Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 23/11/2005 tarihinden bugüne kadar süren... sigortalılık süreleri ile çakışan Bağ-Kur sigortalılıklarının iptaline, 23/11/2005 tarihinten itibaren Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tespitine, bu süreler için ödenen Bağ-Kur sigortalı prim borcunun bulunmadığı, kendisinden tahsil edilen Bağ-Kur primlerinin iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

    Öyle ki taraflar arasındaki sözleşme de kur farkına ilişkin bir anlaşma var ise işbu kur farkı talebi açıkça davacının kur farkına yönelik fatura kesme şartına bağlanmıştır. Her ne kadar sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin bir belge niteliğinde bulunsa da taraflarca açıkça sözleşmenin 8.maddesine ile kur farkı alacağının doğmasına yönelik olarak fatura kesilmesine yönelik bir irade uyuşması söz konusudur. Tarafların kur farkı alacağının doğumu serbestçe fatura şartına bağlamalarında yasal bir engel bulunmamaktadır. (TBK m.26) Taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı satış faturaları bulunmaktaysa da, cari hesaplarda herhangi bir kur farkı faturası kaydına rastlanmadığı gibi davacının kur farkı faturası kesildiğine dair bir iddiası da bulunmamaktadır. Kur farkı alacağına yönelik Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2018/965 Esas, 2019/5447 Karar sayılı ilam içeriğine göre "... Dava kur farkı alacağından kaynaklanmaktadır....

      Kur farkı alacağının istenebilmesi için, taraflar arasında kur farkının ödeneceğine ilişkin bir sözleşmenin veya dövize endeksli bir ticari ilişkinin bulunması gerekir. Yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide, fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki fark varsa bu fark kur farkı alacağıdır. Kur farkı alacağı fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki farktan kaynaklanan alacak olduğundan ancak TL olarak istenebilir. Somut olayda, kur farkı alacağına dayanak olan ve yargılama sırasında dosyaya sunulan kur farkı faturasının TL üzerinden düzenlenmesine rağmen davacı taraf icra takibini USD üzerinden yapmıştır. Kur farkı faturası yabancı para alacağı (döviz) üzerinden düzenlenen faturanın düzenlediği tarihin kuru ile faturanın tahsil edildiği tarihin kuru arasındaki farktan kaynaklanan ve TL olarak doğan bir alacaktır. Kur farkı düzenlenen temel ilişkide asıl alacak miktarı döviz olarak aynı kalmaktadır....

        Diğer taraftan kur farkı yönünden ise; sözleşme kapsamındaki kur farkından kaynaklanan davacı alacağının, bilirkişi raporuyla 71.620,35 TL olarak belirlendiği, bu değerin dava tarihindeki kur'unun (71.620,35 TL kur farkı/ 2,92 TL dava tarihindeki kur-TCMM verileri) 24.527,52 USD olduğu, davacının talebinin de 10.000,00 USD olduğu, talebin daha sonra artırılmadığı, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5....

        nin 2012/14303 Esas, 2013/2189 Karar sayılı 05/02/2013 tarihli kararında da; mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı satış faturaları bulunmaktaysa da, cari hesaplarda herhangi bir kur farkı faturası kaydına rastlanmadığı, bu nedenle hangi tarihler ve miktarlar üzerinden fark talep edildiğinin açık bir şekilde belirlenemediği, oysa kur farkı talep edilebilmesi için öncelikle yazılı bir sözleşmenin bulunması gerektiği, arada kur farkı uygulanması ile ilgili teamül bulunması halinde de kur farkı talep edilebileceği, ancak davacının buna ilişkin yazılı bir sözleşme sunamadığı gibi taraflar arasında kur farkı uygulandığına dair bir teamülün varlığının da saptanamadığı belirtilerek; kur farkı alacağı davasının reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. Bununla birlikte; Yargıtay 11....

        icra mahkemesince iptal edilebileceğini, icra müdürünün kendiliğinden kararından dönemeyeceğini, şikayetin kabulü ile 25/07/2018 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına, takibin takip tarihindeki kur üzerinde Türk parası olarak yapılmış olduğuna, alacaklı tarafından takip tarihinde tercihin takip tarihindeki kur üzerinden Türk parası olarak ödenmesi, şeklinde yapıldığına, dosya hesabınında bu nedenle takip tarihindeki kur üzerinden Türk parası olarak hesaplanmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi ve sözleşmenin geçerli olduğu kabul edildiği takdirde kur farkının tespitinin hesaplanması amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu 01/12/2020 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; sözleşmenin geçerli olduğu kabul edildiği takdirde kur farkından kaynaklanan hesaplamalara göre toplam kur farkının 68.743,26-TL olduğunun rapor edildiği görülmüştür. Mahkememizce usul ve yasaya uygun olarak hazırlanan bilirkişi raporu denetime elverişli olması nedeni ile kabul edilmiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 05.02.2021 tarihli ve 2020/72 Esas, 2021/60 Karar sayılı kararıyla; Davanın kabulü ile, ... vergi nolu ... tarafından düzenlenen 1995 yılı ekim ayı Bağ-kur çiftçi primleri tevkifat bildirimi ve ... vergi nolu ... tarafından düzenlenen 2000 yılı ekim ayı ve 2001 yılı ocak ayı Bağ-kur çiftçi primleri tevkifat bildirimi ve...vergi nolu ... tarafından düzenlenen 1999 yılı ekim ayı Bağ-kur çiftçi primleri tevkifat bildirimi listesinde yer alan ...'ün baba adının Gani doğum tarihinin 13.01.1971, doğum yerinin Çukurköy olarak düzeltilmesi ile, belirtilen bu tevkifat kesintilerinin ... TC kimlik ve 7275285034 Tarım Bağ-kur numaralı Nadir Gülün hesabına aktarılarak davacı ...'ün 01.11.1995 tarihi itibariyle tarım bağ-kur sigortalısı olduğunun tespitine, karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ".............Buna göre davacı 28.09.2000 tarihinde Bağ- Kur isteğe bağlı giriş bildirgesi vermiş ve Bağ kur isteğe bağlı sigortalılığı bu tarihte başlamıştır. Ancak daha sonra 27.10.2000 tarihli dilekçesi ile de isteğe bağlı Bağ-kur sigortalılığını iptal etmek istediğini bildirmiş olduğu belirlenmiştir. Yasal düzenlemeye göre davacının 28.09.2000 tarihli talebine istinaden sigortalılığının bu tarihte başladığı ve terk için talepte bulunduğu 27.10.2000 tarihinde sona ermesi gerekmektedir. Davacının 28.09.2000- 27.10.2000 tarihleri arasındaki isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılığına ilişkin primleri ödemesi için yasa bir süre öngörmediğinden, bu süreye ait primlerin ödenmesi sigortalı veya haksahipleri tarafından ödenmesi kaydıyla başvuru ve terk tarihleri arasındaki bu süreninin Bağ-kur sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi gerekmiştir....

            ) 1.7.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı, davacının 31.7.2003 tarihi ile 11.6.2009 tarihi arasındaki Bağ-Kur sigortalılık süresi durdurulmasa dahi, Bağ-Kur sigortalısı olmasını gerektiren ......

              UYAP Entegrasyonu