Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İşte taşınmazlardaki kişisel hakların tapu kütüğüne şerhi, hak sahiplerine kendileri için doyurucu olmayan üstelik gerçekleşmesi borçlunun ödeme gücüne bağlı, bu nedenle de kuşkulu olan yalnız tazminat gideri istemiyle yetinmek zorunda kalmaktan kurtarmakta, bu hakların taşınmaza edinen üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesine olanak sağlamaktadır. Ancak, bu açıklamalardan her türlü kişisel hakkın tapu kaydına şerh edilebileceği anlamı çıkartılmamalıdır. Yasalarda şerh edilebilecek kişisel haklar sınırlı sayıda gösterilmiş, kira sözleşmesinden kaynaklanan ve kişisel hak niteliğinde olan kiracılık hakkı da tapuya şerh edilebilecek haklardan olup gerek Borçlar Kanunu da gerekse ... Medeni Kanununun da düzenleme yeri bulmuştur. Borçlar Kanununun 255. ve bunun paralelinde olan 277. maddesi gereğince bir taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir....

    Tapu kaydının beyanlar hanesinde davalılar ..., Deniz Finansal Kiralama ve Tarım Reformu Genel Müdürlüğü lehine şerh vardır. Davacı ... İdaresi, çekişmeli taşınmazın bir kısmının orman sayılan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak, tapu kaydının iptali ile taşınmazın adına tescili ve tapu kaydındaki şerhlerin terkini istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 01.12.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3075,89 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi vekili tarafından tapu kaydındaki şerhlerin terkinine yönelik olarak ve davalı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

      Tüketici Mahkemesi'nin 11.02.2015 tarih 2014/1720 sayılı yazısı ile tapu kaydına "Kesinleşmemiş mahkeme kararı vardır" şerhi yazılmıştır. Bu durumda, tapu kaydına şerh konulmasından önce tesis edilen ipotek ve haciz şerhlerinin kaldırılması olanağı bulunmadığı; ancak, 18.02.2015 tarihinden sonra tapu kaydına yazılan şerhlerin lehdarlarının, TMK'nun 1023 maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları açıktır. Mahkemece bütün bu hususlar değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle kararının bozulmasına karar vermiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda “Davanın kısmen kabulü ile, ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 41481 ada, 1 parsel, B/Zemin/4 No'lu bağımsız bölümün tapu kaydında yer alan, davalılardan ...'ın takip alacaklısı olduğu ... 1.İcra Müdürlüğünün 2015/2891 Esas sayılı dosyasında 19.03.2015 tarihinde konulan haciz şerhinin, ...'...

        Dava, haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir. Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan İcra Müdürlüğünün el koyması işlemidir. İ.İ.K.m.91 hükmünce gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanunu m.1010 anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hakimiyet hakkı kurmasını sağlamaz ise de, tasarruf yetkisinin dar manada kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 1010. maddesi uyarınca haciz şerhi tapuya yazıldıktan sonra lehtarının talebi ile terkin edilebilir....

          B.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı haczinin davacının açtığı tapu iptal ve tescil davasında tapuya işlenen tedbir şerhinden önce olduğu, bu tarihte tapuda haciz ve ipotek şerhlerinden başkaca bir şerh bulunmadığı, tanık anlatımları soyut beyanlar olup, haciz lehtarı davalının iyiniyetli olmadığına dair beyanlar içermediği kaldı ki davalının dava dışı yüklenicinin ekonomik durumunu bilmesinin onun iyiniyetli olmadığını göstermediği, davalının alacağının muvazaalı olduğu ya da iyiniyetli şerh lehdarı olmadığına dair dosyaya davacı tarafça somut bir delil sunulamadığı belirtilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

            Maddesi ve Medeni Kanun hükümleri gereğince 5 yıllık süre içerisinde tapu iptal davası açılması sebebi ile her iki taşınmazdaki haciz şerhlerinin kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1009. maddesine göre, Arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerhedilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir. 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddesine göre de, Noterlik Kanunu'nun 44. maddesinin (B) bendi mucibince noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri de, taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilebilir ve şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse, işbu şerh tapu sicil müdürü veya tapu sicil görevlileri tarafından re'sen terkin olunur....

            Hal böyle olunca da feri müdahil olan katılanların temyiz istemlerinin reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyizine gelince; Davacı tapu malikini hasım göstererek, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği ile birlikte taşınmazlar kaydındaki haciz şerhlerinin terkinini de istemiştir. Böylece, birden fazla usulü talebini aynı dava dilekçesinde ileri sürülmüş, mahkemece de her iki istemi de inceleyerek hüküm altına almıştır. Ancak, haciz şerhlerinin terkini istemi açısından usulünce açılmış davanın bulunmadığı gözetilmemiştir. Şöyle ki; Haciz şerhini terkini davalarında verilecek karar şerh lehtarlarının hukuki durumu etkileneceğinden davanın onlara yöneltilmesi gerekir. Davacı, sadece tapu malikini hasım gösterdiğine göre, şerhin terkini isteminin pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken usulüne uygun dava varmışçasına inceleme yapılarak hüküm kurulmuştur....

              T5 Kooperatifi olup, davalının bu borçlarla ve tapu kaydındaki şerhlerle hiçbir ilgisi olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davalı T7 Kooperatifi vekili, cevap dilekçesinde özetle; TMK 1010 maddesi gereğince; davacı vekilinin tapu kaydındaki şerhlerin terkininin talebine karşılık, taşınmaz üzerindeki kısıtlamaların yeni hak sahibine karşı da ileri sürülebileceğini ve 3. kişinin devir almış olduğu taşınmazı tapu kaydındaki hacizler ve hukuki vecibeleri ile devralacağını, TMK 1010/son cümlesinde yer alan, tasarruf yetkisi kısıtlamaları, şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir, hükmüne dayanarak davacının haciz şerhlerinin terkini iddiasının hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır....

              Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Dava, tapu kaydındaki şerhin terkini isteğine ilişkindir. Şerhten amaç, ilişkin bulunduğu hukuki durumu üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale getirmek, hukuki duruma aleniyet kazandırmaktır. Bu yönü ile şerh ayni bir etki özelliğini gösterir. Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edileceğini kanun belirlemiştir. Dolaysıyla kanunun belirlemediği bir hak tapu kütüğüne şerh edilemez. Şerhin terkini davalarında kural olarak husumet yararına şerh konulan gerçek veya tüzel kişiye karşı yöneltilir. Tapu müdürlükleri TMK’nın 997 ve devamı maddeleri gereğince tapu sicilinin tutulması ve bu sicillerin yasalara uygun biçimde oluşması ile görevli ve sorumludurlar....

                DELİLLER : Tapu kaydı, Mahkeme kararı, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava tapu kaydındaki haciz şerhlerinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı SGK vekili yerel mahkemenin 03/11/2020 tarihli davalı tarafın ihtiyati tedbire itirazının reddine ilişkin ara kararını süresinde istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir....

                UYAP Entegrasyonu