Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kamulaştırma Kanundaki adı geçen düzenlemeler değerlendirildiğinde, tapu kaydına kamulaştırma şerhi konulabilmesi için idare tarafından usulünce verilmiş bir kamulaştırma kararı bulunması gerekli olup, kamulaştırma kararı verildiği halde dahi şerh tarihinden itibaren altı aylık süre içinde bedel tespit ve tescil davası açılmaması halinde şerhin tapu müdürlüğünce resen terkini gerekmektedir....

Kaldı ki, tapu kaydı içeriğinden kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılmış tazminat davasında kurumun talebi üzerine tapu kaydına ihtiyati tedbir konulduğu da anlaşılmaktadır. Yargıtay 5.HD'nin emsal niteliğindeki 2009/11639- 2009/12182 E-K, 2010/12314- 2010/19634 E-K, 2010/6215- 12195 E-K sayılı kararlarındaki belirlemeler gözönüne alındığında taşınmazdan kamulaştırma yapılmaksızın geçirilen enerji nakil hattı nedeniyle davalı idare lehine irtifak hakkı tesis edilmesi halinde, tesis edilen irtifak hakkının tapuya tescil edilmesi yerine, Kamulaştırma Kanununun 31/b maddesi uyarınca satılamaz şerhinin konulması maddenin düzenleme amacına uygun düşmemektedir. Kamulaştırmasız el atma davasında idarenin taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir niteliğinde -davalıdır- şerhi konulması yönündeki taleplerinin Mahkemece reddi de tapu kaydına 31/b şerhi konulması açısından hukuken kabul edilir bir gerekçe değildir....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı idare tarafından 12.10.2010 tarihli kamu yararı kararı alınmış, tapu kaydına 10.10.2011 tarihinde kamulaştırma şerhi konulmuş, kıymet takdir komisyonu tarafından 17.06.2011 tarihinde taşınmazın tahmini bedeli tespit edilmiş, 16.09.2011 tarihinde ise tapu maliki olan ... adına uzlaşma davetiyesi gönderilmiştir. 11.04.2012 tarihinde ise kamulaştırılan taşınmaz, yeni maliki ...'a devredilmiş, dava ise 08.04.2013 tarihinde açılmıştır. Davacı idare tarafından tapu kaydına kamulaştırma şerhi konulduğu ve Kamulaştırma Kanununun 8.maddesinde öngörülen usul yerine getirildiği ancak tapu müdürlüğü tarafından mülkiyet devrinin bildirilmediği anlaşılmaktadır. Buna göre davacı idarenin yeni malikten haberi olduğu ileri sürülemez....

      Aile Mahkemesi'nin 2006/495 esas sayılı dosyasında boşanma davası açıldığını, davalının son zamanlarda evliliğin iyi gitmemesi üzerine 2004 yılında aldığı ve aylık 4000 TL kira getirisi olan dükkanı (... Mah. 68 ada 22 parselde) davacının hak talep etmemesi amacı ile başkasına devrettiğini, bu dükkanın davalının ... fiilen işlettiği otelden gelen elde ettiği paradan davalının hissesine düşen pay ile evlilik birliği içinde alındığını, bu nedenle edinilmiş mal kapsamına giren davalının gelirlerinden 20.000 TL'nin faiziyle birlikte davacıya verilmesini, ailenin ikamet ettiği ... 1995 parsel 1.kat 3 numaralı meskenin tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını istemiştir. Davalı ... vekili, dava konusu dükkanın davalının kardeşi ...’e ait olup, dükkanın 25.10.2004 tarihinde davalının kardeşi ... tarafından ... ’dan satın alınarak bedelinin de aynı gün alıcı ...’in hesabından satıcı ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutundan kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının satıştan haberdar olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.“ Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da“ eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir....

