Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan çocuk ile baba arasında soybağı ilişkisini kuran son yol ise tanımadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Tanıma” genel başlıklı “"Koşulları ve şekli" alt başlıklı 295. maddesi;“Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir. Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.” Hükmünü düzenlemiştir. Tanıma, evlilik dışı çocuğun babasının kanunda öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapıldığında çocuk ile babası arasında soybağının kurulmasını sağlayan tek taraflı irade beyanını ifade eder. Tanıma beyanı, bu yönüyle yenilik doğuran işlem niteliği taşır. Geçerli olarak yapılan tanıma beyanı, geçmişe etkili olarak, doğum anından itibaren çocuk ile babası arasında soybağının kurulmasını sağlar ((Dural, M./Öğüz, T./Gümüş, M....

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/233 Esas KARAR NO : 2022/344 DAVA : Tanıma Ve Tenfiz DAVA TARİHİ : 13/08/2021 KARAR TARİHİ : 31/03/2022 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/04/2022 Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP:Davacı...vekili 13/08/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; Federal Almanya Cumhuriyeti Weiasbaden Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 09/03/2020 tarihli ve ...... sayılı onaylı ve kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının tercümesinin yapılarak tanıma ve tenfizini talep ettiklerini, söz konusu mahkeme kararında müvekkili hakkında borç ödemeden aciz ve iflas kararı verildiğini, Türkiye'de devam eden yargılama dosyalarına sunmak ve idari mercilerde işlem tesis etmek için anılan mahkeme kararının tanınması gerektiğini belirterek ilgili kararın Türkiye'de de geçerli olabilmesi için tanıma ve tenfizini talep etmiştir....

    Mahkemece, TMK'nın 300/2. maddesinde belirtilen; tanıma işleminden sonra herhalde beş yıllık süre içerisinde bu davanın açılması gerektiği, davanın 5 yılllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de; yasa metnindeki 5 yıllık sürenin ilgili açısından tanıma tarihinden itibaren başlaması mümkün olmadığından ve davacı da mirasçılık belgesi almakla öğrenmiş olup bir yıllık süre içerisinde davasını açtığından, davanın sürede kabulü ile işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....

      Mahkemece, davacının usulsüz işlem yaptığına dair somut ispat ve tespit bulunmadığı, haklı feshin ispatlanamadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı kabul edilmiş ise de; dosyadaki bilgi ve belgeler ile davalı tanıklarının beyanlarından davacının iş akdinin haklı nedenle feshine dayanak gösterilen “ taşıt tanıma sistemine dahil müşteriler tarafından yapılan alımları iptal edip otomasyona taşıt tanıma olarak ancak Z raporlarına normal satış olarak girerek kendi belirlediği firmalara fiş sattığı” şeklindeki isnadın gerçek olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeplerle feshin haklı nedene dayandığı ve feshe dayanak olayın ispatlandığı anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine kabulü hatalıdır. 3- Mahkemece her kısmi davada taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmakla birlikte, davacının hak ettiği alacağın miktarının tespit şeklinde karar gerekçesinde belirtilmesi gerekir....

        MÖHUK m. 58/1) Buna göre, tanıma kararı, mevcut bir hukuki ilişkiyi ortadan kaldırıcı, değiştirici veya yeni bir hukuki durum yaratıcı (inşai) etkiye sahip değil, yabancı ilamın kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesini sağlayan bir tespit hükmü niteliğindedir. Yabancı ilamın inşai etkisi, tanınmış olması koşuluyla, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder. (5718 s. MÖHUK. m.59) Diğer bir ifade ile tanınma, o ilamın doğurduğu inşai etkiyi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği ana kadar geriye götürür ve o andan itibaren ülke içinde kesin hüküm etkisini hasıl eder. Bu bakımdan, davalının ilk evliliği, tanıma kararının kesinleştiği tarihte değil, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği 2.7.1991 tarihinde sona ermiştir. Aksinin kabulü, “tanıma kararına” inşai hüküm niteliğini vermek olur ki; bu ise, tanımanın bir tespit niteliğinde olduğunu belirten yasal düzenlemeyle çelişir....

