Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Tapu kaydındaki haciz şerhinin bedele yansıtılmasına karar verilmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının sonuna ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz ve karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak; Tapu kaydındaki davacı ... hissesindeki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki davacı ... hissesindeki haciz şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dolayısıyla taşınmaza konulan haciz şerhleri, tapu siciline şerh edildiği bu tarihler itibarıyla üçüncü kişiler tarafından bilinebilir hâle gelmiştir. Başvurucuya bu taşınmazın satışı ise 26/5/1998 tarihli sözleşme ile vadedilmiştir. Bu sözleşme ancak 6/4/1999 tarihinde tapuya şerh edilebilmiştir. Buna göre satış vaadi sözleşmesi ile bu sözleşmenin tapuya şerh edildiği tarihlerin haciz şerhlerinin tarihlerinden daha sonra olduğu açıktır. Bu durumda öngörülebilir, erişilebilir ve belirli nitelikteki 4721 sayılı Kanun'un 1020. maddesi hükmündeki "tapu sicilinin açıklığı ilkesi" de dikkate alındığında başvurucunun tapu sicilindeki haciz şerhlerini bilebilecek durumda olduğu kuşkusuzdur. Başvurucu bunun aksini gösterir herhangi bir olgu da gösterememiştir. Dolayısıyla başvurucu, tapu sicilindeki haciz şerhlerine rağmen satış vaadi sözleşmesinin tarafı olduğundan dolayı sonradan bu haciz şerhlerine dayalı olarak taşınmazın satılmasını öngörebilecek durumdadır....

      Konuya ilişkin tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceğini hükme bağlayan TMK’nun 1010. maddenin son fıkrası uyarınca haciz şerhi verilmekle, taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir. Somut olayda, taşınmazların haczi için icra müdürlüğünce 05.01.2010 tarihli haciz müzekkeresi yazıldığı, tapu sicil müdürlüğü tarafından 249 yevmiye ile 15.01.2010 tarihinde haciz şerhinin verildiği, alacaklı tarafından 13.01.2012 tarihinde satış talebinde bulunulduğu ve satış avansının 13.01.2012 tarihli makbuzla yatırıldığı görülmektedir. Bu durumda, 05.01.2010 olan haciz tarihinden itibaren 2 yıl olan satış isteme süresi geçmiş olduğundan taşınmazlar üzerindeki hacizler düşmüş bulunmaktadır....

