"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Davada harici satış sözleşmesine ve zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesi istenmiş olup, dosyanın temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 18.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davalı - karşı davacılarca her ne kadar dava konusu taşınmazın harici satım sözleşmesine dayalı olarak kullandığı iddia edilmiş ise de 02.12.2003 tarihli harici satış sözleşmesinde ada ve parsel bilgileri yer almayan 1250 m2'lik taşınmaz bölümünün sözleşme konusu edildiği, A harfi ile gösterilen kısmın harici satışa konu edilmediğinin, davalılarca haklı bir sebebe dayalı olmaksızın kötüniyetli olarak kullanıldığının kabulü ile pay oranında ecrimisil ile sorumlu tutulmalarına davacının ecrimisil talebinin kısmen kabulü ile; 22.745,31 TL'nin davalı karşı davacılardan tahsil edilerek davacıya verilmesine, 3....
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı T1 15.03.1983 tarihli dosyaya sunulan harici satış senedi ile 172,00M2 yer satın aldığını ve üzerine ev müştemilatından oluşan yapılar yaptığını, 09.09.2005 tarihinde ise bu sözleşme arkasına ek bir sözleşme ile 72M2 daha yer aldığını, toplamda 250,00M2 yer satın aldığını, ilk satış tarihinde taşınmazın tamamının müvekkillerin murisi T10 ait olduğunu ve T10 dava konusu taşınmazdan farklı tarihlerde farklı kişilere hisse satışı yaptığını diğer satış yapılan hisselerin tapu devirlerinin yapıldığını ancak kendisine yapılan harici satışa rağmen tapusunun devredilmediğini beyanla öncelikle 250,00M2 kısmın tapusunun adına tescilini, aksi durumda üzerine yapılan muhtesat bedeli ile satış bedelinin ödenmesini talep ve dava ettiğini öncelikle belirtmek gerekir ki ilk sözleşmenin yapıldığı 15.03.1983 ve sonradan ek olduğu belirtilen 09.09.2005 tarihlerinde dava konusu taşınmazın tamamının tapulu taşınmaz olduğunu, tapulu taşınmazın harici...
Mahkemece, davanın kabulü ile, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Kararı, bir kısım davalılar vekili istinaf etmiş, istinaf dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/1010 esas 2018/7 karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava harici satış işlemine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda; ilk derece mahkemesi tarafından her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davaya konu taşınmazın evveliyatının 379 parsel olduğu ve 17/10/1970 tarihinde kadastro tespit tutanağının kesinleştiği, davacının ise 25/09/1990 tarihli harici satış senedine dayandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dava tapulu taşınmazın harici satışına ilişkindir....
Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların satışı 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 706, Türk Borçlar Kanununun 237, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ve Noterlik Kanununun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli değildir ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmez. 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 Esas, 1940/77 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre, tapulu taşınmazın harici satışının hüküm ifade etmemesi durumunda, taraflar verdiklerini geri alabilirler. O halde, harici satış sözleşmesindeki satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir....
Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, Dava, harici satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin, taşınmazın tapuda devrinin yapılmaması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı satıcıdan istirdatı istemine ilişkin alacak davasıdır. Konuyla ilgili Yargıtay 3. HD.nin 2014/16520 E, 2015/2900 K sayılı ilamında, "Taraflar arasında imzalanan "tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme" resmi şekilde yapılmadığı için hukuken geçersizdir. (TMK. m 706, BK. m 213, Tapu Kanunu 26 ve Noterlik Kanunu 60) Bu nedenle de geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Davacı (alıcı) ancak ödediği satış bedelini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilir. Satışa konu taşınmazın zilyetliği alıcıya devredilmiş ise zilyetlik devam ettiği süre zamanaşımı işlemez....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; tapulu taşınmazın harici satın alma ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarih ve 211 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 09.07.2021 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 15/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, iddia, savunma ve tüm dosya içeriğine göre, davaya konu 8191 ada 13 parsel sayılı taşınmaz 01.06.2005 tarihinde ... Müdürlüğünde düzenlenen resmi satış sözleşmesiyle davalıya 10.500,00 TL.bedelle temlik edilmiş ve böylece taşınmazın mülkiyeti davalıya geçmiştir. Davacının dayandığı 05.03.1993 tarihli sözleşmede davalı taraf olmadığı gibi anılan harici satış sözleşmesine mülkiyetin nakli bakımından değer verme olanağının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş , kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesinin 01.12.2020 tarih ve 2019/427 Esas, 2020/396 Karar sayılı kararı ile özetle; "...Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporları, tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile davacıya satıldığı ancak tapulu taşınmazın harici satışının TMK 706 ve TBK 213.maddelerince geçersiz olduğu, TMK 713/2 maddesi yönünden taşınmazın tapu kaydının devredilmesi için yasal koşulların oluşmadığı, davacının iddiasına zilyetlik süresinin 1995 yılında başladığı ve Anayasa Mahkemesinin 17/03/2011 tarihli TMK 713/2 maddesindeki "Ölmüş" sözcüğünün iptal edildiği tarihe kadar 20 yıllık sürenin de dolmadığı anlaşıldığından yasal şartları bulunmayan tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; harici satış sözleşmesi ve kazandırıcı zilyetliğe dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir. Tapulu bir taşınmazın mülkiyetinin devrini öngören her türlü sözleşmelerin resmi şekilde yapılması geçerlilik koşuludur (743 Sayılı Kanunun 634. ; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu m. 706; Borçlar Kanunu m. 213; Tapu Kanunu m. 26; 1512 sayılı Noterlik Kanunu m. 60). Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak Kanunun öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davası kural olarak kabul edilemez. Yasa hükümlerinin öngördüğü biçimde yapılmayan sözleşmeler hukuken geçersizdir; burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlilik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle doğrudan göz önünde tutulur. Ancak davacı yanın harici sözleşme yanında taşınmazın zilyetliğini fasılasız nizasız elinde bulundurduğu iddiası da yer almaktadır....