Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununun 73.maddesine göre bir taşınmaz malın haczine karar verildiğinde amme idaresinin muvafakati alınmaksızın mahcuz taşınmazda tasarrufta bulunulamayacağı ve davacının tapu kaydındaki haciz şerhlerini inceleme halinde göreceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosya içerisindeki mevcut kayıt ve belgelerin incelenmesinden; dava konusu edilen 185 ada 578 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydında pek çok haciz ile tedbir kararı şerhlerinin bulunduğu belirlenmiştir. Dava konusu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi 20.11.2013 tarihinde yapılmıştır. 185 ada 578 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında haciz ve tedbir şerhleri sözleşme tarihinden önce mevcuttur. Tapunun aleniyet prensibi gereği ilgililerin taşınmazın tapu kaydındaki şerhleri gördükleri kabul edilir. Somut uyuşmazlıkta; haciz şerhi lehtarları davada taraf olarak gösterilmemiştir....

    Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi, Türk Medeni Kanunu’nun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun "Tescil" başlıklı 1008. maddesinde taşınmaza ilişkin olarak şerhlerin tapu kütüğüne tescil edilebileceği, 1014. maddesinde bir tescilin terkin edilmesi veya değiştirilmesinin, ancak bu kaydın kendilerine hak sağladığı kimselerin yazılı beyanı üzerine yapılabileceği, 1023. maddesinde tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağı düzenlemelerine yer verilmiştir. Dava konusu somut olayda; bağımsız bölümler üzerindeki haciz şerhleri taşınmazlar dava dışı arsa sahibi... adına kayıtlı iken arsa sahibinin kefil olduğu dava dışı şirketlerin borçları nedeni ile şerh edilmiştir....

      Ancak; Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ancak; Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak (Tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda; her ne kadar Dairemizin bozma ilamında tapu kaydındaki muhdesat şerhinde konutun 3. kişiye ait olduğu belirtilmiş ve takip dosyasında bulunan 22.8.2014 tarihli tapu kayıtlarına göre “işbu taşınmaz mal üzerindeki kargir ev.....a aittir” şerhi bulunmakta ise de; Dairemizin geri çevirme kararı üzerine ...Tapu Müdürlüğü’nden alınan cevabi yazı ile; şikayete konu taşınmazların 02.5.2012 tarihinde şikayetçi borçlu tarafından satın alındığı ve taşınmazların tapu kaydında bulunan muhdesat şerhinin “iş bu taşınmaz mal üzerindeki kargir ev Yakup kızı ...’a aittir” şeklinde revize edildiğinin bildirildiği, bu revizenin tarihinin de 11.3.2019 tarihli tapu kaydındaki şerhten 05.9.2012 olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla şikayet tarihi olan 20.10.2014 itibariyle şikayete konu 1044 ve 1049 Parsel sayılı taşınmazların bir kısım hissesinin ve üzerindeki kargir evin şikayetçi borçluya ait olduğu, bu suretle de, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabileceği görüldüğünden, Dairemizin 05.12.2018...

            Tapu kütüğüne şerh edilmekle de o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. Başka bir deyişle, satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilmekle lehine şerh konan kişi satış vaadi sözleşmesi ile edindiği kişisel hakkı güçlendirir ve bu şerhle kazandığı hakkını sonraki maliklere karşı da ileri sürebilir. Somut olayda; davacıların dayanak 18.11.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne 24.11.1998 tarihinde şerh edilmiş, asli müdahil lehine konulan ipotek şerhi 20.8.2001 tarihinde tapu kütüğüne işlenmiştir. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibi sırasında 17.4.2003 tarihli “Gayrimenkul açık artırma şartnamesi ve tutanağı “ başlıklı ihale tutanağında dava konusu taşınmazın ... lehine olan 24. 11.1998 tarihli satış vaadi şerhi ile yükümlü olarak satışa çıkarılacağı ilan edilmiş , asli müdahil 3.6.2003 tarihinde taşınmazı şerhle yükümlü olarak satın aldığından 25 .6.2003 tarihinde ......

              Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibinin eşya üzerinde dolaylı da olsa hakimiyet hakkı kurmasını sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar manada kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin etkileri hakkındaki bu kısa açıklamadan sonra somut olaya gelince; Üzerinden haciz şerhi kaldırılması istenen taşınmaz Ankara Yenimahalle ilçesi sınırlarında olup Yenimalle tapu sicilinde ... adına kayıtlı iken davacı tarafından Ankara 24.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/640 Esasında görülmekte olan tapu iptali, tescil davası sonucu davacı adına hükmen tesciline karar verilmiş, 11.06.2007 tarihinde karar kesinleşmiştir. Tapu iptali, tescil davası görülürken 23.09.2004 tarihinde bu dava nedeniyle kayda ihtiyati tedbir şerhi işlenmiştir. Hükmen tescil kararı verildikten sonra önceki malik davalı ...'...

                Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de, tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan, taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. 4.Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010 uncu maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydından terkini mümkündür. 5.Tapu kaydındaki şerhlerin kaldırılmasına ilişkin davalarda husumetin kural olarak tapudaki şerhin lehtarına yöneltilmesi gerekir. 6....

                  Ancak; 1-Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki davacılardan ...'in hissesi üzerinde bulunan haciz şerhinin bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, 2-Taşınmazın kamulaştırmasız el atılarak yol haline getirilen ve davalı idareden bedelinin tahsiline karar verilen bölümündeki davacı paylarının tapusunun iptali ile 4721 sayılı TMK'nun 999. maddesi gereğince yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasındaki 2. bendin sonuna (davacılardan ...'in hissesi üzerine konulan ve tapu kaydına şerh edilen haczin hükmedilen bedele yansıtılmasına) ibaresinin yazılmasına, b) Hüküm fıkrasındaki 3. bendin tümüyle çıkartılmasına, yerine (Dava konusu taşınmazın kamulaştırmasız el atılarak yol haline getirilen ve fen bilirkişisi ...'...

                    İlgili Hukuk 1.Tapu kütüğüne esas itibarıyla mülkiyetin veya sınırlı ayni hakların iktisabına veya bunların kaybedilmelerine ilişkin tesciller yazılır. Geniş anlamda tescil ise kütüğe yazılan her husustur. Nitekim kütük sahifesinde mülkiyet, rehin ve irtifak hakları sütunları dışında bir de “şerh” ve “beyanlar” adı altında iki sütun daha vardır. Ancak bir hususun şerh veya beyanlar sütununa yazılması taşınmazın ayni hakka ilişkin statüsünde bir değişiklik meydana getirmez. Şerhten amaç; ilişkin bulunduğu hukuki durumu üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale getirmek, hukuki duruma aleniyet kazandırmaktır. Bu yönü ile şerh ayni bir etki özelliğini gösterir. Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edileceğini kanun belirlemiştir. Dolaysıyla kanunun belirlemediği bir hak tapu kütüğüne şerh edilemez. TMK’nın 1009 ila 1011 ve Tapu Sicil Tüzüğünün 54 ila 66 ncı maddelerinde düzenlenen şerhler, üç amaca yönelik bir tapu işlemidir....

                      UYAP Entegrasyonu