MÜTEVEFFA : MİRASÇILAR : VEKİLLERİ : DAVALI : VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : Tanıma ve Tenfiz KARAR TARİHİ : 05/12/2022 KARARIN YAZIM TARİHİ : 06/12/2022 Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, Bağdat (Irak) İş Mahkemesinin 25/03/2018 tarih ve 267/İş/2016 sayılı kararının tanınması ve tenfizi talebine ilişkindir. Mahkemece, "HMK 19 ve 5718 sayılı Kanunun 51/2 maddesi dikkate alınarak mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna" dair verilen karara karşı davalı tarafından, görevsizlik kararının dosya üzerinden verilmesinin hatalı olduğu, tanıma ve tenfizi istenen kararın İş Mahkemesi kararı olması nedeniyle İş Mahkemelerinin görevli olduğu, akabinde yetkisizlik kararı verilebileceği ileri sürülerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Aile Mahkemesinin 2005/1267 esas, 2006/491 karar sayılı kararı ile tanındığı ve tanıma kararının 26.06.2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Tanıma, yabancı mahkeme kararma kesin delil veya kesin hüküm vasfım kazandırır (MÖHUK m. 58). Tanıma halinde, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder (MÖHUK m. 59). Diğer bir ifade ile, taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılırlar. Boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında taraflara ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmadığına ve artık yabancı mahkeme ilamı Türk Mahkemesi bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünü kazandığına göre, eldeki davada davalı erkeğe kusur yüklenmesi ve buna bağlı olarak davacı kadın yararına manevi tazminata (TMK m. 174/2) karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Çocuklar, annelerinin evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soybağları 14.06.2007 tarihinde tanıma (TMK.md.295) ile kurulmuştur. Anneleri vefat etmiş olup, çocukların velisi yoktur. Kanun, ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa, hakimin, çocuğun menfaatine göre vasi atayacağını veya velayeti babaya vereceğini hükme bağlamıştır (TMK.md.337/2). Baba ile soybağı tanıma ile kurulduğuna göre, babanın çocuklarının velayetini alma hakkı mevcuttur. Aslolan velayet olduğuna göre mahkeme tarafından öncelikle davanın, babaya ihbar edilmesi, beyanının alınması, onun tarafından velayetlerin kendisine verilmesi yönünde dava açılması halinde sonucunun beklenmesi, küçüklerin velayetlerini baba talep etmediği taktirde davanın sonuca bağlanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....
Her ne kadar davalının mirasçıları, davalının mirasını yurtdışında reddetmiş iseler de; yurtdışında verilen mirasın reddi kararının Türkiye de tanıma ve tenfizinin yapılmadığı için işbu davanın davalılara yöneltilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gibi bu durumun yabancı mahkeme ilamının tanıma ve tenfizine engel teşkil etmeyeceği kabul edilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinden de davalılar sorumlu tutulmuş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Mahkemece, TMK'nın 300/2. maddesinde belirtilen; tanıma işleminden sonra herhalde beş yıllık süre içerisinde bu davanın açılması gerektiği, davanın 5 yılllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de; yasa metnindeki 5 yıllık sürenin ilgili açısından tanıma tarihinden itibaren başlaması mümkün olmadığından ve davacı da mirasçılık belgesi almakla öğrenmiş olup bir yıllık süre içerisinde davasını açtığından, davanın sürede kabulü ile işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....
Mahkemece, davacının usulsüz işlem yaptığına dair somut ispat ve tespit bulunmadığı, haklı feshin ispatlanamadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı kabul edilmiş ise de; dosyadaki bilgi ve belgeler ile davalı tanıklarının beyanlarından davacının iş akdinin haklı nedenle feshine dayanak gösterilen “ taşıt tanıma sistemine dahil müşteriler tarafından yapılan alımları iptal edip otomasyona taşıt tanıma olarak ancak Z raporlarına normal satış olarak girerek kendi belirlediği firmalara fiş sattığı” şeklindeki isnadın gerçek olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeplerle feshin haklı nedene dayandığı ve feshe dayanak olayın ispatlandığı anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine kabulü hatalıdır. 3- Mahkemece her kısmi davada taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmakla birlikte, davacının hak ettiği alacağın miktarının tespit şeklinde karar gerekçesinde belirtilmesi gerekir....
in, gerçek anne ve babası ... ile .... nüfusunda 01/01/1979 doğumlu olarak kayıtlı bulunduğu, davacı ... hanesine ise annesi diğer davacı ... olarak tanıma yolu ile mükerrer olarak tescil edildiği gerekçesi ile tanımanın ve tanıma sonucu oluşturulan mükerrer kaydın iptaline, iptal edilen kaydı ile tüm resmi işlemleri gerçekleştirdiğinden asıl kayıt ile iptal edilen kayıt arasında gerekli düzeltmelerin yapılmasına karar verilmiştir. Dava asliye hukuk mahkemesinde açılmış, yargılama sonunda verilen kararlar Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin ilamları ile “davanın, davacı ... yönünden tanımanın iptali, davacı ... yönünden ise nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden asliye hukuk mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde karar verilmesinin yanlış olduğu gerekçesi ile bozulmuş ve mehkemece bozmaya uyulmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile taraf ve tanık anlatımlarından, ...'...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/233 Esas KARAR NO : 2022/344 DAVA : Tanıma Ve Tenfiz DAVA TARİHİ : 13/08/2021 KARAR TARİHİ : 31/03/2022 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/04/2022 Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP:Davacı...vekili 13/08/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; Federal Almanya Cumhuriyeti Weiasbaden Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 09/03/2020 tarihli ve ...... sayılı onaylı ve kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının tercümesinin yapılarak tanıma ve tenfizini talep ettiklerini, söz konusu mahkeme kararında müvekkili hakkında borç ödemeden aciz ve iflas kararı verildiğini, Türkiye'de devam eden yargılama dosyalarına sunmak ve idari mercilerde işlem tesis etmek için anılan mahkeme kararının tanınması gerektiğini belirterek ilgili kararın Türkiye'de de geçerli olabilmesi için tanıma ve tenfizini talep etmiştir....
MÖHUK m. 58/1) Buna göre, tanıma kararı, mevcut bir hukuki ilişkiyi ortadan kaldırıcı, değiştirici veya yeni bir hukuki durum yaratıcı (inşai) etkiye sahip değil, yabancı ilamın kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesini sağlayan bir tespit hükmü niteliğindedir. Yabancı ilamın inşai etkisi, tanınmış olması koşuluyla, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder. (5718 s. MÖHUK. m.59) Diğer bir ifade ile tanınma, o ilamın doğurduğu inşai etkiyi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği ana kadar geriye götürür ve o andan itibaren ülke içinde kesin hüküm etkisini hasıl eder. Bu bakımdan, davalının ilk evliliği, tanıma kararının kesinleştiği tarihte değil, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği 2.7.1991 tarihinde sona ermiştir. Aksinin kabulü, “tanıma kararına” inşai hüküm niteliğini vermek olur ki; bu ise, tanımanın bir tespit niteliğinde olduğunu belirten yasal düzenlemeyle çelişir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; ... .... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 28/10/2004 Karar tarihli ve 8 F 83/2000 Esas no'lu nafaka ödenmesine ilişkin kararının tanıma ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, "Davanın kabulü ile .... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 28/10/2004 Karar tarihli ve 8 F 83/2000 Esas no'lu nafakaya ilişkin yabancı mahkeme ilamının 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkında kanunun ilgili maddeleri uyarınca tanınmasına ve tenfizine," karar verilmiş; davalı tarafından temyiz edilmiştir....