"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.08.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki şerhin terkini istemine ilişkindir. Davacı vekili, 2942 sayılı Kanun'un 19. maddesinde yapılan değişiklikle 113 ada 3 parsel ve 115 ada 5 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesinde bulunan zilyetlik şerhinin hukuki sebebinin kalmadığını belirterek taşınmazların tapu kayıtlarında davalı ... lehine bulunan zilyetlik şerhinin terkinine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.2.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki haciz şerhinin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.10.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ..., ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle dava konusu taşınmazların 28.9.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanılarak açılan cebri tescil davası sonucu hükmen davacı adına tescil edilmesine ve bu hükmün derecattan geçerek 31.5.2002 tarihinde kesinleşmesine, davalı ... Denetleme ve Düzenleme Kurulu ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (......
Davaya konu ve satışına karar verilen ... ada ... nolu parselin tapu kaydında toplulaştırmaya tabi olduğuna ilişkin şerh bulunmaktadır. Taşınmazın tapu kaydındaki bu şerh üzerinde durularak gerektiğinde 3083 Sayılı Kanunun 13. maddesine göre uygulamanın halen devam edip etmediğinin ilgili Tarım Müdürlüğünden sorularak alınacak cevaba göre bir karar verilmesi gerekir. Önceki bozma ilamında bu hususa değinildiği halde mahkemece gerekli araştırma yapılmadan karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan; davaya konu ... ada ... nolu parsel tapuda “... oğlu ...” adına kayıtlı olup bu kişi ile tarafların miras bırakanı “... oğlu ...” arasında irtibat kurulamamıştır. Tapu kaydındaki bu durumun düzeltilmesi mümkün maddi hatadan ileri gelip gelmediği üzerinde durularak gerektiğinde ilgisine tapuda isim tashihi davası açmak üzere süre verilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazıl şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....
Hükmü, davalı tapu müdürlüğü vekili temyiz etmiştir. Dava, şerhin terkini isteğine ilişkindir. Tapu kaydındaki şerhin kaldırılmasına ilişkin davalarda husumetin kural olarak şerh lehtarına yöneltilmesi, şerh lehtarı belirlenemediği takdirde kayyım tayin edilerek davanın kayyım huzuruyla görülmesi gerekir. Dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre dava konusu taşınmaz üzerine ... yararına 16.10.2001 günlü 10562 yevmiye no'lu şerh konulduğu anlaşıldığından davada husumet şerh lehtarı ...'a yöneltilmelidir. Bu nedenle mahkemece şerh lehtarı olmayan tapu müdürlüğü hakkında açılan davanın husumet yönünden reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı idare lehine BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Tüketici Mahkemesi'nin 11.02.2015 tarih 2014/1720 sayılı yazısı ile tapu kaydına "Kesinleşmemiş mahkeme kararı vardır" şerhi yazılmıştır. Bu durumda, tapu kaydına şerh konulmasından önce tesis edilen ipotek ve haciz şerhlerinin kaldırılması olanağı bulunmadığı; ancak, 18.02.2015 tarihinden sonra tapu kaydına yazılan şerhlerin lehdarlarının, TMK'nun 1023 maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları açıktır. Mahkemece bütün bu hususlar değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle kararının bozulmasına karar vermiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda “Davanın kısmen kabulü ile, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 41481 ada, 1 parsel, B/Zemin/4 No'lu bağımsız bölümün tapu kaydında yer alan, davalılardan ...'ın takip alacaklısı olduğu ... 1.İcra Müdürlüğünün 2015/2891 Esas sayılı dosyasında 19.03.2015 tarihinde konulan haciz şerhinin, ...'...
İşte taşınmazlardaki kişisel hakların tapu kütüğüne şerhi, hak sahiplerine kendileri için doyurucu olmayan üstelik gerçekleşmesi borçlunun ödeme gücüne bağlı, bu nedenle de kuşkulu olan yalnız tazminat gideri istemiyle yetinmek zorunda kalmaktan kurtarmakta, bu hakların taşınmaza edinen üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesine olanak sağlamaktadır. Ancak, bu açıklamalardan her türlü kişisel hakkın tapu kaydına şerh edilebileceği anlamı çıkartılmamalıdır. Yasalarda şerh edilebilecek kişisel haklar sınırlı sayıda gösterilmiş, kira sözleşmesinden kaynaklanan ve kişisel hak niteliğinde olan kiracılık hakkı da tapuya şerh edilebilecek haklardan olup gerek Borçlar Kanunu da gerekse ... Medeni Kanununun da düzenleme yeri bulmuştur. Borçlar Kanununun 255. ve bunun paralelinde olan 277. maddesi gereğince bir taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir....
Dava, haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir. Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan İcra Müdürlüğünün el koyması işlemidir. İ.İ.K.m.91 hükmünce gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanunu m.1010 anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hakimiyet hakkı kurmasını sağlamaz ise de, tasarruf yetkisinin dar manada kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 1010. maddesi uyarınca haciz şerhi tapuya yazıldıktan sonra lehtarının talebi ile terkin edilebilir....
B.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı haczinin davacının açtığı tapu iptal ve tescil davasında tapuya işlenen tedbir şerhinden önce olduğu, bu tarihte tapuda haciz ve ipotek şerhlerinden başkaca bir şerh bulunmadığı, tanık anlatımları soyut beyanlar olup, haciz lehtarı davalının iyiniyetli olmadığına dair beyanlar içermediği kaldı ki davalının dava dışı yüklenicinin ekonomik durumunu bilmesinin onun iyiniyetli olmadığını göstermediği, davalının alacağının muvazaalı olduğu ya da iyiniyetli şerh lehdarı olmadığına dair dosyaya davacı tarafça somut bir delil sunulamadığı belirtilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Tapu kaydının beyanlar hanesinde davalılar ..., Deniz Finansal Kiralama ve Tarım Reformu Genel Müdürlüğü lehine şerh vardır. Davacı ... İdaresi, çekişmeli taşınmazın bir kısmının orman sayılan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak, tapu kaydının iptali ile taşınmazın adına tescili ve tapu kaydındaki şerhlerin terkini istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 01.12.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3075,89 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi vekili tarafından tapu kaydındaki şerhlerin terkinine yönelik olarak ve davalı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Hal böyle olunca da feri müdahil olan katılanların temyiz istemlerinin reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyizine gelince; Davacı tapu malikini hasım göstererek, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği ile birlikte taşınmazlar kaydındaki haciz şerhlerinin terkinini de istemiştir. Böylece, birden fazla usulü talebini aynı dava dilekçesinde ileri sürülmüş, mahkemece de her iki istemi de inceleyerek hüküm altına almıştır. Ancak, haciz şerhlerinin terkini istemi açısından usulünce açılmış davanın bulunmadığı gözetilmemiştir. Şöyle ki; Haciz şerhini terkini davalarında verilecek karar şerh lehtarlarının hukuki durumu etkileneceğinden davanın onlara yöneltilmesi gerekir. Davacı, sadece tapu malikini hasım gösterdiğine göre, şerhin terkini isteminin pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken usulüne uygun dava varmışçasına inceleme yapılarak hüküm kurulmuştur....