Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tanıma ve tenfiz istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul Anadolu 10. Aile ile Avanos Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemeleri'nce ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tanıma ve tenfiz istemine ilişkindir....

    Asliye Mahkemesi 20.İktisat Dairesinin 23.09.2010 tarihinde 46.483,89 Euro tutarı ve yargılama vekaletinden doğan ücretler dahil olmak üzere toplam 6.044,50 Zloti tutarının ödeme emrinin tebliğinden itibaren iki hafta içinde ödenmesi yönünde karar aldığını, davalının tebligata rağmen ödeme yapmadığı gibi itiraz da etmediğini, kararın kesinleştiğini belirterek, bahsi geçen ... Mahkemesi kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, tenfiz istemine ilişkin dilekçeye tenfiz konusu mahkeme kararının eklenmediğini, mahkemeye ve ödeme emrine karşı usulüne uygun olarak itiraz ettiklerini, müvekkilinin mahkemeye çağrılmadığını, müvekkiline sadece ihtar muhakemesi usulüyle ödeme emri dışında bir belgenin tebliğ edilmediğini, savunma hakkının kısıtlanmasının kamu düzenine aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, verilen kararın ......

      Davalı vekili; hisse senetlerinin ve fazladan yatırılan 13.433,00 EURO’nun dava açılmasından sonra davacıya iade edildiğini, kalan kısmın ise yabancı mahkemenin ek kararında belirtilen ve tenfiz edilen yargılama masraflarına ilişkin olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

        Ancak; yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan kararların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun m.50). Bundan ayrı yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi için, yabancı ilamın tenfiz koşullarını taşıdığının mahkemece tespiti gerekir (5718 s. MÖHUK. m.58). Tenfiz kararı sadece yenilik doğurucu (usuli) bir hükümdür. Türk Hukukuna göre, yabancı bir mahkeme hükmünün tenfiz edilebilmesi için, bu mahkeme hükmünün verildiği ülke hukukuna göre kesin ve icra edilebilir olması şarttır. Ancak, yabancı mahkeme hükmü Türkiye’de icra edilebilirlik gücüne sadece ve münhasıran Türk Hukukuna göre verilen bir tenfiz kararıyla sahip olabilir....

          18/12/2018 tarih ve 12 O4 176/18 sayılı kararının MÖHUK 54 ve devamı uyarınca tanınması ve tenfizine karar verilmiştir....

          ç) O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25/05/2012 tarih ve 2011/14209 e- 2012/8926 k sayılı ilamında yabancı mahkememi kararlarının tanınması ve tenfizi için aranan koşullar açıklanmıştır.; "Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için;5718 sayılı Kanun'un 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir....

            Heyeti'nin 1863 sayılı, ... karar numaralı ve 25/02/2022 tarihli kararı ile 10/03/2022 tarihli icra hükmünün tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Sözleşmenin 14. maddesinde hukuki ve ticari konularda menkul, gayrimenkul, diğer hak ve alacaklarla, kişi haklarına ilişkin tenfiz; kararın talep eden devlet yetkili mahkemesince verilmiş ve talepte bulunulan devlet mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuya ilişkin olması, kendisine karşı tenfiz istenen tarafın hükmü veren mahkemeye usulüne uygun olarak çağrılmış veya mahkemede temsil edilmiş olması, kararın verildiği Devlet kanununa göre kesin veya kesinleşmiş olması ve kararın o Devlette icra kabiliyetini haiz olması, kararın tenfiz talebinde bulunulan Devletin kamu düzenine açıkça aykırı herhangi bir hususu taşımaması, talepte bulunulan Devletin yetkili adli makamınca aynı konuda verilmiş ve kesin hüküm kuvvetini haiz bir adli kararına aykırı bulunmaması, tenfize konu olan kararın verilmesinden önce, talepte bulunulan Devletin hiçbir mahkemesinde tarafları ve konusu aynı olan ve aynı olaylara dayanan bir dava açılmamış olması şartlarına bağlanmıştır....

                Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunması tenfiz ve tanıma kararı verilmesine engeldir (5718 s.MÖHUK.m.54/c). O halde, ölümden sonra verilen bir boşanma kararı, Türkiyede tanınamaz ve tenfiz edilemez. Bu durum nazara alınarak tanıma ve tenfiz isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.26.05.2015(Salı)...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ...ahkemesine alacak davası açtığını, yapılan yargılamadan sonra mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, KKTC ile Türkiye arasında uluslararası sözleşme bulunduğunu, bu sözleşmenin 3490 sayılı yasa ile uygun bulunduğunu belirterek ilamın tanınmasına ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, tenfiz şartlarının oluşmadığını, ayrıca alacak iddiasının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu