Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki " üzerindeki inşaat hakkının 1/2 hissesi ... oğlu ... aittir" şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Tapu müdürlükleri, Türk Medeni Kanununun 997 ve devamı maddeleri uyarınca tapu sicilinin tutulması ve bu sicillerinin yasalara uygun oluşması konularında görevli ve sorumludur. Şerhin terkinine ilişkin davaların şerh lehtarına husumet yöneltilerek açılması gerekmekte olup şerh lehtarının yapılan tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi halinde tapu sicilinin doğru tutulmasından sorumlu tapu müdürlüğüne husumet yöneltilmelidir. Somut olaya gelince; davaya konu taşınmazın üzerinde bulunan şerhin lehtarı olan ... oğlu ... ... ....

    Tüketici Mahkemesinin 2014/1021 Esas 2016/1403 Karar sayılı kesinleşen kararı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, söz konusu dosyada dava konusu taşınmaza 12/02/2015 tarihli ara karar ile davalıdır şerhi konulmasına karar verildiği ve bunun 10/03/2015 tarih 4677 yevmiye numarası ile tapu kaydına işlendiği, taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde kaldırılması istenilen haciz şerhinin davalıdır şerhinden sonra konulduğu, dava konusu taşınmazın tapu kaydına 10/03/2015 tarihinde işlenen davalıdır şerhi konulması kararı bu tarihten sonra 3.kişiler için alenilik oluşturacağından bu tarihten sonraki haciz şerhleri haciz alacaklıları için TMK'nun 1020.maddesindeki tapu sicilinin açıklığı prensibi gereğince hüküm ifade etmeyeceğinden bu tarihten sonra tapu kaydına düşülen haciz şerhinin kaldırılması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulüne..." gerekçesiyle karar verilmiştir....

    , işbu şerh tapu sicil müdürü veya tapu sicil görevlileri tarafından re'sen terkin olunur....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tapu kaydındaki şerhin terkini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Tapu kütüğüne esas itibarıyla mülkiyetin veya sınırlı ayni hakların iktisabına veya bunların kaybedilmelerine ilişkin tesciller yazılır. Geniş anlamda tescil ise kütüğe yazılan her husustur. Nitekim kütük sahifesinde mülkiyet, rehin ve irtifak hakları sütunları dışında bir de “şerh” ve “beyanlar” adı altında iki sütun daha vardır. Ancak bir hususun şerh veya beyanlar sütununa yazılması taşınmazın ayni hakka ilişkin statüsünde bir değişiklik meydana getirmez. Şerhten amaç; ilişkin bulunduğu hukuki durumu üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale getirmek, hukuki duruma aleniyet kazandırmaktır. Bu yönü ile şerh ayni bir etki özelliğini gösterir. Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edileceğini kanun belirlemiştir. Dolayısıyla kanunun belirlemediği bir hak tapu kütüğüne şerh edilemez....

      Davalı Hazine vekili, dava konusu şerhin satış sırasında da mevcut olduğunu, davacının bilerek satın aldığını, davanın şerh lehtarına karşı açılması gerektiğini, Hazineye husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir. Şerhin terkinine ilişkin davalarda şerh lehtarının davada davalı olarak yer alması zorunludur. Somut uyuşmazlıkta, şerh lehtarı ... oğlu ... 'tır. Dava konusu taşınmaza ilişkin ... Valiliği Milli Emlak Daire Başkanlığınının işlem dosyasında şerh lehtarının mirasçısı sıfatıyla ... 07.03.1996 tarihli dilekçeyle satın alma başvurusunda bulunduğu, Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/136 Esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil, 2012/650 Esas sayılı dosyası ile zilyetliğin tespiti ve korunması istemiyle dava açtığı görülmüştür....