          Kamulaştırma Kanundaki adı geçen düzenlemeler değerlendirildiğinde, tapu kaydına kamulaştırma şerhi konulabilmesi için idare tarafından usulünce verilmiş bir kamulaştırma kararı bulunması gerekli olup, kamulaştırma kararı verildiği halde dahi şerh tarihinden itibaren altı aylık süre içinde bedel tespit ve tescil davası açılmaması halinde şerhin tapu müdürlüğünce resen terkini gerekmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: ELATMANIN ÖNLENMESİ - TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Asıl davada davacı, 1716 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu daireyi davalı ...'dan 19/09/2005 tarihinde satın aldığını, ablasının eşi olması nedeniyle dava konusu meskende kira ödemeden oturmalarına müsaade ettiğini, ablasının eşi ile anlaşamaması nedeniyle Nisan 2009'da kiracı olarak başka eve taşındığını, bu tarihte davalıdan evi boşaltmasını istediğini ancak davalının evi boşaltmadığı gibi kira da ödemediğini ileri sürerek davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesi ile Nisan 2009'dan itibaren kira bedeli olan toplam 6.800 TL nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının kira ve tahliye isteme hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Birleşen davada davacı, davalılardan ... tarafından aleyhine ... 3....

            Şöyle ki, şerh konulduğu tarihte taşınmazın mülkiyeti davalı olup bu dava nedeniyle de taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir şerhi işlenmiştir. Yargılama konusu yapılmış ve sonucunda mülkiyet aktarımına karar verilmesi muhtemel taşınmazlar hakkında verilen ihtiyati tedbir kararları bu kararların tapu siciline işlenildiği tarihten itibaren üçüncü kişiler için de alenilik oluşturur ve artık kayda verilen şerhten itibaren mülkiyet aktarımına engel teşkil ettikleri gibi, kayıt malikinin borcundan ötürü ihtiyati haciz ya da icra-i haciz alacaklıları için de hüküm ifade ederler. Gerçekten de; Türk Medeni Kanununun 1020. maddesi hükmü gereğince “tapu sicilinin açıklığı prensibi” uyarınca tapuyla ilgili işlem yapan herkesin kaydı araştırması halin icabı ve hayatın olağan akışı gereği olduğundan hiç kimse tapu sicilindeki bu kaydı bilmediğini ileri süremez....

              Çekişmeli taşınmazın, 1958 yılında yapılan ... kadastrosunda "... ...ı" olarak sınırlandırıldığı, 2001 yılında tapu kaydına "özel ..." şerhi konulduğu, daha sonra 2011 yılında onaylanan imar planında da yine ... alanında bırakıldığı ve ifraz nedeniyle çekişmeli 158 ada 5 sayılı parsel ile dava dışı ifraz parsellerinin oluştuğu ve daha önce 365 sayılı ana parsele konulan özel ... şerhinin, ifraz parselinin tapu kaydına da taşındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava imar uygulamasından kaynaklanan bir dava olmayıp, daha önceden tapu kaydına konulan ve malikin tasarruf hakkını kısıtlayan "özel ..." şerhi nedeniyle açılan tazminat istemine ilişkin olduğuna göre, adli yargıda çözüme kavuşturulması gerekir. Bu nedenle, mahkemece davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir....

                İcra İflas Kanununun 91.maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında kurulan ilişki Türk Medeni Kanununun 1010.maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh verilmekle de sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelir. Somut olayda da, dava konusu taşınmazların tapu kaydında değişik tarihlerde konulmuş haciz şerhleri bulunmaktadır. Bu durumda, davalı alacaklının bu hakkını taşınmazın mülkiyetini sonradan kazanan kişilere karşı da ileri sürebilme olanağı elde ettiğinden söz edilebilir. Ancak, burada şerhin korumasından davalının yararlanmasını engelleyecek bir durum söz konusudur. Şöyle ki, şerh konulduğu tarihte taşınmazın mülkiyeti davalı olup bu dava nedeniyle de taşınmazın tapu kaydına ihtiyati tedbir şerhi işlenmiştir. Burada, ihtiyati tedbir şerhinin niteliği üzerinde kısaca durmakta yarar vardır....

                  UYAP Entegrasyonu