tarihine kadar 1479 sayılı Yasa’ya tabi Esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

      Bağ-Kur sigortalısı olarak tescilli olarak 18/09/2015 tarihli hizmet belgesinde ise 01/05/2000-16/11/2011 tarihleri arasında ... Bağ-Kur sigortalısı olarak tescilli olarak bildirildiği, 13/09/2000 tarihinden itibaren kısa süreli 506 sayılı Yasa kapsamında çalışmalarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları dikkate alındığında davalı Kurumca hangi tarihler arasında sigortalı sayıldığı sorulmadan ve davanın konusuz kalıp kalmadığı değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, davalı Kurumdan davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaları dikkate alındığında hangi tarihler arasnda ... Bağ-Kur sigortalısı olduğu sormak, davacının ... Bağ-Kur şahsi sicil dosyasının tamamını getirtmek, davacıdan talebini açıklattırmak , sonucuna göre davanın konusuz kalıp kalmadığı değerlendirerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

        Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür....

          Davalı tarafın savunmasında da ileri sürdüğü üzere, taraflar arasında kur farkı anlaşması bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.maddesine göre bedelin vadeli çekler ile yapılacağının kararlaştırıldığı, ancak sözleşmede kur farkına ilişkin herhangi bir madde bulunmadığı, davacı tarafın çeklerin ödenmesi ve teslimi sırasında da kur farkına ilişkin herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığı, kur farkına ilişkin olarak öncelikle taraflar arasında kur farkına ilişkin yazılı sözleşme bulunması, yazılı sözleşme olmaması halinde de teamül bulunması gerekmekle birlikte taraflar arasında kur farkına ilişkin yazılı sözleşme bulunmadığı, kur farkına ilişkin teamül oluştuğunun davacı tarafça da ispatlanamadığı, bununla birlikte davacının TL cinsinden çekleri alırken ve çekleri tahsil ederken de herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığı gibi, çekin ödeme aracı olduğu ve çekte vade olmayacağı, bu nedenle davacının davalıdan teslim aldığı çekleri beklemeksizin nakte dönüştürme imkanı bulunduğundan kur...

            Davalı tarafın savunmasında da ileri sürdüğü üzere, taraflar arasında kur farkı anlaşması bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.maddesine göre bedelin vadeli çekler ile yapılacağının kararlaştırıldığı, ancak sözleşmede kur farkına ilişkin herhangi bir madde bulunmadığı, davacı tarafın çeklerin ödenmesi ve teslimi sırasında da kur farkına ilişkin herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığı, kur farkına ilişkin olarak öncelikle taraflar arasında kur farkına ilişkin yazılı sözleşme bulunması, yazılı sözleşme olmaması halinde de teamül bulunması gerekmekle birlikte taraflar arasında kur farkına ilişkin yazılı sözleşme bulunmadığı, kur farkına ilişkin teamül oluştuğunun davacı tarafça da ispatlanamadığı, bununla birlikte davacının TL cinsinden çekleri alırken ve çekleri tahsil ederken de herhangi bir ihtirazi kayıt koymadığı gibi, çekin ödeme aracı olduğu ve çekte vade olmayacağı, bu nedenle davacının davalıdan teslim aldığı çekleri beklemeksizin nakte dönüştürme imkanı bulunduğundan kur...

            DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur ve 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalılığına esas 1471513407 - ... - 391253960 - 7294772680 Bağ-Kur sicil numaralarının ve bu sicil numaralarındaki hizmetlerin birleştirilmesini, 23.01.1986 - 03.07.1995 tarihleri arasındaki 1479 sayılı Kanuna tabi Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile 01.01.1996 tarihinden itibaren 2926 sayılı Kanuna tabi Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine dair karar verilmesini talep etmiştir. II....

              kur farkı talep hakkının kalmadığını, zira davacının ilk çeki iade etmeseydi söz konusu kur farkının doğmayacağını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                farkı alacağının doğduğunu, davacı, kur farkı alacağını faturalandırarak Konya .İcra Müdürlüğü ......

                  Yine hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; faturaların toptan satış faturası olarak düzenlendiği, kur farkı faturası olarak düzenlenmediği, taraflar arısında kur farkı tahsilatının yapılmadığı, yine rapora göre davacı şirketin yetkilisi tarafından kur farkı talep edilmeyeceğine dair beyanının alındığının tespit edilmesi, davacı tarafından kur farkı borçlandırılmasının dayanağının çek olduğu, çeke ilişkin kur farkı talep edilemeyeceği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; asıl dava yönünden davacının kur farkı talep edmeyeceği davalının kur farkı faturası sebebiyle davacıya borcu olmadığı kanaatine varıldığından asıl davanın reddine karar verilmiştir. Birleşen dava konusu cari hesaptan kaynaklı itirazın iptali davasıdır. Her iki tarafın ticari defterleri sahibi lehine delil niteliği taşımaktadır. Ancak ticari defterlerin karşılıklı olarak birbiri ile uyumlu olmadığı anlaşılmıştır. Yargıtay .........

                    UYAP Entegrasyonu