        İcra Müdürlüğünün eski esas 2014/2460 (yeni esas 2017/11289) esas sayılı dosyasında 16/04/2014 tarih 2014/2460 sayılı haciz yazısı ile konulan, Alacaklısı davalı T6 olan Antalya 8. İcra Müdürlüğünün 2012/10506 esas sayılı dosyasında 26/12/2014 tarih 2012/10506 sayılı yazısı ile konulan ve Alacaklısı davalı Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı olan Kalekapısı Vergi Dairesi Müdürlüğünün 08.05.2015 tarih 10129 sayılı haciz yazısı ile konulan haciz şerhlerinin tapu kaydından kaldırılmasına karar verilmiştir....

        Davacı, dava dilekçesinde tapu kaydı üzerinde mevcut haciz ve ipoteklerin de kaldırılmasını talep etmiştir. Tapu kütüğüne esas itibarıyla mülkiyetin veya sınırlı ayni hakların iktisabına veya bunların kaybedilmelerine ilişkin tesciller yazılır. Geniş anlamda tescil ise kütüğe yazılan her husustur. Nitekim kütük sahifesinde mülkiyet, rehin ve irtifak hakları sütunları dışında bir de "şerh" ve "beyanlar" adı altında iki sütun daha vardır. Ancak bir hususun şerh veya beyanlar sütununa yazılması taşınmazın ayni hakka ilişkin statüsünde bir değişiklik meydana getirmez. Şerhten amaç; ilişkin bulunduğu hukuki durumu üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale getirmek, hukuki duruma aleniyet kazandırmaktır. Bu yönü ile şerh ayni bir etki özelliğini gösterir. Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edileceğini kanun belirlemiştir. Dolaysıyla kanunun belirlemediği bir hak tapu kütüğüne şerh edilemez....

          Şöyle ki; 1)Tapu kaydındaki haciz şerhinin bedele yansıtılmasına karar verilmemesi, 2)Davalı harçtan muaf olduğundan davacı tarafından yatırılan peşin ve ıslah harcının talep halinde iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken harçların karar kesinleştikten sonra talep halinde iadesine karar verilmesi, Doğru değil ise de, bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/272 Esas, 2021/235 Karar sayılı gerekçeli kararının; a)Hüküm fıkrasına ayrı bir bent eklenerek (Tapu kaydındaki haciz şerhinin bedele yansıtılmasına) ibaresinin yazılmasına, b)Harçla ilgili 5 inci bendinde yazılı (karar kesinleştiğinde) kelimelerinin çıkarılmasına, Hükmün böylece HMK'nın 370/2 nci maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK'nın 373/1 inci maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3....

            İzah edildiği üzere, her ne kadar davalı tarafından haciz konulduğu tarihte tapu kaydı üzerinde herhangi bir şerh bulunmuyor ise de icra müdürlüğünün yazısına rağmen tapu müdürlüğü tarafından yazı gözden kaçırılmak suretiyle sehven haciz şerhi işlendiği tapu müdürlüğünün, icra dairesi müdürlüğüne yazdığı cevabi yazıdan sabit olmakla davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu ve mülkiyet hakkının korunması gerektiği kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile davaya konu haciz şerhinin terkinine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davalının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Dairenin 22.10.2020 tarihli ve 2018/4749 E -2020/5327 K sayılı kararı ile "...davanın kabulü ile tapu kaydı iptal edilerek davacı adına tescile karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Ne var ki; taşınmazda lehine haciz konulan lehtarın davada taraf olmadığı, Mahkemece oluşturulan tüm takyidat ve şerhlerin de iptali ve kaldırılması suretiyle davanın kabulüne karar verildiği açıktır. Bilindiği üzere, tapu kaydındaki şerhin terkin edilmesi istekli davada pasif davalı sıfatı şerh lehdarına aittir. Bu nedenle tapudaki şerh lehdarı davada yer almadan talep doğrultusunda haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, davacıya süre verilerek haciz lehtarı hakkında da dava açması ve eldeki dava ile birleştirilmesi ve haciz şerhinin kaldırılıp kaldırılmayacağının değerlendirilmesi, dava açılmaması halinde sadece iptal tescile karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur. B....

              UYAP Entegrasyonu