WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü lehine daha sonradan kullanıcı şerhi oluşturulmasının nedeni Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak alınacak cevabi yazı ve yapılan işleme ilişkin her türlü belgenin onaylı birer örneğinin, 2- Çekişmeli taşınmazın tapu kaydına göre 1/2 payının 26.05.2014 tarihinde Hazine adına tescil edilmesinin ve beyanlar hanesindeki Köy Tüzel Kişiliği lehine olan kullanıcı şerhinin kaldırılmasının hangi gerekçeye dayandığının Tapu Müdürlüğünden sorularak alınacak cevabi yazı ve yapılan işleme ilişkin her türlü belgenin onaylı birer örneğinin getirtilerek dosya arasına konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    TMK'nın 194. maddesinin birinci fıkrası: “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." hükmünü içermektedir. Bu madde hükmü ile tapu kaydına aile konutu şerhi konulmuş olmasa dahi eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, konutun aile konutu vasfı taşıması nedeniyle getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, emredici niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da bu vasıf ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir....

      Mıntıka Karahayit Kızılseki Mevkiinde bulunan 1 pafta, 487 parsel no.lu taşınmazın bu şekilde kiralandığını ve tapu kaydına kira şerhinin düşüldüğünü, Finansal Kiralama Kanununun 20. maddesi uyarınca finansal kiralamaya konu edilen taşınmazın haczedilemeyeceğini, buna rağmen diğer davalı ... Hisar Veraset Vergi Dairesi tarafından 15.04.2008 tarih ve 8469 sayı ve 16.07.2008 tarih ve 15267 sayılı yazıları ile taşınmazın tapu kaydı üzerine haciz şerhi konulduğunu, bu şerhin kaldırılması gerektiğini belirterek, Finansal Kiralama Kanunu madde 20 gereğince ve İİK. madde 82/1 uyarınca haczin kaldırılmasını dava ve talep etmiştir....

        DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı ..., davalı ... ile evli olduklarını, aile konutu olarak kullanılan taşınmazın eşi olan davalı ... tarafından, rızası dışında diğer davalı Gülfısiyah'a satıldığını belirterek Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince tapu kaydının iptali ile yeniden eşi adına tescili ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması istemiyle dava açmış, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile "..., Karesi, 2. Kayabey Mahallesi, 3168 ada, 3 parselde" tapuya kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile, davalı ... adına tesciline ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiş, verilen karara karşı davalı ... tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Mahkeme kararının tapu maliki ... mirasçıları olan davalılar ... , ... ve ...’a tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasında “ ... ’un beyanına göre adı geçen davalıların yurt dışında yaşadıkları” şerhi düşülmüş olduğu halde mahkeme kararının adı geçenlerden ... ve ... adına tebliği Şenpazarı Kastamonu adresinde aynı çatı altında ikamet ettikleri şerhi verilerek dayıları ... ’a, ... ’a ise Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılmış olup belirtilen şerhe göre, yapılan tebligatlar usulsüzdür....

            Düzenlemeye göre eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek, veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Böylece kural olarak eşlerin birbirleri ve 3. Kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi TMK felsefesi içinde kabul edilmişken, aile konutu ile bu kurala ayrı bir istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. Düzenleme ile malik olmayan eşe aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmıştır. Huzurdaki davaya konu olayda davalı banka tarafından dava konusu taşınmazda ipotek tesisi için davacının muvafakatinin alma yönünde girişimleri olduğu göz önünde bulundurulduğunda dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğini bilmedikleri kabul edilemez....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili 09/09/2020 havale tarihli istinaf dilekçesi ile özetle, davacının amacının ipotekle teminat altındaki alacağın tahsilini sürüncemede bırakmak olduğunu, zira icra takibi başladıktan sonra ve ipoteğin tesisinden 7 yıl sonra dava açıldığını, davanın hukuki dayanaktan ve iyiniyetten yoksun olduğunu, davalı kooperatifin tapu siciline güven ilkesi uyarınca iyiniyetli hak sahibi olduğunu, ipotek tesis tarihinde taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığını, taşınmazın aile konutu olduğunu araştırma yükümlülüklerinin bulunmadığını, davacının tapu kaydına aile konutu şerhi işletmesi mümkünken bu yola başvurmadığını, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi amacıyla istinaf başvurusunda bulunmuştur. HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava; TMK'nın 194.maddesinde düzenlenen, aile konutu olduğu belirtilen taşınmazın tapu kaydında bulunan ipoteklerin kaldırılması istemine ilişkindir....

            -KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; 1-Çekişme konusu ... ada ... parsel (eski ... ada ... parsel) sayılı taşınmazdaki vakıf şerhi 1942 yılında terkin edilmiş, davalı vekili 06.06.2018 tarihli temyize ek beyan dilekçesi ekinde 08.07.1942 tarihli taviz bedelinin ödendiğine ilişkin okunaksız, fotokopi bir belge sunmuş olup taviz bedelinin kim tarafından ödendiği merciinden sorularak ödeme belgesinin getirtilip evrakına eklenmesi, 2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydının tüm tedavülleri ile birlikte, özellikle kadastro beyannamesinin okunaklı örneğinin, beyannamede belirtilen eski tapu kayıtlarının, gaip olduğu belirtilen kişiler adına tescile ilişkin 16.02.1938 tarihli satış akdinin mercinden temin edilerek evrakına eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Açıklanan nedenlerle, vakıf şerhi dava açıldıktan sonra tapu kaydına yazılmış olmakla dava konusuz kaldığından bu yönde karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 19.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Mahkemece, kayıtlardaki vakıf şerhi tek taraflı işlemle konulduğundan dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı idare temyiz etmiştir. 425 ada 1 sayılı parselin tapulama tespitinin 11.02.1975 tarihinde kesinleştiği, kaydına vakıf şerhinin işlenmediği, "Sultan ... Vakfı" şerhinin 03.02.2006 tarihinde 425 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kaydına yazıldığı anlaşılmaktadır. 5737 Sayılı ... Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Yasanın geçici 5.maddesi hükmüne göre vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalarda diğer kanunlarda yer alan zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin bu kanun açısından uygulanmayacağı kuralı getirildiğinden burada 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin dolayısı ile 02.04.2004 tarih ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının uygulanma olanağı yoktur....

                  UYAP Entegrasyonu