Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 30/04/2015 tarih 2014/265 Esas 2015/295 Karar sayılı kararı ile tapu kaydının iptaline, taşınmazların Kars Organize Sanayi Müdürlüğü adına tesciline karar verildiği, taşınmaz üzerinde Kars Vergi Dairesi lehine 18/11/2011 ve 23/11/2011 tarihlerinde konulan iki haciz olduğu anlaşılmaktadır. Davacının talebi, taşınmazlar üzerindeki bu haciz şerhlerinin kaldırılmasıdır. Davalı vekili davanın reddini savunmuştur. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nin 20/04/2021 tarih 2019/615 Esas 2021/615 Karar sayılı kararında "(...) Mahkemece taraf teşkilinin sağlandığı ancak; yukarıda izah edildiği üzere davacının tapu iptal tescil davasından önceki tarihte yapılan hacizlerin kaldırılması doğru olmamıştır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulaması da bu doğrultuda olup, ihtiyati tedbir şerhinin tapuya işlenmesinden sonra konulan şerhler sebebiyle sonradan konulan şerhlerin bağlayıcı olmayacağı yolundadır..." şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1009 uncu maddesi uyarınca; "...şerhedilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir. Bunlar şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir." 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 1023 üncü maddesi uyarınca; "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.” Yolsuz tescil, gerçek hukuki sebebe dayanmayan tescildir. Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1009 uncu maddesi uyarınca; "...şerhedilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir. Bunlar şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir." 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 üncü maddesi uyarınca; "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.” 3. Değerlendirme 1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.07.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ve davalı ... Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir....
Dava konusu taşınmaz tapu kaydındaki “kesinleşmemiş ihale” şerhi icra takibi sonucu İcra Müdürünün haciz işlemi uygulaması suretiyle kayıtlara işlenmiştir. Gerçekten haciz kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve hacze ... bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürünün el koyması işlemidir. İcra ve İflas Kanununun 91.maddesi hükmünce gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve haczedilen eşya arasında ilişki kurulur ve malikin tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010.maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Ne var ki somut uyuşmazlıkta dava konusu taşınmazlar üzerinde İcra Müdürlüğünün haciz işleminin etkisi sona ermiş başka bir ifade ile kayıtlardaki haciz şerhi kaldırılmıştır. Uyuşmazlıkta talep edilen haciz şerhinden sonra kayıtlara işlenen “kesinleşmemiş ihale” şerhinin terkinidir....
Orat'a ait olduğu, orman sınırları içinde kaldığı hususunda tapu kaydına şerh verilmiş olan taşınmaz yörede kesinleşmiş orman kadastrosu çalışmasında kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiası ile tapu kaydınin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ve davalıların meni müdahale ile üzerindeki şerhlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne cekişmeli taşınmazın (A) harifli 2672 m2'lik bölümünün tapu kaydının iptaline, bu bölümün orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, davalıların meni müdahalesine karar verilmiştir.Hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptali tescil, meni müdahale ve tapu kaydındaki şerhlerin kaldırılmasına ilişkindir. Yörede 05.03.1999'da ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır....
Ancak; çekişmeli parsellerin kesinleşen 2/B madde uygulaması sınırları içinde kalan kesimlerinin tapu kaydındaki beyanlar hanesinde bu yerlerin 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu yolunda şerh verilmesi ve gerçek kişinin de tapu kaydındaki şerhin iptali yönünde davası bulunduğu gözetilerek, orman sınırları dışında kalan kısımlar bu yöndeki şerhin iptaline karar verilmesi gerekirken, kararın açıklanan nedenle eksik bırakılması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
Arasındaki 12/06/2008 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 17/06/2008 tarihinde Muğla İli, Bodrum İlçesi, Türkbükü Mahallesi, 231 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına şerh edildiği, bu sözleşmeye dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/194 Esas 2015/25 Karar sayılı ilamı ile kabulüne karar verildiği, kararın 07/05/2015 tarihinde kesinleştiği, anılan taşınmazdaki 1/3 hisseye 04/03/2009 tarihinde haciz konulduğu, haciz tarihi itibariyle haciz konulan hissenin takip borçlusu adına tapuya kayıtlı olduğu, davacı adına tescil işleminin 5 yıllık yasal süre içinde tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, tapuya şerh edilmiş dahi olsa, gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan bu şahsi hakkın, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceğinin kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.01.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki tedbir şerhinin terkini istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Hazinenin maliki olduğu 1271 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki İcra Müdürlüğünün 21.08.1970 tarihli yazısı üzerine konulan “gayrimenkulün satışının durdurulmasına” dair tedbir şerhinin kaldırılması istemiyle açılmıştır. Dava reddedilmiş, hüküm davacı Hazine’nin temyizi üzerine Dairemizin 27.09.2007 tarihli ilamı ile ve ilamda yazılı nedenlerle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyulmuş, davanın reddine karar verilmiştir....
Ancak; Her iki taşınmazın tapu kayıtlarındaki haciz şerhlerinin ve 202 parselin tapu kaydındaki ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinde (şerhinin) kelimesinden sonra (ve haciz şerhinin) kelimelerinin yazılmasına, 2) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ayrı bir bent olarak (... Köyü 202 parselin tapu kaydındaki ipotek şerhinin ve haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....