- K A R A R - Dosya içeriğinden Muharrem Yılmaz'ın dava konusu taşınmazın üzerinde yapı, muhdesat ve ağaçların kendisine ait olduğunu bildirdiği anlaşıldığından, kendisine bu yapı, muhdesatın ağaçlar yönünden mülkiyetin aidiyeti davası açıp açmadığı hususu meşruhatlı davetiye ile sorularak, Alınacak cevapla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince; Ortaklığın giderilmesi talep edilen parsel üzerindeki eve ilişkin olarak davalı ... Ayküz, samanlığa ilişkin olarak ise davalı ... muhdesat aidiyeti iddiasında bulunduğundan, mahkemece davaya konu 1428 parsel üzerindeki bir adet evin davalılardan Gülhanım Akyüzün eşi Ziya tarafından yapıldığından, satış bedelinin %44'ünün ...'ün eşi Ziya'nın mirasçılarına, samanlığın ise davalı ...'a ait olduğundan satış bedelinin %20'sinin davalı ... Yıldırıma, kalan miktarın ise payları oranında dağıtılmasına karar verilmiştir. Taşınmaz üzerindeki muhdesatlara yönelik taraflarca ittifak olmadığı gibi, muhtesatlara ilişkin tapuda şerh de bulunmadığından oran kurulmaksızın satış kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
Davacı vekili, ... ili, Merkez ilçesi, 3548 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalılar vekili, talep konusu hakkında karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur....
dava konusu taşınmaz üzerinde kendisine ait üzüm bağı bulunduğunu belirterek temyiz yoluna başvurduğundan, mahkemece muhdesatlar konusunda uyuşmazlık bulunup bulunmadığı üzerinde durularak, muhdesatlara itiraz edilmemesi halinde bilirkişilere usulüne uygun muhdesat oranlaması yaptırılarak muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilerek oranlamaların hüküm sonucunda gösterilmesi, uyuşmazlık bulunması halinde muhdesatın aidiyeti davası açılması için muhdesat iddiasında bulunan davalıya süre verilerek verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Kavak ve söğüt ağaçları, kendiliğinden yetişebilen ya da ekonomik amaçla yetiştirilen ve kesilip satılabilen ağaçlar olması nedeniyle muhdesat niteliğinde kabul edilmemektedir. Muhdesat. şahsi bir hak olup (TMK mad.722, 724 ve 729), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ancak çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....
Mahkemece, 12.02.2015 tarihinde yapılan keşif sonucu alınan 26.03.2015 tarihli bilirkişi raporunda, muhdesat oranlaması %28,49 olarak hesaplanmışsa da; bu oran, muhdesat değeri olan 134.678,00 TL bedelin toplam taşınmaz değeri olan 607.328,00 TL bedele yüzdelik oranlaması sonucu değil, muhdesat değerinin çıplak arazi bedeli olan 472.650,00 TL bedele yüzdelik oranlaması sonucu bulunmuştur. Öte yandan, rapordaki muhdesat oranı %28,49 olmasına rağmen hükümde %20,72 olarak gösterilmişse de bu oranın nasıl hesapladığı da gerekçede açıklanmamıştır....
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....
Mahkemece, muhdesat iddiasına ilişkin tarafların beyanları alınarak taşınmaz üzerindeki muhdesatların aidiyeti hususunda muhdesat iddiasında bulunan tarafa dava açmak üzere uygun bir mehil verilmesi ve muhdesatlar yönünden bu şekilde taraflar arasındaki çekişme giderildikten sonra yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, muhdesata isabet eden yüzdelik oranın belirlenmesi, satış sonunda elde edilecek bedelin bu oranlara göre bölüştürülmesi; yani muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan kısmın ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılması gerekirken, belirtilen hususlar gözetilmeksizin yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Öte yandan; paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir....
eklenen ek fıkra hükmüne göre, başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla tespit davası açma hakkı tanınmış...." olduğu şeklinde açıklamalar ile kamulaştırma işlemlerinin varlığı halinde muhdesatın aidiyeti davası açılmasının mümkün olduğunun açıkça vurgulandığını, Erzin 1....