          in, gerçek anne ve babası ... ile .... nüfusunda 01/01/1979 doğumlu olarak kayıtlı bulunduğu, davacı ... hanesine ise annesi diğer davacı ... olarak tanıma yolu ile mükerrer olarak tescil edildiği gerekçesi ile tanımanın ve tanıma sonucu oluşturulan mükerrer kaydın iptaline, iptal edilen kaydı ile tüm resmi işlemleri gerçekleştirdiğinden asıl kayıt ile iptal edilen kayıt arasında gerekli düzeltmelerin yapılmasına karar verilmiştir. Dava asliye hukuk mahkemesinde açılmış, yargılama sonunda verilen kararlar Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin ilamları ile “davanın, davacı ... yönünden tanımanın iptali, davacı ... yönünden ise nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden asliye hukuk mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde karar verilmesinin yanlış olduğu gerekçesi ile bozulmuş ve mehkemece bozmaya uyulmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile taraf ve tanık anlatımlarından, ...'...

            Her ne kadar davalının mirasçıları, davalının mirasını yurtdışında reddetmiş iseler de; yurtdışında verilen mirasın reddi kararının Türkiye de tanıma ve tenfizinin yapılmadığı için işbu davanın davalılara yöneltilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gibi bu durumun yabancı mahkeme ilamının tanıma ve tenfizine engel teşkil etmeyeceği kabul edilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinden de davalılar sorumlu tutulmuş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

            Mahkemece, " MÖHUK m. 50’ye göre tanıma veya tenfiz kararının verilebilmesi için gerekli olan ön koşulların; yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş ilamın bulunması, yabancı mahkeme kararının hukuk davalarına ilişkin olması ve kararın kesinleşmiş olmasının gerektiği, tanıma ve tenfiz talebinin kabul edilebilmesi için gereken esasa ilişkin şartların ise MÖHUK m. 58’de düzenlendiği, anılan maddede; hükmün verildiği yer ile Türkiye arasında mütekabiliyetin bulunması (bu şart tanımada aranmaz), ilamın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmemiş olması, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, kararın davalının savunma haklarına riayet edilerek verilmiş olması hükmünün mevcut olduğu, Türk mahkemelerinin yabancı mahkeme kararlarının tanınması veya tenfizi davasında sadece tanıma veya tenfiz...

            Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olduğu belirlenerek, tanıma ve tenfiz davasının, yerel mahkeme içinde sulh hukuk mahkemesine göre daha üst düzey bir mahkeme olan asliye mahkemesi tarafından bakılması amaçlanmıştır (Nomer, E.: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul 2013, s. 492). Görüldüğü üzere ilgili madde, asliye mahkemesini görevli kabul etmekte ve davanın konusunu teşkil eden ihtilafın niteliğini göz önünde bulundurmamaktadır. İhtilâfsız yargı alanında verilen mahkeme kararlarının tanınması da aynı hükümlere tabi tutulmuştur (MÖHUK m. 58/2). Yabancı ülkedeki kararı veren yabancı mahkemenin sulh veya asliye yahut da istinaf mahkemesi olması tanıma ve tenfiz davasında görevli mahkemeyi etkilemez (Ruhi, A.C.: Türk Hukukunda Yabancı Nafaka İlamlarının Tenfizi, Ankara 2013, s. 265- 266)....

            DAVA KONUSU : Tanıma Ve Tenfiz KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan T3 müvekkilinin ilk eşi olduğunu, taraflar arasında Samsun Aile Mahkemesinin 2008/202 Esas, 2008/394 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, tarafların bu evlilikten olma Ufuk Özcan isimli müşterek bir çocuklarının olduğunu ve evlilik birliğinden sonra tanıma ile nüfusa kaydedilen Pelin İrem isimli çocuklarının gözükse de bu çocuğun babasının müvekkili olmadığını, bundan iki ay kadar önce davalı Meltem'in çocuk Pelin İrem'in başka birinden olduğunu itiraf ettiğini, DNA testi ile bu durumun ortaya çıkacağını belirterek müvekkilinin T4 yönünden yapmış olduğu tanımanın iptalini, bu yönden babalık kaydının silinmesine, küçüğe kayyım atanması için Sulh Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılmasını talep ve dava etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu