Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kabulü ile, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Kararı, bir kısım davalılar vekili istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/1010 esas 2018/7 karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava harici satış işlemine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda; ilk derece mahkemesi tarafından her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davaya konu taşınmazın evveliyatının 379 parsel olduğu ve 17/10/1970 tarihinde kadastro tespit tutanağının kesinleştiği, davacının ise 25/09/1990 tarihli harici satış senedine dayandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dava tapulu taşınmazın harici satışına ilişkindir....

Somut olayda, iddia, savunma ve tüm dosya içeriğine göre, davaya konu 8191 ada 13 parsel sayılı taşınmaz 01.06.2005 tarihinde ... Müdürlüğünde düzenlenen resmi satış sözleşmesiyle davalıya 10.500,00 TL.bedelle temlik edilmiş ve böylece taşınmazın mülkiyeti davalıya geçmiştir. Davacının dayandığı 05.03.1993 tarihli sözleşmede davalı taraf olmadığı gibi anılan harici satış sözleşmesine mülkiyetin nakli bakımından değer verme olanağının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş , kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 706, Türk Borçlar Kanununun 237, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli değildir ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre, tapulu taşınmazın harici satışının hüküm ifade etmemesi durumunda, taraflar verdiklerini geri alabilirler. O halde, harici satış sözleşmesindeki satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir....

    HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; tapulu taşınmazın harici satın alma ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarih ve 211 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 09.07.2021 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 15/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, Dava, harici satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin, taşınmazın tapuda devrinin yapılmaması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı satıcıdan istirdatı istemine ilişkin alacak davasıdır. Konuyla ilgili Yargıtay 3. HD.nin 2014/16520 E, 2015/2900 K sayılı ilamında, "Taraflar arasında imzalanan "tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme" resmi şekilde yapılmadığı için hukuken geçersizdir. (TMK. m 706, BK. m 213, Tapu Kanunu 26 ve Noterlik Kanunu 60) Bu nedenle de geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Davacı (alıcı) ancak ödediği satış bedelini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilir. Satışa konu taşınmazın zilyetliği alıcıya devredilmiş ise zilyetlik devam ettiği süre zamanaşımı işlemez....

      Davacı gerek dava dilekçesinde, gerekse de yargılama aşamasında davasını 06.05.1981 günlü "tarla satış senedi" başlıklı harici satış sözleşmesine dayandırmış ve bu sözleşme gereğince Türk Medeni Kanununun 713.maddesinde düzenlenmiş olan olağanüstü zamanaşımı nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Davacının ikinci kademedeki talebi Türk Medeni Kanununun 724.maddesinde düzenlenen temliken tescile yöneliktir. Mahkemece, davacının birinci kademedeki istemi olan harici satış ve zilyetliğe dayalı tescil isteği hiç değerlendirilmeksizin ikinci kademedeki istem hakkında hüküm kurulmuş olması doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Mahkemece yapılması gereken iş; birinci kademedeki istem olan, olağanüstü zamanaşımı nedenine dayalı (TMK'nun 713.maddesi) tapu iptali ve tescil talebi hakkında inceleme ve araştırma yapmak delilleri toplamak, olmadığı taktirde diğer terditli talepler hakkında araştırma yaparak sonucuna göre karar vermek olmalıdır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 01.12.2020 tarih ve 2019/427 Esas, 2020/396 Karar sayılı kararı ile özetle; "...Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporları, tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile davacıya satıldığı ancak tapulu taşınmazın harici satışının TMK 706 ve TBK 213.maddelerince geçersiz olduğu, TMK 713/2 maddesi yönünden taşınmazın tapu kaydının devredilmesi için yasal koşulların oluşmadığı, davacının iddiasına zilyetlik süresinin 1995 yılında başladığı ve Anayasa Mahkemesinin 17/03/2011 tarihli TMK 713/2 maddesindeki "Ölmüş" sözcüğünün iptal edildiği tarihe kadar 20 yıllık sürenin de dolmadığı anlaşıldığından yasal şartları bulunmayan tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir....

        Davacı dava konusu taşınmazın 58 parsel sayılı olup dava dışı kişi adına tapulu olduğu,taşınmazın halen boş arsa olarak bulunduğu hususları taraflar arasında ihtilaflı değildir.Davacı burayı boş arsa olarak satın aldığını ve inşaat yapmayı düşündüğünü,ancak aradan geçen zamana rağmen tapusunun verilmemesi nedeniyle inşaatı yapamadığını, zilyetliğin ise satış sözleşmesi ile beraber kendisine devredildiğini bildirerek taşınmazın rayiç değerinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece taşınmazın zilyetliğinin devredilmemesi ve taşınmazın boş arasa olarak durması gerekçe gösterilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, taraflar arasında harici olarak düzenlenen 15.5.1975 tarihli satış sözleşmesinde satış bedeli olan 75000 Tl nin nakten ve peşinen ödendiği,taşınmazın zilyetliğinin davacıya teslim edildiği açıkça yazılıdır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; harici satış sözleşmesi ve kazandırıcı zilyetliğe dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir. Tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması geçerlilik koşuludur (743 Sayılı Kanunun 634. ; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu m. 706; Borçlar Kanunu m. 213; Tapu Kanunu m. 26; 1512 sayılı Noterlik Kanunu m. 60). Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak Kanunun öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemez. Yasa hükümlerinin öngördüğü biçimde yapılmayan sözleşmeler hukuken geçersizdir; burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlilik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle doğrudan göz önünde tutulur. Ancak davacı yanın harici sözleşme yanında taşınmazın zilyetliğini fasılasız nizasız elinde bulundurduğu iddiası da yer almaktadır....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/232 E. sayılı dosyası ile açtığı tapu iptal-tescil davası sonucunda, 14.06.2010 tarihli karar ile davasının kabul edildiğini ve taşınmazın adına tescil edildiğini, 15.02.1989 tarihinde davalıların murisinin, davacının harici sözleşme gereği yaptığı 1.170.000 TL(bir milyon yüz yetmiş lira) ödemeye ve harici satışın yapılmadığına herhangi bir itirazının olmadığını, şu an için geçersiz olan harici sözleşme gereği ödenen bedel yönünden davalıların sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, harici satış sözleşmesi gereğince davalıların murisine yapılan ödemenin denkleştirici adalet ilkesi doğrultusunda bugünkü alım gücüne tekabül eden şimdilik 10.000 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar; davacının ......

            UYAP Entegrasyonu