        Tapuda devrin yapılması için ..., ...’e 19.09.1996 tarihli vekaletname vermiş ise de, tapu kaydında “Projeye uygun bina yapılmadıkça satılamaz” şeklinde şerh bulunması nedeniyle devir gerçekleşmemiş ve anılan şerh 19.10.2004 tarihinde terkin edilmiştir. Tüm bu işlemlerden sonra ...’den, davalı ... tapu kaydındaki satış vaadi sözleşmesi şerhinin kaldırılması ve satış yetkisini içerir 08.10.2007 tarihli vekaletname almış ve 10.10.2007 tarihinde tapu kaydındaki satış vaadi sözleşmesi şerhini terkin ettirerek aynı gün dava konusu taşınmazı davalı annesi ...’a vekaleten devretmiştir. Açıkça görüldüğü gibi, davalı ... tapu kaydındaki 24.02.1988 tarihli satış vaadi sözleşmesi şerhi nedeniyle taşınmazın üçüncü kişiye satışının vaad edildiğini bilmektedir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/07/2021 NUMARASI : 2021/41 ESAS 2021/265 KARAR DAVA KONUSU : Tapu Kaydındaki Şerhin Terkini KARAR : Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, Serik ilçesi, Pınarcık Mahallesi’nde kain 114 ada 10 sayılı parselde müvekkilinin tapu hissedarı olduğunu, söz konusu parselin tapu kaydına davalı idarenin talebi neticesinde 05/03/2019 tarihinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 31/b maddesi gereği şerh konulduğunu, şerh nedeniyle taşınmazın 3. kişilere devri ve satışının yapılamadığını, müvekkilinin taşınmaz üzerinde herhangi bir tasarrufi işlem gerçekleştiremediğini, dava konusu taşınmaz üzerinden geçen enerji nakil hattı nedeniyle davalı kuruma karşı Serik 2....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/404 Esas sayılı dosyası ile Ahmet Eskil ve Cengiz Eskil üzerinde bulunan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına miras hisseleri oranında tapuya tesciline karar verildiğini, davacı müvekkillerinin iş bu kararı tapuda infaz ettirmesine rağmen davalı tarafça dava dışı üçüncü kişiler üzerine konulan bir kısım hacizlerin tapu kaydında kaldığını, dava konusu taşınmazların şu an tekrar davacı taraf üzerine geçmesine rağmen dava dışı üçüncü kişiye tapunun geçtiği kısa zaman dilimi içinde davalı tarafça bu haciz işleminin bilerek uygulandığını, mülkiyet hakkıyla ilgili olması nedeniyle icra müdürlüğünün bu hacizleri kaldıramadığını, dava konusu taşınmaza ihtiyati tedbir şerhinin konulmasına rağmen bu tarihten sonra ve davalı taraf bunu bilerek haciz işlemini uyguladığını, vekaletin kötüye kullanılması sebebi ile açılan tapu iptal ve tescil davalarının geçmişe etkili sonuç doğurmaları nedeniyle mülkiyet intikalinin gerçekte üçüncü kişilere hiç geçmediğini,...

          Hükmün kesinleşmesinden sonra, davacı Hazine vekili 21.03.2019 tarihli dilekçesiyle; dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz şerhleri nedeniyle tescil işlemi yapılamadığını ileri sürerek, tapu kaydındaki haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 16.04.2019 tarihli ek kararıyla, dava dilekçesinde davaya konu taşınmazın tapu kaydında bulunan şerhlerin terkinine ilişkin bir talep bulunulmadığı gibi, söz konusu şerhlerin kaldırılması talebinin ayrı bir dava konusu edilebileceği, esasa ilişkin olarak verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği ve kararın taşınmazın orman vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline ilişkin olduğu, hükmün talep edildiği şekilde tashih ve tavzihinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, tapu kaydındaki şerhlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir....

            Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut ipoteğin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılması ve dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut şerh ile birlikte idare adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin sonunda yer alan “tespitine” sözcüğünden sonra gelmek üzere "tapu kaydındaki ipotek şerhinin bedele yansıtılmasına" ibaresinin eklenmesi ve yine gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin birinci cümlesinde yer alan “idare adına” sözcüğünden sonra gelmek üzere “tapu kaydındaki şerhleri ile birlikte“ ibaresinin eklenmesi suretiyle kararın düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi veya sona ermesi halinde ya da haciz şerhinin usulsüz kaydı 2010/8192 - 9535 hallerinde ilgilisinin terkine olur vermemesi durumunda taşınmaz maliki, şerhin terkinini dava edebilir. Davanın da şerh nedeniyle hak sahibi olan kişilere karşı yöneltilmesi gereklidir. Somut olayda; dava konusu taşınmaz tapu kaydına 25.03.2008 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğine dair şerh düşülmüş, 26.12.2008 tarihli ihalede de taşınmaz davacıya satılmıştır. Satış tarihinden sonra taşınmaz üzerine önceki malikin borçlarından dolayı hacizler konulmuştur. Şimdi davacı haciz şerhlerinin terkinini tapu sicil müdürlüğünü hasım göstererek açtığı davada talep etmektedir. Yukarıda da değinildiği gibi şerhin dayanağının kalkması ya da usulsüz kaydı halinde ilgilisinin olur vermesi, bu olur sağlanamazsa ilgili hak sahiplerinin hasım gösterilerek açılacak davada terkinin istenmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu