Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz. Somut olaya gelince; dava konusu 78 parsel sayılı taşınmazın tapulama tespiti 1940 yılında davalıların murisi ... adına yapılmış, Hazine tarafından 1982 yılında kadastro tespitine itiraz edilmesi sonucu 2002 yılında kadastro tespiti kesinleşmiştir. Dava konusu harici satıma ilişkin senetler ise tapulama tespitinden sonra düzenlenmiş olup tapulu taşınmazların satımı adi yazılı şekilde değil resmi şekilde yapılması gerektiğinden mahkemece tapulu taşınmazların harici satımla davacılara devri istemli davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacı ve aynı zamanda tereke temsilcisi ...'nün murisi ... ile ... arasında düzenlenen 04.09.1975 tarihli noterde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre davalı ..., murisi...'...

    Mahkemece davacının açmış olduğu alacak davası zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de, 07.06.1939 tarih ,1936/31 Esas ve 1939/47 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesine konu edilerek ödenen satış bedelinin,sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle geri iadesine ilişkin B.K. 125. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi,satış bedeline ilişkin paranın verildiği tarih değil, sözleşme geçersiz olsa da satıcının rıza ve ihtiyariyle taahhüdünü her zaman yerine getirebileceği göz önüne alınarak bunun ifasını beklemek durumunda bulunan alıcı için ancak davaya konu taşınmazın tapuda ferağ ümidinin ortadan kalktığı veya ifanın imkansız hale geldiği tarihtir.Ayrıca satışa konu taşınmazın zilyetliği devredilmişse zamanaşımı süresi de,zilyetlik devam ettiği sürece işlemez,mahkemece değinilen bu hususlar araştırılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak...

      Açıklanan tüm bu olgular tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Uyuşmazlık tapulu taşınmazın haricen satışının geçerli olup olmadığında ve tapu kayıt maliklerinin ölüm tarihlerine göre TMK.nun 713/2.maddesindeki ölüm koşulunun davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinde toplanmaktadır. Somut olayda,dava konusu 2944 parsel sayılı taşınmazın tapulama tespiti 18.04.1963 tarihinde itirazsız kesinleşmiştir. Harici satış senetleri 28.10.1963 tarihli ve 08.12.1978 tarihlidir. Bu durumda, tapulama tespitinin kesinleşmesinden sonra tapulu (çaplı) taşınmaz haricen satılmıştır. Bilindiği üzere ve kural olarak; TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213 ve Tapu Kanununun 26.maddesi uyarınca tapulu (çaplı) taşınmazın haricen satışı geçerli değildir. Bu nedenle, harici satış senetlerine dayanılarak paydaşlardan Doğan Kurt ve Şenel Kurt’un üzerine kayıtlı olan payların iptal ve tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır....

        Dava, tapulu taşınmaz üzerindeki taşınmaza yönelik müdahalenin meni ve muarazanın giderilmesi istemine ilişkin olup dava konusu parselin beyanlar hanesindeki yazılı hakka ve harici satın alma hakkına dayalı olarak kendisine ait olduğu iddia edilen alana yönelik müdahalenin meni ve muarazanın önlenmesi istenildiğine göre tarafların tapu maliki olmasına gerek yoktur. Mahkemece tapunun beyanlar hanesindeki hak ve harici satın alma hakkına dayalı zilyetliğe dayanıldığına göre; uyuşmazlığın toplanmış ve toplanacak delillere göre çözülmesi gerekirken, mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilip uyuşmazlığın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi doğru görülmemiştir....

          KARAR Davacı, davalıya ait tapulu taşınmazı 27.12.1993 tarihli harici düzenlenen satış sözleşmesi ile satın alarak, bedelini peşin ödediğini, taşınmazın tapusunun verilmediğini ileri sürerek taşınmazın rayiç bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddine dilemiştir. Mahkemece, davacının ödediği paranın dava tarihinde ulaştığı değer olan 8.413,26 YTL’nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 27.12.1993 tarihli harici düzenlenen satış sözleşmesi ile davalıya ait tapulu taşınmazın 300 m2’sini 60.000.000 TL.ye satın aldığını ferağı verilmediğinden zararın tazminini istemiştir. Davalı imar uygulaması neticesinde taşınmazdan yol geçtiğini, tapuyu vermek istediğini, davacının yeni oluşan fiili durum nedeni ile tapuyu almak istemediğini savunmuştur. Taraflar arasındaki harici düzenlenen sözleşme tapulu bir taşınmazın satışına ilişkin olduğu için eski MK.nun 634, TMK.nun 706, BK.nun 213 ve Tapu Kanununun 26. maddelerine göre geçersizdir....

            İlk dereceli mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflar delillerinin toplandığı, mahallinde keşif icra edildiği ve bilirkişi raporlarının dosyada mevcut olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında; satış vaadi sözleşmesine ve zilyetliğe dayanarak eldeki davayı açmış ve tapu iptal tescil talebinde bulunmuştur. Mahkemece de taşınmazın zilyetlikle edinme yasal şartları oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtmek gereklidir ki öncelikle davada çözümlenmesi gereken husus; dava konusu edilen taşınmazın kadastro öncesinde tapu kaydının olup olmadığı hususudur. Gerek zilyetlikle kazanım koşullarında, gerekse harici satış sözleşmesine dayalı taleplerde bir yerin tapulu olup olmadığı hususu önem arzettiğinden mahkemece bu hususun tereddütsüz şekilde ortaya konulması gerekmektedir....

            Davalının müteahhit olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşaat yapılacak 4 nolu parselin 20.10.2009 tarihinde tapusunu devir aldığı ve bu inşaattan yapacağı M blok 16. kat dairenin davacıya 5.11.2011 tarihinde harici sözleşme ile satışının yapıldığı dosyadaki bilgi ve belgelerle tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazın davalı adına tapusu mevcutken davacıya harici sözleşme ile satış yapıldığı gözetildiğinde, tapulu taşınmazın satışına ilişkin yapılan bu sözleşmenin resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersiz olduğunun kabulü gerekir. (MK.634, BK.237, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Açıklanan nedenle davacının ödediği satış bedelinin davalıdan tahsiline talep hakkı vardır....

              Mahkemece davacının daire için açtığı dava tefrik edilerek tüketici mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, dükkan için açılan davanın ise kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı bu davasında 14.6.1999 tarihinde düzenlenen harici satış sözleşmesine dayanmak suretiyle talepte bulunmuştur, anılan sözleşmenin incelenmesinde davaya konu taşınmazın tapulu olduğu anlaşılmaktadır. Tapulu taşınmazın satışına ilişkin olarak haricen düzenlenen sözleşmeler geçersizdir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapulu taşınmazın harici satımı ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil, ıslah ile alacak istemine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  KARAR Davacı, davalılarla yaptıkları 31.08.2007 tarihli harici sözleşme ile davalıların annelerinden intikal edecek 2412 parselde kayıtlı taşınmazdaki 2.730.m2 hisseyi en geç bir ay içinde kendisine devredecekleri yönündeki vaatlerini ve yine aynı sözleşmenin diğer maddelerinde belirtilen başka hususlarda verdikleri sözlerini yerine getirmediklerini, aralarındaki geçersiz sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle peşinen ödediği 160.266.USD ve 6.000.00.TL' nın tahsili amacıyla yaptığı icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu taşınmazın harici satış tarihinde tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmeler resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir....

                    UYAP Entegrasyonu