Davalı Hazine vekili, dava konusu şerhin satış sırasında da mevcut olduğunu, davacının bilerek satın aldığını, davanın şerh lehtarına karşı açılması gerektiğini, Hazineye husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir. Şerhin terkinine ilişkin davalarda şerh lehtarının davada davalı olarak yer alması zorunludur. Somut uyuşmazlıkta, şerh lehtarı ... oğlu ... 'tır. Dava konusu taşınmaza ilişkin ... Valiliği Milli Emlak Daire Başkanlığınının işlem dosyasında şerh lehtarının mirasçısı sıfatıyla ... 07.03.1996 tarihli dilekçeyle satın alma başvurusunda bulunduğu, Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/136 Esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil, 2012/650 Esas sayılı dosyası ile zilyetliğin tespiti ve korunması istemiyle dava açtığı görülmüştür....
Dairenin 22.10.2020 tarihli ve 2018/4749 E -2020/5327 K sayılı kararı ile "...davanın kabulü ile tapu kaydı iptal edilerek davacı adına tescile karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Ne var ki; taşınmazda lehine haciz konulan lehtarın davada taraf olmadığı, Mahkemece oluşturulan tüm takyidat ve şerhlerin de iptali ve kaldırılması suretiyle davanın kabulüne karar verildiği açıktır. Bilindiği üzere, tapu kaydındaki şerhin terkin edilmesi istekli davada pasif davalı sıfatı şerh lehdarına aittir. Bu nedenle tapudaki şerh lehdarı davada yer almadan talep doğrultusunda haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, davacıya süre verilerek haciz lehtarı hakkında da dava açması ve eldeki dava ile birleştirilmesi ve haciz şerhinin kaldırılıp kaldırılmayacağının değerlendirilmesi, dava açılmaması halinde sadece iptal tescile karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur. B....
İzah edildiği üzere, her ne kadar davalı tarafından haciz konulduğu tarihte tapu kaydı üzerinde herhangi bir şerh bulunmuyor ise de icra müdürlüğünün yazısına rağmen tapu müdürlüğü tarafından yazı gözden kaçırılmak suretiyle sehven haciz şerhi işlendiği tapu müdürlüğünün, icra dairesi müdürlüğüne yazdığı cevabi yazıdan sabit olmakla davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu ve mülkiyet hakkının korunması gerektiği kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile davaya konu haciz şerhinin terkinine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davalının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı, dava dilekçesinde tapu kaydı üzerinde mevcut haciz ve ipoteklerin de kaldırılmasını talep etmiştir. Tapu kütüğüne esas itibarıyla mülkiyetin veya sınırlı ayni hakların iktisabına veya bunların kaybedilmelerine ilişkin tesciller yazılır. Geniş anlamda tescil ise kütüğe yazılan her husustur. Nitekim kütük sahifesinde mülkiyet, rehin ve irtifak hakları sütunları dışında bir de "şerh" ve "beyanlar" adı altında iki sütun daha vardır. Ancak bir hususun şerh veya beyanlar sütununa yazılması taşınmazın ayni hakka ilişkin statüsünde bir değişiklik meydana getirmez. Şerhten amaç; ilişkin bulunduğu hukuki durumu üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale getirmek, hukuki duruma aleniyet kazandırmaktır. Bu yönü ile şerh ayni bir etki özelliğini gösterir. Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edileceğini kanun belirlemiştir. Dolaysıyla kanunun belirlemediği bir hak tapu kütüğüne şerh edilemez....
Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi TMK'nın 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. Somut uyuşmazlıkta, dava dışı ..........'ya ait .... İli ..... İlçesindeki 134 ada 140-141 parsel, 3 ada 4 parsel, 285 ada 47 parsel sayılı taşınmazlarının tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini talep edilmiştir. Haciz şerhi taşınmazın tasarruf yetkisinin kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmazın aynına ilişkindir....
Davacı Yönetim taşınmazın bir kısmının, 2008 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarında tahdit sınırları içerisinde bırakıldığını ileri sürerek bu kısmın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescilini, tapu kaydındaki şerhin kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, 772 parsel sayılı taşınmazın 21/04/2015 tarifli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A1) harfiyle işaretli 2.645,11 m2, (A3) harfiyle işaretli 472,11 m2, (B2) harfiyle işaretli 793,75 m2 ve (B3) harfiyle işaretli 141,35 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davacı ... Yönetimi tarafından taşınmaz üzerindeki haciz şerhlerinin terkinine yönelik olarak temyiz edilmiştir.Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman savına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastro çalışmaları 1984 yılında yapılmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2015/22311 Esas sayılı takip dosyasından taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu, ihtiyati tedbir kararından sonra taşınmazlar kaydına konulan hacizlerin davacı yönünden hüküm ifade etmeyeceğini, açıklanan sebeplerle taşınmazların tapu kaydındaki haciz şerhinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerinde ihtiyati tedbir şerhinin bulunmasının haciz şerhi tesis etmeye yada taşınmazın cebri icra yolu ile satışına engel teşkil etmeyeceğini, davacının haciz şerhini öğrendiği tarihten sonra istihkak iddiasında bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davanın kabülüne karar vermiştir. Davalı vekili kararı istinaf etmiştir....
Bu yönü ile şerh ayni bir etki özelliğini gösterir. Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edileceğini kanun belirlemiştir. Dolaysıyla kanunun belirlemediği bir hak tapu kütüğüne şerh edilemez. TMK’nun 1009 ila 1011 ve Tapu Sicil Tüzüğü'nün 54 ila 66. maddelerinde düzenlenen şerhler, üç amaca yönelik bir tapu işlemidir. Şahsi hakların kuvvetlendirilmesini, malikin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını ve muvakkat (geçici) tescilin tapu kütüğüne yazılmasını sağlar. Tapu kütüğüne şerh edilebilecek şahsi haklara gelince; TMK’nun 1009. maddesinde arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerh edilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer hakların tapu kütüğüne şerh edilebileceği hükme bağlanmıştır....
Bu yönü ile şerh ayni bir etki özelliğini gösterir. Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edileceğini kanun belirlemiştir. Dolaysıyla kanunun belirlemediği bir hak tapu kütüğüne şerh edilemez. TMK’nun 1009 ila 1011 ve Tapu Sicil Tüzüğünün 54 ila 66. maddelerinde düzenlenen şerhler, üç amaca yönelik bir tapu işlemidir. Şahsi hakların kuvvetlendirilmesini, malikin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını ve muvakkat (geçici) tescilin tapu kütüğüne yazılmasını sağlar. Tapu kütüğüne şerh edilebilecek şahsi haklara gelince; TMK’nun 1009. maddesinde arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerh edilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer hakların tapu kütüğüne şerh edilebileceği hükme bağlanmıştır....
B.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı haczinin davacının açtığı tapu iptal ve tescil davasında tapuya işlenen tedbir şerhinden önce olduğu, bu tarihte tapuda haciz ve ipotek şerhlerinden başkaca bir şerh bulunmadığı, tanık anlatımları soyut beyanlar olup, haciz lehtarı davalının iyiniyetli olmadığına dair beyanlar içermediği kaldı ki davalının dava dışı yüklenicinin ekonomik durumunu bilmesinin onun iyiniyetli olmadığını göstermediği, davalının alacağının muvazaalı olduğu ya da iyiniyetli şerh lehdarı olmadığına dair dosyaya davacı tarafça somut bir delil sunulamadığı belirtilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....